Sevgili Günlük,
Aylardır hatta 364 gündür beklediğimiz Vodafone İstanbul Maratonu'nu tamamladık. Yani en azından biz bu yıllık kendi üzerimize düşen 10 kilometrelik parkuru geride bıraktık. 4. kez hem sporcu hem de basın mensubu olarak yer aldığım bu organizasyon her anlamda her geçen yıl çok daha çekici bir aktivite haline geliyor...
Öncelikli olarak, farklı koşu organizasyonlarında da birlikte yer aldığımız NTV Spor'daki çalışma arkadaşlarımla sabah 6.30'da başlayan, yine sıradışı bir gün geçirdik. Sabah mahmurluğunu attıktan sonra, maraton öncesi yapılan sohbetin keyfine doyum olmuyor...
NTV Spor'un gece yayını sorumlularından biri olarak, sabah sunucumuz Murat Caner'le hasret gidermek ayrı bir zevkti... Yıllardır görüşmediğim arkadaşlarımla parkurda rastlaşmak ayrı bir zevk :)
Bu işin sosyal boyutu..
Sportif boyutuna gelince... Bireysel açıdan fiziksel performansım her zamankinden çok da iyi değildi ama zaten boğazın geçildiği böyle bir koşu da sadece keyif almaya çalışmakta fayda var. Irmak, Murat ve ben küçük bir yarışa girmiş olsak da çok fazla zorlamadım. Koşmak ya da sadece hızlı adımlar atmak, kulağınızdaki müziği hissetmek, en güzeli...
Kafalarımıza yerleştirdiğimiziz kameralarla çektiğimiz görüntüleri NTV Spor'da takip edebilirsiniz...
Aslında şunu söylemek lazım... İlgi çok önemli, medyanın ilgisi tabi ki önemli ama dünya çapındaki emsallerini göz önüne aldığımızda esas önemli olan vatandaşların ilgisi...
Bu yıl her zamankinden fazla yabancı koşucu misafirimiz vardı... Portekiz'den, Ukrayna'dan hatta Güney Afrika'dan sporcular gördüm ama en az bunun kadar önemli olan, ilk kez evlerinin balkonlarından, yol kenarından, zillerle, pankartlarla koşanlara destek veren bir kalabalık vardı. Ayrıca, sponsorların organize desteklerini ve görev alan gönüllüleri de kutlamak lazım...
Sonuçta bu bir ekip işi... İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ana sponsor Vodafone ve de Atletizm Federayonu'nun öncülüğündeki bu organizasyon, İstanbul'un yarışı ve İstanbullular da katılımlarıyla görevini yerine getirdi. Herkes el birliğiyle bu zorlu işin altından başarıyla kalktı...
Yıllardır gerçekleştirilen bir organizasyonun geliştiğini görmek güzel...
İlginin artması güzel... Heyecanı paylaşmak güzel...
Gelin siz de gelecek yıl bir şekilde bu heyecanın parçası olun. Koşmak şart değil...
Belki yürüyerek, belki gönüllü olarak belki koşanlara alkış tutarak, İstanbul Aşkına...
Ben şimdiden gelecek yıl için geri sayıma başladım; 364...
