Son vuruşlar

Rizespor maçında Beşiktaş’ın en ciddi eksikliğinin 10 numarasız oynaması demiştik. Kalabalık savunmaları açacak anahtardan yoksun, tesadüfleri ve mucizeleri bekleyerek boğuşan bir takım… Asteras Tripolis karşısında Oğuzhan’ın varlığı oyunun rengini değiştirdi. Beşiktaş’ın golü de bu oyuncunun zeka ve becerisi ile geldi.

NTV Spor 18 Eyl 2014
Son vuruşlar

Rizespor maçında Beşiktaş'ın en ciddi eksikliğinin 10 numarasız oynaması demiştik. Kalabalık savunmaları açacak anahtardan yoksun, tesadüfleri ve mucizeleri bekleyerek boğuşan bir takım… Asteras Tripolis karşısında Oğuzhan'ın varlığı oyunun rengini değiştirdi. Beşiktaş'ın golü de bu oyuncunun zeka ve becerisi ile geldi.

Ama iki sorun vardı.

Birincisi, takım sahada bir yerleşim sorunu yaşıyor… Oğuzhan'ın özellikle forvet gerisi yerine sürekli sağ kanada kaçmasını doğrusu anlayamadım. Sanki Gökhan Töre'yle rolleri değişerek oynuyorlardı; buna ne kadar gerek vardı, bilmiyorum. Her iki oyuncunun özellikle verimli oldukları yerleri birbirlerine terketmeleri çok büyük bir taktik hamle değil herhalde…
İkincisi, Oğuzhan'ın bunca zaman sonra hâlâ 90 dakikayı çıkaracak bir fizik güce ulaşamaması… Teknik ekip kadar futbol takımını yöneten kişileri de ilgilendiren bir sorun bu. Bilmem anlatabildim mi?

* * *

Beşiktaş iyi oynadığı bir maçta daha hayal kırıklığı yarattı. Çünkü skoru tutamıyor. Lig usulü bir Avrupa turnuvasındasınız. Maçı 1-0 önde götürüyorsunuz, son dakikalara girerken oyunu soğutursunuz. Dünyanın bütün iyi ve akıllı takımları böyle oynar. Canhıraş golü arayacak olan rakibinizdir. Ve size kontratak fırsatı sunarlar. Nitekim bir kaç pozisyonda bu firsatı da verdiler. Lakin Beşiktaş maçın bütününü olduğu gibi kritik son dakikaları da sanki eliminasyon usulü bir turnuvada oynar gibi, adeta ikinci maç için avantaj sağlamaya çalışarak oynadı. Oyuncular kendilerini maçın havasına kaptırarak böyle gereksiz bir ruh haline kapılabilirler. Peki kim dur diyecek? Her halde kulübedeki adam. Kendisini seviyoruz, sayıyoruz ama Bilic artık sahadaki oyunla taraftar ilişkisi kurmak yerine aklı selim müdahaleler yapsa… Herhalde daha faydalı olur.

* * *

Bütün bunları konuşuyoruz ama, asıl mesele başka bir yerde… Her iki yarıda 3'er, 4'er pozisyon bulmuşsunuz (Oğuzhan, Gökhan, Veli, Olcay, Cenk…), ki en az yarısı net pozisyon, ama sadece birini gole çevirmişsiniz. Diğerlerinin hepsi “son vuruş” zaafiyeti. Yıllardır bu tabloyu o kadar sık yaşıyoruz ki… Zor atıp kolay yemek! Bırakın Tripolis maçını, dönüp Arsenal maçlarına baksak, durum aynı. İnsan üzülüyor.

Kaldı ki, grubun diğer maçı da berabere bitti, herkesin 1 puanı var demenin manası yok. Her 1 puanın değeri farklı. Çünkü bugün 1 puanı kazanan Tripolis'ti, 2 puanı kaybeden Beşiktaş… Önümüzdeki peşpeşe gelen iki zorlu deplasmanda (Tottenham ve Partizan) telafi etmekten başka çare yok. Hadi bakalım…