"Süper Lig 1 hafta erken bitebilir"

NTV Spor'da %100 Futbol'a konuk olan TFF Başkanı Yıldırım Demirören, gündemdeki konular hakkında merak edilenleri anlattı.

NTV Spor 15.01.2016 - 23:25
"Süper Lig 1 hafta erken bitebilir"

TFF'nin Riva'daki Hasan Doğan Tesisleri'nde Güntekin Onay ve Rıdvan Dilmen'in sorularını yanıtlayan TFF Başkanı Yıldırım Demirören, kulüplerin mali yapıları, hakemler, teknik adamlar ve Milli Takım hakkında açıklamalarda bulundu.
 
Demirören, programda Milli Takımımıza olan güvenini dile getirdi. Ay Yıldızlıların EURO 2016'da finale kadar yürüyebileceğini belirten Demirören, sıkışık olan futbol takvimi konusunda Rıdvan Dilmen'in yönelttiği soru üzerine "Şampiyon ve küme düşenler belli olursa Süper Lig'in bitimini 1 hafta geriye çekebiliriz" dedi.

Demirören'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle...

"Mali konuyu ben Federasyon Başkanı olduğum günden beri söylüyorum. 3 Temmuz'dan kötüsü mali süreç olacak demiştim. Bu süreç geliyor. Hepimiz de görüyoruz. Yapıları bozuk, maalesef borçlanarak gidiyor. 2015 sonuna göre 3.5 milyar lira civarında bir borç var tüm kulüplerin. Kulüplerimiz kendilerini toparlama sistemine girmezlerse, altyapılarına dönüp kendi oyuncularını yetiştirmez, önemli oyuncularını satmazlarsa bu borç kapanmaz. Yasayla beraber kulüplerin borçlarını kapatması gerekiyor. Ama bu mevsimde yasayla eşgüdümle olması lazım. PTT 1. Lig'de çok toparlanma var. Memnunuz. Süper Lig'de büyük problemler var. Her kulüpte sorun var. Büyük kulüpler inceleniyor. Bu sene değil, önümüzdeki yıl toparlanmazsa problem büyüyecek. Bir çok kulübümüz Avrupa Kupaları'na katılamayacak. Bizim bir kriterlerimiz var. Bu kriterlere uyuyor gözüküyorlar. X kulübümüzün 5 milyon lira borcu var. Bunlarla ilgili bize belgeleri getiremezlerse sahaya çıkamayacaklar. Lisans alamayacaklar. Biz kuralları uyguluyoruz. Bunun da bir geçiş dönemi var. Puan silme keyfi değil, kuralları uyguluyoruz. PTT'de 7-8 kulübün puanları siliniyor. Keyfi bir sistem değil. Zaten federasyonun her işlemi şeffaftır, göz önündedir. Yöneticilere sorumluluk getirilecek. Kulübü aldığınızda kulübün 1 lira borcu varsa 1 lira ile bırakacaksınız. 1.5 lira olduysa; küsüratı siz ödeyeceksiniz. Kanunla eşgüdümlü gitmek gerekiyor. Kulüpler yasasının üzerinde çalışılıyor. Yöneticiler artık sorumlu olacak. Olmazsa masanın bir bacağı eksik kalır. Bu tarihi bir karar olacak. Kulüplerin A.Ş. olması gerekiyor tabii ki.  

Seyirci sayısı maalesef ligimizde düşük. Zeminlerimiz düzeliyor. Türkiye'de maalesef Passolig öncesi ve Passolig sonrası olarak konuşuluyor. Seyirci Passolig yüzünden gelmiyor deniyor; katılmıyoruz. Passolig öncesi 11 bindi ortalama. Şimdi 8600 ortalama. Zaten 2 bin kişilik kitle gelmesin. Çünkü bunlar bedavacı, olay çıkaran kitle. Biz hiçbir zaman Avrupa gibi bir ortalamada oynayamayız. Derbi maçlarda bu rakamlar yakalanıyor. Burada bakmamız gereken seyirciyi futbola nasıl çekmek? Bu sadece TFF'nin görevi değil. Medyanın da görevi var. Medya tabii ki haber yapacak ama marka değerini düşürmemesi, seyircinin kötü tezahürat yapmaması; şiddet olmaması gerekiyor. Öbür taraftan UEFA ile organizeyiz. KISS Marketing Semineri'ni yaptık geçen gün. Kulüpler, medya, taraftar herkes ortak hareket etmeli. Gündüz maçları çok önemli. İlk yarı gündüz maçlarını büyükler 2 kez filan oynadı. Ancak ikinci yarı daha fazla olacak. Tribün kapatmayı kaldırdık. Sadece belirli kişilere kapanıyor; tribün açık kalıyor. Maç bittikten sonra futbolun güzelliklerini konuşur bir ortam yaratıyor.

