Yazacak başlık bulamadım

Üzerinize afiyet, bende yüksek tansiyon var. Böyle maçlar, maazallah, insan ne olduğunu anlamadan götürüverir. Gittim, elimi yüzümü yıkadım. Olmadı, başımı soğuk suya tuttum.

NTV Spor 26 Şub 2015
Yazacak başlık bulamadım
Baştan söyleyeyim; bu maç bana göre değilmiş. İlerleyen dakikalarda daha iyi anladım. Hele 90+'da Demba Ba'nın şutu direkten döndüğünde, o direkler zangır zangır sallanırken, bu maç benim için bitti, dedim. Uzatmaları falan seyredemeyeceğimi düşündüm. İnanın, bütün bunları laf olsun diye söylemiyorum. Üzerinize afiyet, bende yüksek tansiyon var. Böyle maçlar, maazallah, insan ne olduğunu anlamadan götürüverir. Gittim, elimi yüzümü yıkadım. Olmadı, başımı soğuk suya tuttum.
 
Şeytan dürttü. Bir daha yaşanmaz böyle bir gece deyip tekrar geçtim, televizyonun karşısına…
 
Uzatmalarda, hiç inanmadığımı farkettim Liverpool'un gol atacağına, bu maçı uzatmalarda kaybedeceğimize… Ya bir gol bulup turu geçecektik ya da iş penaltılara kalacaktı ve ne olacağı belli değildi. Özel mevzulardan bahsetmeyi sevmem ama, bir kere başladık… Tanıyanlar bilir, şubat aylarında içki içmem. Bünyeyi dinlendiririm. Biraz da hayat disiplini üzerine insanın kendini kontrol etme pratiği… Uzatmayayım. Sıra penaltılara geldiğinde, bir gözüm ekranda diğeri dolaptaki yarım şişe viskideydi. 26 gündür bana işve yapan şişede.
 
Sıra Liverpool'un son penaltısına geldiğinde, hep söylenir ya, içime doğdu elemanın (kimdi o? Lovren miydi?) topu tribüne göndereceği… İster inanın ister inanmayın. Ercan, “Gooood by Liverpoooool!” diye haykırdığında, kulaklarımda bardağa lıkır lıkır dolan viskinin sesi vardı. Şubat mubat, bu gece değilse, ne zaman?
 
Aslında yazı yazacağım için maç boyunca notlar almıştım. Şimdi o notlara baktığımda öyle zavallı görünüyorlar ki gözüme… Tutup onları yazı haline getirsem, siz de okumazsınız. Teknik taktik mevzularla kimsenin canını sıkmaya hakkımız yok bu gece… Zaten hemen Çarşı'ya inmem lazım. Bana müsade.