U-19'un ardından akılda kalanlar

U-19'un ardından ön plana çıkan bu futbolcuların ismi gelecekte çok anılacak...

NTV Spor 13.08.2010 - 13:05
U-19'un ardından akılda kalanlar

Yiğit Can Ertunç- Bu sene organizasyonunu Fransa'nın üstlendiği turnuva, bir çok yıldız adayına ev sahipliği yaptı. Dikkat çekici performanslara imza atan bir kaç yeteneği mercek altına alalım.

Gael Kakuta (Fransa)
Chelsea'nin transfer etiklerini dahi gözardı ederek Fransa'nın Lens Takımı'ndan kadrosuna kattığı Gael Kakuta, turnuvada en fazla göze batan oyuncuların başında geliyor. Chelsea'nin, kulübe getirilen transfer yasağı ve akabinde CAS'a kadar varan hukuk mücadelelerine neden katlandığına, genç kanat oyuncusunun performansı yi bir cevap niteliğindeydi.

Futbolseverler, Chelsea Antrenörü Carlo Ancelotti'nin, Joe Cole'ün satışını onaylarken güvencesinin ne olduğunu Gael Kakuta'yı izleyince daha iyi anlamış oldu. Ancelotti onun için "Chelsea'nin geleceği" cümlesini kullanmaktan çekinmiyor. İki ayağını da son derece etkili kullanabilen Kakuta, kanadın her iki tarafında da rahatlıkla üst düzey performanslara imza atabiliyor. Çabuk ve doğru karar verip uygulayabilmesi, topla müthiş sürati, topsuz alandaki etkili koşuları ve atletik yapısı oyuncuyu kısa bir süre içinde zirveye taşıyabilecek en kilit özellikleri arasında gösteriliyor.

Oyuncunun karakter özelliklerinden bahsedecek olursak, stres altında sakin kalabilen yapısından bahsedebiliriz. Fransa'nın Hırvatistan karşısında 1-0 yenik durumdayken beraberlik golünü getiren gol vuruşundaki soğukkanlılığı ve ayrıca aynı maçta Fransa'yı öne geçiren goldeki asisti, oyuncunun yaşına göre ne kadar sıradışı olduğunu belgeler nitelikteydi.

Kakuta'nın final maçının genelindeki sessizliği bir süreliğine izleyenleri aldatır gibi olsa da 87.dakikada topla yaptığı mükemmel koşu sonrası çektiği şut, neredeyse takımının şampiyonluğunu ilan edecekti ki, İspanya savunmasından seken top tekrar genç oyuncunun önüne düştü, paniklemesi son derece olağanken, Kakuta'nın soğukkanlılığını koruyarak uzak direkteki Lacazette'ye açtığı orta golle sonuçlandı ve Fransa kupayı kaldırdı. Kakuta'nın turnuva karnesi 5 maçta 2 gol, 2 asist. Son derece etkileyici.

Thiago Alcantara (İspanya)
İlginç bir hikayesi olan futbolcunun üç ülkeyle bağları mevcut. İtalya'da doğan oyuncu, altyapı eğitimini Brezilya'da aldı ve 2004 yılında Flamengo'dan Barcelona altyapısına gerçekleştirdiği transferi ertesi kariyerine İspanya'da devam etmeye başladı.

Futbol kamuoyu, onun için 'Geleceğin Xavi'si' diyenlerin ne kadar haklı olduğunu, oyuncunun 19 Yaş Altı Avrupa Şampiyonası'nda sergilediği performans sonrasında çok daha iyi anlamış oldu.

1994 Dünya Kupası Şampiyonu Brezilya'nın ünlü oyuncularından Mazinho'nun oğlu olan Alcantara, altyapı eğitimini Barcelona'nın ünlü La Masia Akademisi'nde aldı. Oyuncunun en kilit özellikleri oyunu iyi okuyabilmesi, soğukkanlılığı ve sahanın her bölgesini görüyormuş izlenimi bırakan milimetrik pasları.

Genç oyuncunun İspanya'nın geri dörtlüsüyle olan uyumu ve ayrıca Barcelona ile günümüz futbol literatürüne giren 'kontrol futbolu' anlayışının yeni nesil temsilcilerinden biri olacağını, belki de en güçlü adayı olduğunu kanıtlar futbolu ile taraflı tarafsız herkesin beğenisini topladı. Zaten halihazırda Barcelona A Takımı ile 2 resmi maça çıkan oyuncunun 1 de golü bulunuyor. Bu da bu tezi doğrular nitelikte.

