"Hiçbir zaman vazgeçmedik"

Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, 1-0 kazandığımız İzlanda maçının ardından basın toplantısında açıklamalarda bulundu.

NTV Spor 14.10.2015 - 01:32
"Hiçbir zaman vazgeçmedik"

EURO 2016'ya direkt katılma hakkını kazanmalarına rağmen Ankara'daki terör saldırısı sebebiyle sevinecek hal ve ruha sahip olmadıklarını belirten Fatih Terim, "Esasında tabii sevinecek ne halimiz var, ne ruhumuz buna müsait. Çok güzel bir gece, gönül yorgunuyuz. Emeğin karşılığını gördüysek, beklentileri boşa çıkarmadıysak ve bir nebze umut dağıttıysak ne mutlu bana, takımıma ve bizlere. Bu ülke insanlarının neler hakettiğini biliyoruz. Dolayısıyla ben ve ekibim bu ülkeye daha iyisini vermek için daha çok çalışacağız. Şükürler olsun ki, Allah yüzümüzü kara çıkarmadı. Evlatlarımı kutluyorum. Dualarını eksik etmeyen herkese teşekkür ediyorum. 1 puanda bile bizim yanımızda olan herkese teşekkür ediyorum. Birçok kişinin, görmeden, bilmeden, zahmet edip antrenmanları seyretmeden herşeyi bilirmiş gibi yaptığı ülkede, sizlerin bizlerle olup doğruları yansıtıp yanımızda olduğunuz için teşekkür ediyorum. Ülkede kalbi bizimle atan, pozitif enerji yollayan herkese teşekkür ediyorum. Federasyon başkanımız, yönetim kurulumuz, federasyonun tüm profesyonelleri, futbolcu evlatlarımız, tüm staff'ımız, doktorundan masöründen fizyoterapistine... sonsuz teşekkürler. En önemli teşekkürü de beni hiç yalnız bırakmayan eşime, çocuklara ve torunuma, damatlara, tüm aileme gönderiyorum" dedi.

Gruptaki rakiplerinin davranışları hakkında ise Terim, "Arkadaşlar, biz duygusal bir ülkeyiz, bunu da bir meziyet olarak söylüyorum, bu güzel bir şey. Maalesef biz böyle şeylerle hiç uğraşmadık, herkes özgürdü, o gün de söyledim, biz başarılı olmuşuz ki, tehlikeli gidiyoruz ki, böyle bir davranışın içine girmişler. Tüm bunlara rağmen takımımızın böyle bir başarı elde etmesi ve direkt katılmamız müthiş bir iş oldu. Maçtan sonra televizyonda da söyledim, şu an konuşmak o kadar kolay ki, yaptık, ettik demek... Ama bir puan varken 'ben demeden bitmez' demek çok kolay. Ben, arkadaşlarım ve tüm futbolcularımız hiç olmadığımız kadar mütevazı olacağız. Hollanda bunu demiş, antrenörü bunu demiş, İzlanda merak etmeyin demiş... Bunlara rağmen play-off kurası diye düşünürken herkes, Fransa kurasına gidecek arkadaşlarımız. Allah'a şükür bunları gördük. Ülkemizin şu anki durumunda birkaç saat yüzünü güldürebildiysek daha mutlu birşey olamaz bizim için" yorumunu yaptı.

Soyunma odasında oyuncularla ne konuştuğunun ve oyun anlayışındaki değişim hakkında görüşü sorulan Terim, "Oyun anlayışımızda rötuşlarımız var, dokunduğumuz şeyler oldu, doğru da uyguluyoruz, ilk yarı daha iyiydik ama maça çıkarken Çek maçından gelecek, Kazakistan'dan gelecek haber var. Ama biz ne yapıyoruz, o da önemli. 1'den 14 puan alıp büyük avantajla son maça çıkıyorsunuz. Hollanda kazandığı zaman ki doğaldır, siz kaybedersiniz hiç gidemiyorsunuz. Bunları düşününce, yaptığımız planda, her neticeyi bana bildirmeleri konusunda karara vardık. İlk haber Çek'ten geldi, iyi de oynuyorduk, değişmemize gerek yoktu. Dikkatli olmak zorundaydık, küçük bir hatanızda kaybediyorsunuz, tüm bu şartlar altında, kolay değil, hiç süre almayan, en son Kazakistan'da oynadığından beri 4 aydır oynamayan bir Arda, çok süre almayan santrforlarımız, bazı oyuncularımızın fiziği... gibi sıkıntılar var. Ama düzgün bir takımız. 20 kişinin bir odada olduğundan emin olabilirsiniz, takım böyle olunuyor, tecrübelilerle gençler böyle kaynaşıyor, Gökhan için de haber yolladık, alın gelin dedik. Esasında görevlerini yapmışlardı. Avrupa seviyesinde durumumuz da malum. Sonuç itibariyle ben kendilerine sadece, korkmamalarını söyledim, çok da konsantre olmuşlardı. 'Overdose' durumu dikkatimi çekti, tedirgin başladılar, sonra açıldılar. Sonradan gelen haberleri biliyorsunuz. 1,2 derken Kazak'tan haber gelince tüm riskleri alacaktık. O yüzden çok da gol pozisyonuna soktuğumuzu söyleyemeyiz. Müthiş akan, Serdar, Caner, Selçuk bugün hepsi... Caner müthiş bir özveriyle oynadı. Ben oynarım dedi. Doktorlarımız Fenerbahçe doktorlarıyla beraber çalıştı. Caner oynarım dedi, takımımda da oynayacağım dedi. Çok küçük sıkıntılarda neleri gördük biz, ona teşekkür etmemek, haksızlık olur, ayrı bir parantez açtım. Maçtan sonra kendilerine 19-20-21-22 yaşında, genç yaşta bir grubun Avrupa Şampiyonası görmesinin ne kadar başarı olduğunu söyledim ve kendilerini tebrik ettim" cevabını verdi.