Ligimizde oynayan 100 oyuncudan 55'i yurt dışında yetişmiş. Bunun hakkında endişe duymuyorum, eksiklik olarak görüyorum. Yabancı kararını biz tamamen serbest bırakmadan önce yabancı sayısı 6 artı 2 idi. Yabancılar 4 artı buçuk olarak sahadaydı. Şimdi 6 artı buçuk olarak sahadalar. Genç bir milli takım yarattık. Eksiğimiz var doğru. Altyapıdan oyuncu yetiştiremiyoruz. Biz Sayın Cumhurbaşkanımız ile konuşurken bizim altyapıya yönelmemizi tavsiye etmişti. O yönde gidiyoruz. Fatih hocamızda bu işin üstünde. Soma Tesisimiz açılıyor. Kulüpler olmadığı zaman milli takım bir yere kadar gidiyor. Kulüplerimizin altyapıya önem vermesi lazım. Altyapıdaki hocalar hatır için bu işi yapıyor. Ama eğitimli kişiler görev almalı artık.

Dönüşümsüz oynayan yegane milli takımlardan birisi biziz. İlk 3'ün içinde biz varız. İsim olarak paylaşmadık ama devşirme oyuncuya karşı değiliz. Donk ve Fernandao hep gelmek istediler. Eğer hocamız isterse başımızın üstünde yeri var. Devşirme oyuncuya karşı değilim kesinlikle. Alman Milli Takımı'nın kadrosunda hep devşirme oyuncu var. Bizim şanssızlığımız bizde doğmamışlar. Devşirmeye karşı değilim kesinlikle. Manşet olur bu. Uzun vadede yapacağınız altyapıya önem vermek. Kısa vadede turnuvalarda kalıcı olmak istiyoruz. Bunu istiyorsak belli yardımlara ihtiyacınız var. 10 tane alacak halimiz yok. 1 tane ya da 2 tane devşirme oyuncu olur. 10 tane zaten olmaz. 3'ü bulmaz. Barcelona'nın İstanbul'da iki tane var. Benim oğlum bile 8 yaşında orada oynuyor. Barcelona yetiştirmekle kalmıyor; alıyor vatandaşı yapıyor. Bizim bu avantajı kullanmamız lazım. Avrupa Şampiyonası'na katılıyoruz. Dünya Kupası elemeleri başlayacak. İmkan varsa bunu kullanmamız gerekiyor.

Devletin desteği var şu an. Sponsor oldular. Önceden siyaset futbola karışıyor diyorlardı. Hayır. Biz gidiyoruz. Destek istiyoruz. Türk futbolu bir süreç geçirdi. Kaçmalar oldu tabiki sponsorlardan. Ama bu süreçten değil; kavgadan kaçıyor. Sponsorlar bu kavgaların içinde markalarının olmasını istemediler. Son 2 senedir bir yumuşama var, düzelme var. Bu yavaş yavaş düzelecek. Eski haline gelecek. Herkes kavga ortamından kaçmalı. Tüm aktörler. Evde seyrederken mutluluk duyarak seyrediyoruz futbolu. Statta da bu şekilde seyretmeliyiz. Türk futbolundaki güven ortamı yavaş yavaş geri geldi. Geçen sezon başında başladığımız maçların önceden açıklanması mesela güven ortamı yakalandı. Eskiden bu çok tartışılıyordu. Şimdi güven ortamı geldi. Kimse tartışmıyor. Bu çok önemli bir mesajdır. Bu açıdan bakmamız lazım. Ben kulüp başkanlığı, Kulüpler Birliği Başkanlığı ve TFF Başkanlığı yaptım. Türkiye'de tek. Belli açıklamalar belli bir çerçeve içinde kavga ortamı olmadan yapılmalı. Tartışma seviyesini medeni bir yerde tuttuğumuz sürece futbola faydası var. Futbolu sadece TV'den izlersek olmaz.

