Yazoğlu, dernekte gazetecilerin sorusu üzerine yaptığı açıklamada, geçmiş yıllarda yağlı güreşlerde doping kullanılmadığını söyledi.
İnsan sağlığına zararlı olan, geçici güç ve enerji veren ilaçların Kırkpınar'ın ruhuna uymadığını belirten Yazoğlu, "Geçmiş Kırkpınarlarda gücüne, kendine güvenen çıkar yiğitçe güreşir. Son yıllarda bütün spor dallarında olduğu gibi bizim pehlivanlar da vücut geliştirme, badi çalışarak adalelerini geliştiriyorlar" diye konuştu.
Yağlı güreşlerin sıcak altında yapılan ağır sporlardan olduğunu belirten Yazoğlu, şunları dile getirdii:
"Bazı pehlivanlar sıcak altında daha uzun süre kalabilmek ve gücünü artırmak için bir takım ilaçlar kullanıyorlar. Burada ilk doping kontrolünü yıllar önce yarı finale yükselen başpehlivanlara ben yaptırmıştım. Bunun zararlı olduğu ortada. Doping kullanan başpehlivanlar tespit etmiştik. Hatta bunlardan isim vermeyeyim ama birkaç tane ünlü başpehlivan genç yaşlarda rahmetli oldu. Şu anda Ankara'da yaşayan ve kemer taktığımız bir başpehlivanın da doping nedeniyle yerinden kalkamaz vaziyette olduğunu duyuyorum. Doping kullanımı çok ciddi ve ölüme kadar götürebilecek sonuçlar doğurabilecek bir konudur. Buna şu anda Güreş Federasyonu'nun, Gençlik Spor Genel Müdürlüğü'nün, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın hatta hükümetin çok ciddi bir şekilde bu konununu üzerine eğilmesi lazım. Eğitimler ve seminerler verilmesi lazım ama her şeyden evvel Türkiye'de Yağlı Güreş Federasyonu'nun kurulması lazım. Yağlı Güreş Federasyonu kurulursa, doping ile ilgili işler de toplanır, kontroller yapılır, eğitimler verilir. Pehlivanlarımıza, yiğitlerimize sahip çıkılır."
Yağlı güreşin, çok yoğun programı olan minder güreşinin yanında üvey evlat muamelesi gördüğünü belirten Yazoğlu, "Bir takım grubun elinde yağlı güreşimiz ve pehlivanlarımız maalesef iyi durumda değiller" diye konuştu.