Avrupa Şampiyonası'nda hedeflerin sorulması üzerine ise Terim, "Başladığımız günden bu tarafa birçok evreler geçirdik. Kötü zamanlarımız oldu. Ancak benim bulunduğum konum Türk futbolunda birçok şeyi değiştirmek. Bu konuda maçlarımız bitti, daha sakin olarak başkan ve yönetimle tekrar oturup planlama yapacağız. Ancak bir defa ilk 20'nin içine girmiş olabiliriz. Dünya sıralamasında 20'nin altına düşmeliyiz. Hatırlatmakta yarar var, kulüpler bazında 1 numarayı gören, Avrupa Şampiyonası'nda 9.-10. sırayı gören biri olarak söylüyorum, unutuluyor bazen. Kimsenin burnundan getirmenin de manası yok, yazılanların cevabı önümüzdeki günlerde verilecek. Ne unuturum, ne de cevapsız kalacak birçok kişi, emin olabilirsiniz. Avrupa Şampiyonası ve Dünya Kupası, bir ülke futbolunun sunumu. Dünyanın en güzel iki organizasyonu. Bütün gayem budur, Türk milli takımları hep burada olmalıdır, sonuç ne olursa olsun. Katedeceğimiz çok yol var. Seyircisizlik, dövüş, kavga, belden aşağı bitti mi, güzel sahalarda oynuyor muyuz, profesyonel kulüplerimiz fazla mı eksik mi... çözmek zorundayız. Ekoller kolay gelmiyor. Bu bizim için, yapacaklarımızı kısa mesafede yapmak için önemli bir avantaj ve gençlerimiz için müthiş bir örnek. Şimdi dünyadaki tüm Türk futbolcuları, Türk milli takımında oynamak isteyecekler, biz de katılıyoruz, her takımı her yerde yeniyoruz, Türk futbolunun sorunları bitmiş değil, biraraya gelmek zorundayız. Binlerce saha lazım. Gideriz, gitmeyiz, kalırız... Dünyadaki tüm gençlerin oynadığı şartları sağlamak zorundayız. Eğitimcilerin eğitimine önem vermek zorundayız. Birçok projemiz var. 5 Ocak 2016'da ikinci senem doğuyor. 5 Ocak, Adana'nın kurtuluşu, onun için imzalamıştık. 2 senede ne yaptık anlatacağım, Haliç'in bir değişiği olabilir. Avrupa Şampiyonası'nda hatırlarsanız soru sormuştunuz bana, 'Hocam, dönüşünüzü bir ay sonraya almışsınız' demiştiniz. Ben de '3 gün sonra eleneceğiz diye hareket edilmez ki' demiştim. Ümit ederim uzun kalırız. Avrupa'nın ortasında, Fransa'da olması ülkenin, önemli bir hadisedir. 1.5 2 ay, ülkenin dünyada bahsedilmesinin rakam karşılığı yok" yanıtını verdi.

