Dramatik değişiklikler

Sonra maça Şenol Güneş’in yaptığı ve yapmadığı (ya da yapmaya vakit bulamadığı) değişiklikler damgasını vurdu. Hakikaten “kader” peşpeşe sahne aldı.

NTV Spor 27 Ara 2015
Dramatik değişiklikler

Dünyanın en klişe deyimiyle başlayacak olursak, iki devrede iki ayrı maç seyrettik. İlk yarıda Aykut Kocaman ne planladıysa, takımı bu planı hayata geçirdi. Beşiktaş orta sahasına baskı yaptı, Atiba ve Oğuzhan'ın forvetle bağlantısını kesti, top rakipteyken o bölgede çoğaldı, top kendisindeyken kolay kolay rakibe teslim etmedi. Hâl böyle olunca, pozisyon zenginliğinden yoksun bir ilk yarı seyrettik. Hatta ilk yarının en ciddi pozisyonu Konyasporlu Bajic'in direkten dönen topuydu.

Beşiktaş'ın gol bölgelerinde zaaf göstermesinin başlıca sebebi, Gomez'in rakip ceza sahasında çok yalnız kalmasıydı. Konya'nın etkili presi, Beşiktaş'ın forvet arkası oyuncularının gözünü korkutmuş olmalı ki, fazla risk almak istemediler; ihaleyi bütünüyle Gomez'e bıraktılar. Quaresma ve Gökhan da santrfor arkasına sızmayı pek adet edinmiş oyuncular olmadığından ilk yarı boyunca –elinden geleni yaptıysa da- Gomez yeterince etkili olamadı.

Söze başlarken dediğim gibi, ikinci yarı bambaşka bir maç oldu. Bunda Beşiktaş'ın golü erken bulmasının da payı vardı. Gol de Oğuzhan-Gomez işbirliğinin sonucunda geldi. Yine de Oğuzhan'ın usta ayaklarının ve futbol aklının altını bir kere daha çizmek lazım.

Sonra maça Şenol Güneş'in yaptığı ve yapmadığı (ya da yapmaya vakit bulamadığı) değişiklikler damgasını vurdu. Hakikaten “kader” peşpeşe sahne aldı.

Olcay-Quaresma değişikliği –ihtimal ki pek çok kişi için olduğu gibi- benim için de sürpriz oldu. Quaresma, sezonun en iyi oyunlarından birini sergilerken Gökhan Töre yokları oynuyordu. Haliyle, beklenen değişiklik Olcay-Gökhan değişikliğiydi. Spekülatif olma pahasına şunu da söyleyeyim; Şenol Güneş'in niyeti de buydu muhtemelen. Ama tam o sırada Quaresma yine gereksiz bir sarı kart gördü. Quaresma'nın ikinci kartı görmeye meyyal karakterini hesaba katan Şenol Hoca, Gökhan'dan vazgeçti, Portekizliyi oyundan aldı.

Devam edelim… “Kader” sahne aldı; Olcay topla ilk buluşmasında Gomez'in golünün asistini yaptı. Hani derler ya, “isabetli değişiklik”! Sonra… Şenol Hoca, Gökhan'dan memnun değildi ve Quaresma'yı alarak ertelediği değişikliği bu kez tam Kerim Frei'la yapacaktı ki, Gökhan Beşiktaş'ın üçüncü golünü atıverdi. “Kader” işte! Tabii hemen değişikliği erteledi. Dört-beş dakika sonra planladığı işi yaptı; Gökhan'ın yerine sahaya Kerim'i sürdü. Yedi dakika sonra da dördüncü gol Kerim'den geldi. “Kader” işte!

Hasılı Şenol Güneş'in değişiklikleri maçın dramatik anları olarak akıllarda kaldı.

Beşiktaş'ın özellikle ikinci golünden sonra, oyun –deyim yerindeyse- bir “Guardiola-Mourinho maçına” döndü. Şöyle ki; Aykut Kocaman'ın klasik oyun anlayışıyla top genellikle Konya'daydı (Guardiola oyunu). Beşiktaş ise dengeli bir savunmayla rakibin hata yapmasını bekleyip hatalara ceza kesme anlayışıyla oynadı (Mourinho oyunu). “Mourinho'nun planı” işledi!