Frank Rijkaard, futbolculuk kariyerinde Ajax ve Milan formalarıyla efsane haline geldi. Teknik patronluğunda ise iniş-çıkışlarla dolu bir serüveni var. Sparta Rotterdam ile küme düşen Rijkaard, Barcelona'yla zirveye çıktı. İşte Rijkaard'ın kariyeri...
Dünyada herhangi bir ülkede herhangi bir futbolseveri yoldan çevirip sorsanız 80'lerin sonu 90'ların başındaki Milan kadrosunu sayabilir. O kadronun 3 Hollandalısı'ndan biri olan Frank Rijkaard, hem Milan hem de Ajax'la Avrupa Şampiyonluğu kazanan önemli bir futbolcuydu.
Bu futbolculuk kariyerinin ardından Rijkaard'ın Hollanda milli takımında Guus Hıddınk'in yardımcılarından biri olması sürpriz değildi. 1998 dünya kupası dördüncülüğünün ardından Rijkaard'ın Hiddink'in yerine geçmesi yadırgandı bunun tersine. Hollanda ve Belçika'nın ortaklaşa düzenlediği Euro 2000'de Rijkaard'ın takımı yarı finalde İtalya'ya elendi. Karşılaşmanın normal süresinde 2 penaltıdan yararlanamayan portakallar İtalya'ya seri penaltı vuruşları sonunda elenmekten kurtulamadı.
2001-2002 sezonunda Sparta Rotterdam'ın başına geçen Rijkaard, takımının küme düşmesine engel olamadı. Belki de bu yüzden 2003'te Barcelona'nın başına geçişi ciddi anlamda yadırgandı. Yeni başkan Joan Laporta'nın danışmanı Johan Cruyff'tu bu atamanın arkasındaki kişi.
Rijkaard ve öğrencileri sezona o kadar kötü bir giriş yaptı ki Aralık ayına gelindiğinde tüm medya ve taraftarlar istifasını istiyordu. Zaten bir sezon önce Avrupa kupalarına güç bela katılan Barça zor durumdaydı. Ama genç teknik adam devre arası istediği Davids transferinin yapılmasının ardından işleri toparladı. Sezon bittiğinde ikinci sıradaydı katalan ekibi.
2004-2005 ve 2005-2006 sezonları Barcelona için rüya gibiydi. Şampiyonluk ve sonunda gelen şampiyonlar ligi zaferi Rijkaard'ı Avrupa'nın en gözde teknik adamlarından biri haline getirdi. Ama başta Eto'o ve Ronaldınho ile yaşadığı sorunlar bu yükselişin inişini getirdi. 2008'de Barça ile yollarını ayırdı Rijkaard.
1 yıllık bir boşluğun ardından Rijkaard Galatasaray ile anlaştı. Rijkaard'ın gelişi sarı-kırmızılılar için sıradan bir değişiklik değildi. Rijkaard'ın, Hollandalı olması, Barcelona etiketi taşıması Galatasaray'da "total futbol" devriminin gerçekleşeceği inancını doğurdu.
Saha içi diziliş 4-3-3'e dönerken, yeni yapı özellikle UEFA Kupası öneleme turlarında zayıf rakipler karşısında alınan farklı galibiyetlerle desteklendi.
Medyada 100 golün üzerine çıkılacağı söyleniyordu. Ne var ki sezonun ilerleyen bölümünde Galatasaray'daki düşüş Rijkaard'a olan güveni azalttı. Sansasyonel transferlere rağmen Galatasaray'ın sezonu 3. sırada bitirmesi ve bunu elindeki kadronun kalitesizliğine bağlaması Hollandalı teknik adam hakkında kafalarda soru işaretleri doğurdu.
Galatasaray yönetimiyle transfer konusunda bir türlü anlaşamayan Rijkaard sahaya idealindeki kadroyu bir türlü süremedi. Buna Galatasaray'ın Karpaty Lviv'e elenerek Avrupa'ya erken vedası, Servet'le yaşadığı problem ve ligin ilk 2 haftası alınan yenilgiler eklenince Rijkaard'ın kredisi iyice eridi. Peş peşe 4 galibiyetin ardından da Karabük ve Ankaragücü yenilgileri, Rijkaard'ın son kalesi olan taraftar desteğini de yıktı. Ankaragücü maçında ali sami yen tribünleri, ilk defa Hollandalı teknik adamı istifaya çağırdı.