Sponsor gelir rakamlarımız arttı. Bugün İtalya Federasyon Başkanı geldi. Onun Telekom şirketi federasyona sponsor. Devlet desteği olmadan bu işler olmuyor. En büyük şansımız futbolu seven bir Cumhurbaşkanımızın olması. İki hafta önce Ankara'daydık. Bu destekler olmasa geçmişten gelen borç bakiyeleriyle yaşayamazlar. Biz federasyon olarak geldiğimizde 2012'de 240 milyon lira olan bütçemizi 411 milyon liraya çıkardık. Sponsor gelirlerimiz arttı. Ama kulüplerimizin sponsorları azaldı. Çoğunun sponsoru yok. Futbolu bir rekabet, bir güzellik unsuru olarak sunarsak hepsi olacaktır. Herkes elini taşın altına sokmalı. Kulüpler Birliği güzel bir çalışmayla bu konuyu oraya getiriyor.

Ertelemeler herkese olmayabiliyor. Hiç ceza almamış olması lazım. Erteleme olmasının 8 tane maddesi var. Kulüplerin ona uyması lazım. Dünyada örneği var. Kurallar olduğu sürece var. Otururuz kulüpler isterse ertelemeyi kaldırırız. Biz hep diyoruz ki Avrupa'yı örnek alalım. Niye yöneticilerimiz Avrupa'yı örnek almıyor. Avrupalı yöneticileri neden örnek almıyoruz? Bir tane yöneticinin konuştuğunu gördünüz mü maç sonu? Herkes burada konuşmalı. Biz İngiltere'yi örnek alıyoruz da 1 tane İngiltere Başkanı'nı böyle konuşurken göremezsiniz. Nesiller değişiyor, görüşler değişiyor, elektronik ortam gelişti. Dün akşam Manchester City'nin penaltısı verilmedi. Bir tane başkanın konuştuğunu görmedim.

Şeffafız ki bir kişi ceza alıp, diğeri almıyorsa siz biliyorsunuz. Birinin bir raporu eksikse ona göre verilmez. Hukuka göre cezaları alıyoruz. Hukukçularımız bu konuyu daha iyi biliyor. Hukuk standart olarak uygulanıyor.

Hakem hataları dünyanın her yerinde var. Sayın Gümüşdağ ve başkanların beyanatlarına hak veriyorum. Hatalar oldu. Hatalar bir takımın üç puanını yedi, hep oldu. Bunu inkar edemeyiz. Geçiş dönemi yaşıyoruz. Devrim yaptık. Genç hakemlere, profesyonel hakemlere dönüyoruz. Önümüzdeki sene 22 hakem olacak. Bunun için talimatları değiştirdik. Genç hakemler göreve geliyor artık. Arda Kardeşler diye bir hakemimiz Süper Lig'e girdi. Hatalar muhakkak olacaktır. Profesyonelliğe geçtik, yine hatalar olacak. Hataları tartışmıyoruz, hakemlerin kişilğini tartışıyoruz. Hataları tartışalım ama bunu yapmayalım.

Jaap Uilenberg dönemi bitti; Roberto Rossetti geliyor. Collina ile temaslarımız var. Arada sırada gelecek kendisi. Biz hataları tartışalım, hakemleri tartışmayalım. Mete Kalkavan'ın babası hastaneden yeni çıktı. Oğluna yapılan kötü tezahüratlar yüzünden kalp krizi geçirdi. Herkesin ailesi var. Cüneyt Çakır'ı artık bahsetmek bile istemiyorum. Dünyanın ilk 3 hakeminden birisi oldu. Uilenberg'in yetiştirdiği 4-5 çok iyi hakem var.

Hata yapılınca üzülmüyor muyuz? Ben maçı seyrederken hakemleri seyrediyorum. Aman hata yapmasınlar. Bu hatalar oldu evet. Sayın MHK Başkanımız Kuddusi Müftüoğlu açıkladı. Hatalar geçen sene ile aynı oranda oldu. Bir kasıt yok ama kesinlikle. Trabzonspor aleyhine çok hata oldu maalesef. Biraz da Kasımpaşa'nın… Ama kendilerine kimse kasti bir hareket yapmadı. Zaten MHK bu hakemleri o şekilde değerlendirdi ve cezalarını verdi. 38'den 22'ye düşmesi hakem sayısının çok büyük bir devrim zaten. Belirli hakemler ceza olarak alt klasmana düşecek. Profesyonel hakemlik verildi; para alıyor diye bir şey yok. Başarılı olmak zorundalar. Başarılı olamazlarsa sözleşmeleri feshedilecek. MHK buna göre sözleşmeleri feshedebilecek. Bunların hepsi eğitimle olacak. Hakemlikte gelişme var ama… Hatalar olabilir ama gelişme var.

