Dinamo Kiev maçı denince, hemen hemen her Beşiktaşlının aklına ilk olarak 2011'de oynanan maçın son anlarında yaşanan meşhur karambol pozisyonu gelir. Tarihe ‘Kiev karambolü’ olarak geçen ve milyonlarca futbolseverin sonunda derin bir nefes aldığı karambol pozisyonu halen taraftar sohbetlerinin önemli bir maddesi durumunda.
Bazı maçlar enfes golleriyle, bazı maçlar unutulmaz asistlerle, bazı maçlar ise taraftarlarla hatırlanır. Ancak bir karşılaşma bir özelliği ile diğerlerinden ayrılıyor. Bu mücadele 3 kasım 2011'de Beşiktaş'la Dinamo Kiev arasında oynanan Avrupa Ligi maçı. Beşiktaş güzel bir İnönü gecesinde oynanan E Grubu'ndaki dördüncü hafta maçında Kiev'i Egemen'iin tek golüyle mağlup ederek puanını 6'ya yükseltmiş ve büyük moral kazanmıştı.
Ancak ne o gece maç bittikten sonra stattan eve gidenler ne de evde televizyondan mücadeleyi izleyenler 90 dakika bittiğinde golü ya da 3 puanı konuşmadı ilk olarak. Zira maçın son dakikasında öyle bir pozisyon yaşanmıştı ki, aradan 5 sene geçmesine rağmen hala akıllarda.
Halen tarihin en fazla nefes tutturan karambol pozisyonlarından biri olarak gösterilen Beşiktaş kalesinde yaşanan son dakika tehlikesi, o kadar etki yarattı ki literatüre Kiev karambolü olarak geçti.
30 saniyeyi zorlayan karanbol anı, kullanılan korner ile başladı ve herkese derin bir nefes aldıran bir uzaktan şut ile sona erdi. Bu süre zarfında Kievli oyuncular kalecilerinin de dahil olduğu 7 kişi ile kafa ve ayaklarını ve gövdelerini kullanarak toplam 7 şut gönderdiler Beşiktaş kalesine. Ancak Beşiktaş savunması, kaleci Cenk ve maçın karşısında tutulan nefesler o topun çizgiyi geçmesine izin vermedi.
Kiev karambolü öyle heyecanlı anları yaşatmıştır ki Beşiktaş taraftarlarına, şimdi bile kendilerine sorulduğunda tekrarını izleyip sakin kalmanın mümkün olmadığını dile getirmektedirler.