'Fransa'da yeni oyuncular olacak mı?' şeklindeki soruya ise Türkiye Futbol Direktörü, "Kaybettiğinde değil vazgeçtiğinde yenilirsin, bugün de vazgeçmedik, arkama baktım 3. santrfor imkanı olsa onu da koyacaktım. Hiç vazgeçmedik. O yüzden de oyuncularıma sonsuz teşekkürler sunuyorum. Bir jenerasyon koyduk, yakalamadık, biz seçtik. Geçen sene Ekim ayından bu yana, geldiğimden benim bu tarafa, 58'den indik 20'lere, 15-20 kişi değişti. Bu bir planın, projenin ve değişimin sonucudur. Tüm riskleri aldık. Kaybettiğimizde tüm röportajları dinliyorum. Yazanları da biliyorum. Vazgeçmedik. Yabancı kuralının olması için projeyi sunan benim yönetime. Israrla olmasını isteyen de benim. Rakiplerimizin hepsinde yabancı serbest, hatta AB serbest, Güney Amerika'dan bile 2-3 serbest, onların hepsi dünya, Avrupa şampiyonu Biz de Avrupa Şampiyonası'ndayız, serbest. Benim hiçbir korkum yok. Hiç sorun yok. Gayemi de söyledim, Türk futbolcuların Avrupa'ya gitmesini istiyorum. Ocak ayında birçok oyuncumuzun da gideceğini düşünüyorum. Gidecekler. Bugün oynadığımız İzlanda takımının 22+3 oyuncusunun 1 kişi hariç hepsi dışarıda oynuyor. Bizim niye oynamasın 80 milyonluk ülkeden, bir adadan bu kadar oynuyor. Enes, Salih... önemli. Korkmuyorum ben bundan. Aşağı yukarı 10-12 gencimiz var. Okay, Salih, Emrah Başsan, Emre Çolak... PTT 1. Lig'de de var, bakacağız, dışarıdan da var. Bir arkadaşımla haber yolladım, kendim telefon açacağım, Löw'le yemekte biraraya geleceğim, oyuncularımızın durumunu konuşmak için. Dünyanın her tarafında gönüllü scoutlarımız var. Avustralya ile bile konuşuyoruz. Bizden giderse, oradaki ligden geldiği zaman zaten karşısındaki oyuncularla kendi liginde karşılaşmış oluyor. O yüzden ben sayımızın çok çabuk artacağını düşünüyorum" cevabını verdi ve eleştiriler hakkında ise şöyle devam etti:

"Tüm ülkemiz hep beraber gittik bir yere, doya doya tadını çıkarsınlar önümüzdeki günlerde rahat rahat konuşacağız, söyleyeceğimiz şeyler olacak. Brezilya maçından sonra, Çek maçından sonra, hatta 1 ay önce... Şu gün tadını çıkaralım. Niye işimiz zor? Sabah kalkıyorsunuz, bir bomba haber, 50-60-70-80 ölü.. haber geliyor. Hocam ne olmuş diyorlar, bunlardan hepsini atlatıp, bu oyuncular, biz bu ülkenin insanları. Birinin canının yanması bizim canımızın yanması manasına gelir. Bu çocuklar ve biz böyle bir ortamdan çıkıp maç oynuyoruz. Düşünün Hollandalı gazeteci dün bize, 'Hoca ben sizi ve oyuncularınızı Prag'da gördüm, çok üzgünsünüz, nasıl hazırlıyorsunuz diye o adamcağız soruyor ama benim ülkemin insanları bu çocuklara etmediğini bırakmıyor. Sevinsen buruk sevinemiyorsun, dünyanın en büyük başarılarından birini aldık, keşke tek bir evladımız ölmeseydi de Avrupa, dünya şampiyonasına gitmeyelim. Bir tek cana değer mi? Galibiyetler gelir gider, insan canı gelmez. Bu ne gaddarlıktır. Bu vaziyette, uçarımın kenarında yürüyen çocuklar, ay yıldıza hizmet ediyor. Aldıklarına, verdiklerine, bindiklerine söylersiniz, durun bir maç bitsin. Geçtiğimiz durum belli, ülkemizi bu iş birleştiriyorsa, güzel bir iş yapmış çocuklar, basın bağrınıza. Nefreti bu kadar kolay verenler, sevgiyi de kolay versinler karşıya. Sevginin geçiremeyeceği yara yok. Üzüldüğüm bu. Yoksa eleştiri olacak, beğenmedim de denilecek. Sen Çek'i 2-0 yeniyorsun, sen kimsin de beğenmiyorsun 2-0'ı, bak bakayım tarihine. Benim bütün derdim, biz bu 10 günde, maalesef, bir diğer maçımız da burada Hollanda'ydı, o gün de şehitlerimiz olmuştu, tüm galibiyetler onların ruhuna gitsin. Bu çocuklar da biz de bu ülkenin çocuklarıyız, sadece arka, ön değil iç sayfaları da okuyoruz, gündemi de takip ediyoruz, biz bu ülkenin insanıyız, dolayısıyla böyle cevap vermek istiyorum. Bugün herkes mutluluğu buruk şekilde de olsa yaşasın, tatsız kelimlerden uzak durmak istiyorum. Yolumuz açık olsun."

Konya Torku Arena'nın artık kendileri için uğurlu ve önemli bir stat olduğunu belirten Terim, "İzmir Olimpiyat Stadı'na benzetiyorum Konya'yı, uğurlu stat gibi. Biz burada çok rahat ediyoruz, gol kaçırdığımız zaman serzenişte bile bulunmayan bir seyirci var, bırakın hakareti, herkes seferber. Stattaki herkes, Konya'daki herkes, camlarda, pencerelerde bağırlarına basıyorlar, stat çok modern, biz çok sevdik burayı, ülke de bu milli takımı çok sevdi. Allah yolumuzu açık etsin" diyerek sözlerini tamamladı.

Sayfa Yükleniyor...