Hakemlerin kalitesini arttırabilmek için burada sıcak bir ortam yarattık zaten. Onlar dışa açılmaktan çekiniyor olabilirler. Başkan olarak ben onlara söyledim. Beyniniz ne diyorsa yapın; akşam yattığınız zaman vicdanınız rahat olsun dedim. Onlara çok yetki verdik. Sonuna kadar arkalarındayız. Onun haricinde kamuoyundan gelecek sıcak mesajlar; onları sıcak yere itecektir. Basının paslaşması lazım. TV programlarında hakemlerin hatalarından daha çok kişilikleri konuşuluyor. İki tarafın da birbirine sıcak olması lazım. Sahadaki futbolcunun hakemin hem hakem; hem de ağabeyi olduğunu bilmesi lazım.

Sporda teknoloji artık oyunun içine çok girdi. Teknoloji gerekiyor. UEFA'nın martta toplantısı var. Bu toplantıda EURO 2016, Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi'nde gol teknolojisini muhtemelen mecbur hale getirecekler. Onlar getirdiği zaman biz de getireceğiz. Stat dışında bir arabadan hakem hatası görülsün; hakem uyarılsın deniyor. Bu teknoloji değil. Başka bir göze oyunu emanet ediyorsunuz. Zaten aldığımız duyumlara göre bu uygulanmayacak. Tenis, basketbol bunlara uygun. Duruyor çünkü. Ama futbolda bu olmaz. Çünkü oyun durursa enerji gider. Gol çizgisi teknolojisi büyük ihtimalle ilgili gelecek. Statlarımız buna hazır hale getirilecek.

6 hakemin önümüzdeki yıl devam edip etmemesiyle ilgili MHK Başkanımız ile konuşacağız. Başlayan sezonda değişiklik olmaz. Sezon sonunda konuşacağız. Raporlara göre değerlendirme yapacağız. Roberto Rosetti ile bu konuyu konuşmadık. Biz hakem hatasını değil, hakemi tartışırken dışarıdaki gözlere yetki vermemiz olmaz. Bu sefer o gözleri tartışacağız. O teknoloji değil. Teknoloji gol çizgisi… Bir alet topun çizgiyi geçip geçmediğine karar veriyor. Burada göz veriyor. O yüzden olmayacaktır. Aldığımız duyumlar bu yönde.

 Futbolla ilgili her konuyu Fatih hocamızla paylaşarak yapıyoruz. Bizim futbol dünyamıza göre kademe kademe projelere geçiliyor. Hocamız futbola sadece futbol olarak bakmıyor. Hakem işleriyle de ilgileniyor. Genel kurulun yapısıyla da ilgileniyor. Fikirleri tartışıyoruz. Uygulanabilecek konuları zaten hayata geçiriyoruz.

Hoca değişikliklerini çok tasvip etmiyoruz. Antrenörlerimiz göreve gelirken sözleşmelerini çok sağlam yapmalılar. Bu konuya çok müdahil olamıyoruz. Çünkü seçilmiş kişiler. Bütçelerini kendileri kuruyor. Biz bir karar alırsak takımın kötü gidişine sebep olabiliriz. Limit koyma konusunu tartışacağız. Antrenörler iki kulüp çalıştırabiliyor. Burada seçilmiş kulüp başkanını konuşuyoruz. İtalya'da mesela bu kural var. Baktığınız zaman dengesizlik var. Ama seçilmiş bir kişiyi ve camiayı ilgilendirdiği vakit buna TFF olarak girmemiz doğru mu? Bana göre değil. Biz bir camiayı ilgilendiren bir konuda ne kadar aktif olabiliriz bilemiyorum. Lisansı olmayan yönetici konuları kapandı. Fatih hocamız Pro Lisans konusuyla özellikle ilgileniyor. Benim bildiğim Yusuf Şimşek de lisansını aldı. Sergen Yalçın da aldı. Roberto Carlos için Akhisar'a yazı yazdık. Fatih hocamız bu konuyla çok yakından ilgileniyor.