Sergio Canales (İspanya)
Futbol kamuoyu, Canales'in adını ilk kez Racing Santander kulübü ile kontratında yaşadığı problemler ile duymuştu ve genç oyuncu, aynı dönemde ortaya koyduğu başarılı performanslar ile Avrupa kulüplerinin ilgisini çekmişti. Bir kaç ay sonra, bütün bu söylentiler, oyuncunun Real Madrid'e attığı imza ile son buldu. Turnuvada sergilediği performans, Real Madrid sempatizanlarının oyuncudan beklentilerini arttırırken, oyuncunun kulüp geleceğine yapacağı katkıyı da heyecanla beklenir hale getirdi.

Özellikle yarı final mücadelesinde İngiltere karşısında sergilediği muhteşem performans ile futbol otoritelerinin beğenisini kazanan genç oyuncu, İspanya'nın tempolu futbolunda, göze en hoş gelen parçaların başında yer alıyordu. Yaratıcılığı, skoru ani bir şut veya gol pası ile her an değiştirebilme potansiyeli ve mükemmele çok yakın tekniği, oyuncuyu turnuvada en akılda kalan oyuncular arasına sokan en kilit özelliklerinin başında geliyor.

Alexandre Lacazette (Fransa)
Her ne kadar Fransa Genç Takım Antrenörü onu genellikle yedekten oyuna dahil etse de, oyuncu süre aldığı dakikalar boyunca kalitesini fazlasıyla belli etti. Bize de onu kısıtlı bir süre izlemek durumunda kalmamıza üzülmek düştü diyebiliriz. Oyuncu turnuvayı 3 gol ile tamamladı ve Gol Krallığı'nda ikinciliği Hırvat Zvonko Pamic ve vatandaşı Cedric Bakambu ile paylaştı.

Oyuncunun, turnuvayı 3 gol ve 1 asist ile tamamlası, süre aldığı 120 dakika göz önünde bulundurulduğunda hiç de fena sayılmaz. Üstelik Fransa, finalde kupayı getiren golü de genç Lyonlu'nun ayağından bulmuştu. Oyuncunun en kilit özellikleri arasında cesareti ve topla kaleye yaptığı direkt koşular geliyor. Bu özellikler oyuncunun atletik yapısı ve gücüyle birleştiğinde de oyuncuyu bu satırlara taşıyor. Oyuncunun, tekmeye ayak sokar göz görmezliği ve futbolunu ruhuyla oynar yapısı, futbolseverleri turnuva süresince mest eden en önemli özelliklerin başında geliyor.

Daniel Pacheco (İspanya)
İspanya'nın ülke dışında oynayan tek oyuncusu olan Pacheco'nun, neden Liverpool gözlemcileri tarafından keşfedilip bünyelerine dahil edildiği, oyuncunun turnuva süresince sergilediği performansı "Gol Kralı" ünvanıyla taçlandırılması sonucu, iyi bir yanıt bulmuş oldu. Fernando Torres'i andıran oyun stilini, turnuvada 4 gol ile süsleyen Daniel Pacheco, sadece forvet özelliklerine sahip bir oyuncu değil. Oyuncuyu, sahip olduğu tekniği ve topu iyi kullanabilmesi, hücuma dönük ortasaha pozisyonu için de mükemmel bir alternatif haline getiriyor.

Oyuncu attığı 4 golün 3'ünü sol ayağıyla, 1'ini de sağ ayağıyla kaydetti. Barcelona altyapısı çıkışlı oyuncunun adından uzun süre bahsettireceği kesin. Mükemmel geçirdiği bir turnuva ertesinde genç oyuncu, yeni göreve gelen Liverpool Teknik Direktörü Roy Hodgson'dan hakettiği süreleri almak ümidiyle İngiltere'nin yolunu tuttu.

Marco Djuricin (Avusturya)
Henüz 17 yaşında olan genç Hertha Berlinli turnuva süresince ülkesi için ne kadar kilit bir rolün altından başarıyla kalkabildiğini gösterdi. Seneye Kolombiya'da düzenlenecek 20 Yaş Altı Futbol Turnuvası için de, Avusturya için en önemli oyuncuların başında olacağının sinyallerini verdi.

'Klasik 10 numara' mevkinde oynuyormuş gibi gözüken oyuncunun çok sayıda pozisyona girmesi gözlerden kaçmazken, arkadaşlarına yarattığı gol opsiyonları ile de topsuz alanda ne kadar etkili olduğunu ve ne kadar zeki bir oyuncu olduğunu kanıtladı.

1.81 boyundaki Sırbistan kökenli genç forvet, turnuvayı sadece 1 golle tamamlamasına rağmen, oynadığı güzel futbol ile akıllarda yer etti. Genç yaşı göz önünde bulundurulduğunda, sorumluluk almaktan çekinmez yapısı ile herkesin takdirini topladı.

Sayfa Yükleniyor...