Altyapının zaferi!

Almanya, teknik direktör Joachim Löw'ün dediği gibi 1 günde dünya şampiyonu olmadı. Milenyumun başındaki çöküşün ardından, dev bir altyapı hamlesi başlatan Almanlar, bu hamlenin meyvelerini toplamak için 2014 yılına kadar bekledi. Peki Almanya, 2 binlerin başında düşüşe geçen futbolunu nasıl diriltti? Nasıl yeniden dünyanın en büyük futbol güçlerinden biri haline geldi?

NTV Spor 14.07.2014 - 10:16
Altyapının zaferi!

"Futbol 11'e 11 oynanan ve sonunda hep Almanlar'ın kazandığı bir oyundur. "Çok bilinen bu deyim, dünya futboluna 50 yıl boyunca hükmeden Almanya ve rakipleri için 1990'ların sonunda anlamını yitirmişti.

50'lerde Fritz Walter'leri, Helmut Rahn'ları yetiştiren 60'lar ve 70'lerde Beckenbauer, Sepp Maier, Gerd Müller gibi oyuncuları çıkaran 80'ler ve 90'ların başında Mattheus, Brehme, Klinsmann, Rummenige gibi yıldızları dünya futboluna armağan eden Almanya, bitmez tükenmez kaynakları olan bir oyuncu fabrikasına benziyordu. Bu oyuncu fabrikasından çıkan Sammer, Möller, Haesler, Bierhoff gibi oyuncular ülkelerini 1996 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda zirveye taşıdığında Alman futbol makinesinin duraklama dönemine gireceğini kimse tahmin etmiyordu. Ancak çok geçmeden 50 yıllık imparatorluk çatırdamaya başladı.

Almanya önce 1998 Dünya Kupası'na çeyrek finalde veda etti. Euro-2000 ise Alman futbolu için bir utanç kaynağı olarak hatırlanacaktı. Zira Ballack ve Kahn'a emanet edilen o takım grubunda galibiyet dahi alamadan turnuvaya veda ediyordu. Ne Bayern Münih'in yıldız yabancı oyuncularının büyük katkısıyla 2001'de Şampiyonlar Ligi'ni kazanması ne de milli takımın büyük kura şansı ile 2002 Dünya Kupası'nda finale kadar ilerlemesi Alman yetkililerin gözünü boyamaya yetti.

Oyuncu fabrikasına yeniden can vermek gerekiyordu ve gerekenin yapılması için 2002 yılında düğmeye basıldı. Almanya bir kez daha köklerine dönecek ve büyük bir altyapı hamlesiyle 10 yıl içinde yeniden dünyanın en büyük futbol güçlerinden biri olarak sivrilecekti. Almanya Futbol Federasyonu, 2002 yılında bundesliga ve 2. ligteki tüm takımlara altyapı akademisi kurma zorunluluğu getirdi. Kulüplerin kasalarına, geleceğin yıldızlarını yetiştirmeleri için 900 milyon euro pompalandı. Yetenekli oyuncuların keşfedilmesi için kapsamlı bir tarama sistemi oluşturuldu. Altyapılarda hiç dikkat çekmediği halde büyük bir golcü haline gelen Miroslav Klose, yeni yapılanmanın sembol isimlerinden biri haline geldi. Bir daha yeni Kloseler olmayacaktı.

Onun gibi yetenekler daha çocuk yaşta keşfedilecek ve amaca uygun olarak yetiştirilecekti. Sistem o kadar iyi işledi ki; en alt seviyede keşfedilemeyen bir yetenek, bir üst seviyede mutlaka yetkililerin radarına takıldı. Sadece alman gençleri değil; Mesut Özil - İlkay Gündoğan ve Nuri Şahin gibi Türkler de çok katmanlı bu altyapı sisteminin ürünleri olarak dünya futboluna kazandırıldı. Almanya, bu büyük altyapı hamlesini sözde de bırakmadı. Yetiştirdiği genç oyunculara büyük bir cesaretle görev verdi. Tarihinin en genç kadrosuyla gittiği 2010 Dünya Kupası'nda yarı final oynadı. 2 yıl sonra Avrupa Futbol Şampiyonası'nda bir kez daha son 4'e kaldı. Ve birbirinden yetenekli oyuncuların bulunduğu bu takım Brezilya'da dünya şampiyonu oldu.
 
Futbol tarihine bir başarı hikayesi olarak geçecek bu altyapı hamlesi, bugün Bundesliga kulüplerinin can damarı haline gelmiş durumda. Öyle ki; 2010-2011 sezonunda Bundesliga'da forma giyen 525 futbolcunun 275'i kulüplerin altyapısında yetişti ve bu rakam her yıl biraz daha artıyor.

Bayern Münih'in bugün ortaya koyduğu etkileyici futbolun temelini yabancı yıldızları kadar Thomas Müller - Toni Kroos - Bastian Schweinsteiger ve Philipp Lahm gibi altyapı mucizeleri oluşturuyor. Mesut Özil - Sami Khedira - Per Mertesacker ve Lukas Podolski gibi yurtdışında forma giyen yıldız oyuncular da temelleri 2002'de atılan sistemin en parlak ürünlerinden bazıları. Alman futbolcu fabrikası bugünlerde her zamankinden hızlı çalışıyor. Öyle ki; Dünya Kupası kazanan kadrodaki 14 oyuncu 25 yaş ve altında. Özetle, Almanya daha uzun yıllar dünya futboluna hükmedecek gibi görünüyor.

Almanya 2009'da Avrupa 21 Yaş Altı Şampiyonu olmuştu. O turnuvanın finalindeki 11'den tam 5 futbolcu Dünya Kupası finalinde ilk 11'deydi: Neuer, Höwedes, Mesut, Boateng ve Hummels... O finalde oynayan ama Dünya Kupası finalini son anda sakatlığından dolayı kaçıran Khedira'yı da unutmamak gerek.

Sayfa Yükleniyor...