Statlar Genel Müdürlüğe ait ama zeminler yüzde yüz kulüplere ait. Sorumlu tamamen kulüpler. Biz zeminleri sezon başında ve sezon içerisinde inceliyoruz, bilgi alıyoruz ve yapılması gerekenleri sunuyoruz onlara. Ama tavsiyelerimizi yapıp yapmamak kulübe kalmış. Spor Bakanımız ile konuştuk. Bakanlık ve TFF olarak zemin hakkında çalışma yapacağız. Burada bütün kulüpler zemine para harcamalı. İngiltere'de zemin namus kadar önemli. Öyle bakılıyor. Kulüplerimiz bu zihniyete gelmeli. Zeminlerin oynanır hale gelmesi gerekiyor. Bu paranın harcanması lazım. Biz kulüpleri zorluyoruz ama sonrası kulüplere kalmış. Zorluklarda o paralar bile büyük miktar haline geliyor; bunu da biliyoruz tabi.

Kupada kart gören ligde oynayamıyor, ligde gören kupada oynayamıyor konusu hakkında bir şikayet almadık. Kart konusunu inceleyeceğiz. Antrenörlerle bu işler çözülebilir diyoruz. Sezon başında bütün değişiklikler bütün teknik direktör ve birinci kaptanlara anlatılacak. Fatih hocamızın fikri bu. Yeni sezon başında herkesi toplayıp; bu yeni kuralları ve değişiklikleri anlatacağız.

Türkiye Kupası'nda A Haber'e teşekkür etmek lazım. Maalesef Türkiye Kupası angarya gibi gözükmeye başladı. Bir kere bu angarya değil, kupa. Gelirleri arttırdık. Yine konuşuyoruz artsın diye. Seyirciler bunu angarya görüyor, kulüpler de bunu böyle anlatıyor. Galatasaray sahaya çıkıyorsa o stadın dolması lazım. Bu işe para veren yayıncı kuruluşları da düşünmek zorundayız. Yenildiği zaman takımlar yeniliyor; oynayanlara bakılmıyor. Statü değişikliğinde ufak bir oynama olacak. Maçları azaltmayı düşünüyoruz. Ama yayıncı kuruluşun görüşünü de alacağız tabiki.

İkinci yarıda yangın olacak deniyor ama söndürürüz yangını. İkinci yarı çok heyecanlı geçecek. Büyük kulüplerimizin hepsi şampiyonluk vaat ediyor ama bir tanesi şampiyon olacak. Hakem hataları da olacak. Biz kurallarımızı uygulayacağız. Futbolu futbol olarak centilmenlik içinde gitmesini temenni ediyorum. Ne 6222 uygulansın, ne biz cezalarımızı uygulayalım. Bu sene 2 takım başa baş gidiyor; 3.'sü zorlamak istiyor. Türk futbolu marka olarak farklı bir yere geliyor. Biz burada futbolu tartışıyoruz, gündemi tartışıyoruz. Ama başka şeyleri de konuşmalıyız. O kadar etkili yerlere geldik ki UEFA ve FIFA'da… Kaç tane federasyon başkanı bizim öncü olmamızı istiyor. Bu sabah İtalya'nın Federasyon Başkanı geldi. 15 dakika kalacaktı. 2 saat kaldı. Videolar çekti. Dünyada böyle bir tesis görmediğini söyledi. Kendi yönetim kuruluna sunmak için izin istedi bizden. Yayın ihalesi var yakında. 400-450 milyon dolar üzerinde bir para çıkabilir. Sayın Göksel Gümüşdağ'a söyledim. Bazı kafaların değişmesi gerek. Yüzde yarım için kavga eden başkanlar var. Süper Lig A.Ş.'yi destekliyorum ama her kulüp uzlaşmak zorunda. Bayern Münih 20 milyon euroya yakın gelirinden fedakarlık etti. Çünkü diğer kulüplerin yaşamasını istiyor. Bu düşünceye gelmemiz lazım. Ama bugün 1 lira için kavga eden kulüplerimiz olduğu sürece bu yapı düzelmez. Ama inşallah bu düşünceler değişir ve yayın hakları geliri Süper Lig A.Ş.'de olur.

