Dursun Özbek: "Kelime hazinem yetmiyor"

Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, %100 Futbol'da Rıdvan Dilmen ve Murat Kosova'nın konuğu oldu. Östersunds eşleşmesini travma olarak niteleyen Özbek, Süper Lig ilk maçındaki takımın performasını için yaşadığı heyecanı dile getirdi.

NTV Spor 15.08.2017 - 21:11
Son Güncelleme: 15.08.2017 - 23:56
Dursun Özbek: "Kelime hazinem yetmiyor"

Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, NTV Spor'a konuk oldu. %100 Futbol'da Rıdvan Dilmen ve Murat Kosova'nın sorularını yanıtlayan Dursun Özbek, UEFA Avrupa Ligi'ndeki Östersunds eşleşmesini ve Süper Lig'in ilk haftasını değerlendirerek sözlerine başladı.

"Gerçekten Östersunds'a elenmek Galatasaray'da travma yarattı. 2 sene ligde alınan Galatasaray'ın kabul etmediği sonuçlar, bu travmayı derinleştirdi. Bu travmadan çabuk çıkmak gerekiyordu. Liglere de kısa süre kalmıştı. Sezon erken başladı Galatasaray'ın alışık olmadığı şekilde. Sezonun başlangıcı iyi olmayan bir dönemdi. Erken maçlar oynamak, iyi hazırlanamamak iyi bir durum değildi. Galatasaray 5 senedir bir kadroyla oynuyor. Alınan 3 şampiyonluk, kupalar var. Fakat takımın içinde doymuşluk, mental yorgunluğu hissediliyordu. Bunun üstesinden gelmemiz lazımdı. Yeni bir heyecan yaratacak, taraftarı stada çekecek hamle yapmamız gerekiyordu. Galatasaray bu hamleyi yaptı. İnanarak bu hamleyi yaptıysak da bunun meyvesini toplamak başka bir şey. İyi niyetle bazı hamleler yaparsanız, bazen iyi sonuçlar alamayabilirsiniz. Hep bir risk var. Hayatımda dünkü maç kadar heyecan duyduğum başka maç olmadı. Ben bu işin başındaki kişi olarak kelime haznem, o esnada hissettiklerimi tarif etmeye yetmez. Takımın performasını görünce 'Doğru iş yapmışız' dedik. Seyircinin coşkusunu gördük. İnsanlara o keyfi vermenin keyfi bambaşka. Bu his parayla-pulla olacak şey değil. O insanların coşkusu bambaşka. Galatasaray olarak sezon öncesi transferlerimizi iyi yaptığımızı düşünüyorum. Bizim verdiğimiz emeğe karşılık da transferler karşılığını vermiştir. İlk maçta taraftarlarını memnun etmişlerdir. İlk günden çıtayı bu kadar yüksek koyarsanız, çıtayı aşağı çekemezsiniz. Antrenöre ve futbolculara söyledim; 'çıta bu kadar yüksek olursa onu aşağı indiremezsiniz' dedim. Başarılı bir lig diliyorum Türkiye'ye. Barış içinde geçen bir lig olsun. Takımlar çok iyi hazırlandı. Yapılan transferler onu gösteriyor. Geçen seneden daha keyifli bir lig seyredeceğiz."

"Siz bana kızsanız, 'Sana kızıyorum' demenize gerek yok. Vücut diliniz bunu ifade eder. Alınan sonuçlar öyle hale geldi ki kimsenin kimseye bir şey söylemesine gerek yoktu. Birbirinin yanından geçerken vücut dilimiz her şeyi anlatıyordu."

"Galatasaray'da ilk maça çıkıyorlar ama bu oyuncularla temasımız yeni değil. Bu oyuncular da Galatasaray'ın travmasını, Östersunds maçını falan biliyorlardı."

"KUVVETLER AYRILIĞI OLMASI LAZIM"
"OYUNCUYA BAĞLI DÜZEN LAFI..."

"Sayın Tudor'u geçen sene devre arasında getirdik. Bir tek arzumuz vardı; iş disiplini olan, ciddiyeti olan, heyecanını futbolcuya yansıtan bir antrenör istedik. Bu, kolay bir şey değil. Tudor'da sizi etkileyen bir şey var. Karşılıklı konuşurken enerjisini hissediyorsunuz. Koltuğunun altında 2-3 topla geziyor. Geçen sene için Tudor'u suçlamak yanlış olur. Burada belli bir başarı seviyesinden kopmuş bir takımdı. İddiadan uzaklaşmış bir takımdı. Tudor'un sebebiyet vermediği takım içindeki uyum zorlukları da söz konusuydu. Tudor cesaretle bu takımı aldı. 'Oyuncuya bağlı düzen' lafını kabul etmek istemiyorum. Takım yıllandıkça, futbolcularda farklı hisler oluşuyor, farklı tarzlar gelişiyor. Futbolcu öyle bir hale geliyor ki 4-5 sene oynamış, kendisini Galatasaray'ın her şeyi olarak görüyor. Galatasaray'ı çok seviyor. Oyuncuya bağlı düzen lafı irite edici. Oyuncu eskidikçe kulüple ilişkisi farklı boyuta gidiyor. Profesyonel futbolcu seviyesinden çıkıyor. 4-5 tane böyle futbolcu vardı Galatasaray'da. Bunların kötü insan olduğundan kaynaklanmıyor. Galatasaray'ı çok sevdiğinden yönetimle kendisini aynı seviyede görme boyutundan boyutundan geliyor. Kulüplerde de kuvvetler ayrılığı olması lazım. Galatasaray'ın geçen seneki bu sakıntılı dönemini, bu manadaki oyuncularla yollarını ayırarak kendisini kurtardığını görüyoruz. Tudor gibi bir hocayla takıma çabuk uyum sağladılar. Bu da Tudor'un nasıl bir antrenör olduğunu gösteriyor. Çok az hoca bu kadar kısa sürede bunu başarırdı."

Sayfa Yükleniyor...