İsviçre'de hazırlık aşamasında son noktaya gelinen yeni yasal düzenleme bu ülkedeki spor federasyonlarını da yakından ilgilendiriyor. Federasyonların İsviçre'deki gizlilik kültürünün arkasında faaliyetlerini sürdürme avantajı sona erecek. World Soccer'da yer alan habere göre eski bir ISL çalışanı, bugünün İsviçre Halk Partisi milletvekili Roland Buchel sporda şeffaflık kampanyasının başındaki isim. Buchel, yönettikleri spor dalları büyürken milyonlarca dolarlık sponsor ve yayın anlaşmalarıyla zenginleşen idarecilerin şüpheli hareketlerini bitirmenin peşinde...
Buchel, FIFA'nın Zürih'teki merkezinde düzenlenen Birinci Dünya Spor Etiği Toplantısı'ndaki konuşmasında “FIFA'nın önde gelen isimleri de yeni ‘anti para aklama yasası' ile birlikte dünya üzerindeki en kötü diktatörlerle benzer statüye sahip olacaklar” demişti.
Buchel'in sadece Blatter ve FIFA'nın 27 İcra Kurulu üyesini kast etmesiğine vurgu yapan World Soccer, Keir Radnedge imzalı haberinde Uluslararası Olimpiyat Komitesi ile İsviçre merkezli diğer uluslararası spor federasyonlarının yöneticilerinin de yeni yasa kapsamına gireceğini öne sürdü ve Buchel'in şu sözlerine yer verdi:
“AİLE ÜYELERİNE DE TAKİP”
“Para aklama yasasındaki değişiklikler İsviçre Parlamentosu'nun gündeminde... Önümüzdeki sene yasanın çıkmasını bekliyoruz. Bu düzenlemeyle uluslararsı spor federasyonlarının başkanları ve hatta birçok çalışanı bile ‘PEP' statüsüne gelecek (PEP / Politically Exposed Person: Siyazi Nüfuz Sahibi Kişi). Blatter de, kişisel asistanı da... İcra Kurulu üyeleri de, medya sorumlusu da... Hepsinin banka hesaplarındaki hareketler takip edilecek ve İsviçre'deki otoritelere raporlanacak. Aynısı yakın aile üyeleri için de uygulanacak. Dünyadaki en kötü diktatörlerle aynı statüde olacaklar.”
“DEMOKRASİLER İSTEMİYOR”
“Spor yönetimi bir kriz noktasında çünkü sporu idare ediş biçimiyle etik çerçevesinde gerçek anlamda bir işi yönetme biçimi arasında büyük bir uyuşmazlık var. Sorunlar Güney Amerikalı ve Güney Avrupalı yöneticilerle başladı. İsim de veririm. IOC'nin eski başkanı İspanyol Juan Antonio Samaranch, FIFA'nın eski Başkanı Brezilyalı Joao Havelange, Uluslararsı Atletizm Federasyonu eski Başkanı İtalyan Ruben Acosta ve Uluslararası Voleybol Federasyonu eski Başkanı Meksikalı Ruben Acosta. Bu beyler sporda oylama hileleri, ayrıcalık yapma ve yozlaşmada öncülük ettiler. Sonuçta büyük çapta spor organizasyonları demokratik ülkelerde gönülsüzce düzenlenir, hatta hiç kabul edilmez hale geldi. St.Moritz ve Münih'te yerel halk 2022 Kış Olimpiyatları'nı istemedi. Büyü organizasyonlar artık bariz demokrasi açıkları, eksikleri olan ülkelerde düzenlenir oldu ve IOC, FIFA gibi kurumlar da uluslararsı insan hakları örgütlerinin hedefi haline geldi.”
“Spor federasyonlarının yeniden güvenilirliğe ihtiyacı var. Şeffaflık gerekli. Gerçek şeffaflıktan bahsediyorum.”