Şampiyonluk ve küme düşme belli olursa ligleri 1 hafta geri çekebiliriz. Çünkü oyuncuların daha fazla dinlenip hazır olmasını istiyoruz Avrupa Şampiyonası'na… Grubumuz ne kolay, ne zor. Rakiplerimiz bizden çekiniyor. Futbolda biraz şans da lazım. Ama mühim olan buraya katılmaktı. Bir dahaki üç turnuva sonra olmasın. Kalıcı olmamız gerekiyor. Her turnuvaya katılmalıyız. Zaten başarı da adım adım gelecektir. Çok güzel bir jenerasyon yakaladık. Bu takım büyürse daha iyi yerlere gidecektir. Taraftar Kulübü'müz çok büyüyor. Günden güne büyüyor. Bilet büyük problem. Fransa'daki maçta 6 bin kişilik yerimiz var. Ama 12 bin talep var. Taraftar Kulübü'ne üye olanların avantajları oluyor. UEFA ile anlaşmamız böyle. Güzel bir yere gidiyor Türk futbolu. UEFA ile ilişkilerimiz çok iyi.

Yüzde 55'in içinde olan oyuncular eskiden Türkiye'yi tercih etmiyorlardı. Şimdi ediyorlar. Direkt tercih ediyorlar. Bu oran yavaş yavaş gelecek. Biz Türk değiliz diye yazılan mektuplar var.

Avrupa Şampiyonası'nın bir bedeli var mı? Yok. Biz son 5 maçı kazanarak azimle, güvenle bir şey yaptık. O günün Türkiye'sine bakın. Her tarafta şehit var. Ama bu çocuklar bir başarı getirdi. Biz de tabii ki bir prim vereceğiz. Bu prim neden tartışılıyor? 2008'den sonra böyle bir başarı yok. Bizim yönetime geldiğimizden beri hedefimiz; primi açıklıyoruz; yüzde 30'unu maçtan önce veririz; başarı gelirse yüzde 70'i alırsınız diyoruz.

Selçuk'un attığı gol bütün Türkiye'yi ağlattı. Bunun bedeli olamaz. Herkes mucize filan diyor ama hayır başardılar. Kazakistan maçından sonra hocamız bütün maçları kazanacağımızı söyledi. Kazandık da… Bu primi sonuna kadar hak ettiler. Bir yıl içinde yenilmeyen tek takımız sanırım.

Bizim için en önemli şey tesisleşme, altyapıya önem ve mali konular… İkinci ve Üçüncü Ligler bizim için çok önemli. Onlar hakkında projelerimiz var. 11 milyondan, 15 milyon liraya çıktı bütçe. Futbol okulları faaliyete geçti. Hocamız bütün Anadolu'yu gezerek altyapıya önemi anlatıyor. Tesisleşme, altyapı ve mali kriterler en önemli şeyler. Antalya'da futbol vadisini kuruyoruz. Riva'da bu tesisin bir küçüğünü yapıyoruz. İzinler çıktı. Devrim yapılıyor ama bu devrimler sancılı olacak. Sonunda futbolumuz kazanacak.

Milli takım stadından evvel milli takım taraftarını oluşturmak gerek. Milli forma giyen oyuncuya hakaret ediliyorsa istediğiniz kadar stat yapın. Biz Konya'da mutluluk yaşadık. Vardı bir milli takım stadı projemiz. Olimpiyat Stadı küçülecekti. Ama Türkiye'de 27 tane stat yapılıyor. Hepsi birbirinden güzel statlar. Milli takımımız çok rahat her statta oynar. Her statta oynanırsa Türkiye'de tanınır. Bizim milli takım taraftarına ihtiyacımız var. İsveç maçı Antalya'da 24 Mart'ta… Mayıs'ta 2 ya da 3 tane maç oynanacak. Stattan daha çok taraftar kültürünü oluşturmamız lazım.

Ben derbi maçlara taraftar gitmesin demedim. Eskiden gidenlerin örneğini verdim. Bu böyleydi. Ama gidildiğinde tekrar bu olaylar olacaksa izin yine biter, kalkar bu izinler. Bu mesajı vermek istedim. Yanlış anlaşılmasını istemem.

Elimde bir sihirli değnek olsa 3 şeyi değiştirmek isterdim. Bütün tesisleri yaparım. Mali kriterleri düze çıkartırım. Altyapıdan oyuncu çıkartırım. Elimde sihirli değnek olsaydı bunları yapmak isterdim.

Tüm takımlarımıza başarılar diliyorum. İnşallah ikinci yarı centilmence geçer. Sakatlıksız, güzel bir sezon diliyorum."

 

Sayfa Yükleniyor...