Yarışa devam

Ligin maç eksiğiyle ikinci sıradaki en çok gol atan takımı ile ligin dibindeki en çok gol yiyen takımı arasındaki maç, beklendiği gibi geçti. Beşiktaş 3-1 kazandı ama, attığından daha fazlasını kaçırdı.

NTV Spor 07 Mar 2016
Yarışa devam

Ligin maç eksiğiyle ikinci sıradaki en çok gol atan takımı ile ligin dibindeki en çok gol yiyen takımı arasındaki maç, beklendiği gibi geçti. Beşiktaş 3-1 kazandı ama, attığından daha fazlasını kaçırdı.
 
İlk 15 dakikada maçın rengi belli oldu. Eskişehirspor kendi yarı sahasını kalabalık tuttu, Beşiktaş'ın pas trafiğini sekteye uğratmaya çalıştı. Beşiktaş ise kilidi açacak golü aradı. Önce Gomez, sonra Olcay kaçırdı.
 
Beklenen gol 29. dakikada korner vuruşundan geldi. Benim “bu adam gol atmamaya yeminli herhalde” dediğim (rakip ceza sahası içinde şut imkanı varken bile pas verecek arkadaşını arayan bir oyuncu!) Atiba'nın kafası kilidi açtı.

GOMEZ'İN DÖNÜŞÜ
Golden 1 dakika sonra Gomez çok çok uygun pozisyonda dışarı vurdu. Tam, “anlaşıldı, bu adamın kısmeti kapandı” derken, Quaresma'nın ayak dışı ortasında nihayet fileleri buldu. Gol, baştan sona boş alan cezasıydı! Kaybedeceği hiçbir şeyi olmayan Eskişehirspor beraberliği ararken geride geniş alanlar bıraktı. Beşiktaş'a karşı en yapılmaması gereken şey. Gol üç pasta geldi.
 
İkinci yarıyla birlikte üçüncü golün alametleri de belirdi. Önce Oğuzhan karşı karşıya kaldığı pozisyonu değerlendiremedi, birkaç dakika sonra Sosa, hemen onun ardından da Olcay… Olcay'ın bu kadar hovarda olması hakikaten “pes” dedirtti.
 
Gol Figueras'ın hatalı geri pasından geldi. Gomez'in vuruşu güzeldi.
 
Son dakikalarda yedikleri gol ve yemek üzere oldukları ikinci gol, Beşiktaş için geceyi kabusa çevirmeye adaydı. Ligin ilk yarısında oynanan Eskişehir maçı hafızalardan şöyle bir gelip geçti.
 
Eskişehirspor maçında Beşiktaş'ta gözlenen bir yenilik, serbest vuruş varyasyonlarında yeni arayışlara girilmiş olmasıydı. İki pozisyonda topu sürpriz biçimde kullandılar ama belli ki bu yenilik henüz sindirilememiş. Sonuç alamadılar.
 
KERİM VE TOLGAY
İki futbolcu üzerine bir kaç söz söyleyelim…
 
Kerim Frei, ilk onbirde şans bulamıyor, evet. Ama forvette değişiklik yapmak gerektiğinde Şenol Hoca'nın genellikle ilk tercihi oluyor. Fakat maalesef verilen şansları iyi kullanamıyor. Topla oynama tutkusunu ifrada vardırıyor. Pas tercihleri de genellikle yanlış. Şenol Güneş gibi “kuyudan adam çıkaran” bir hocayla kendini geliştirme konusunda çok fazla mesafe kaydedememesi düşündürücü. Tabii bunu bizden çok Kerim'in kendisi düşünmeli. Bir de futbolu daha basit ama daha verimli oynamanın mümkün olduğunu düşünmeli.
 
Tolgay'a gelirsek… Yavaş yavaş dönüyor. Doğal olarak henüz hazır değil ama sahayı okuyuşu, topla ilişkisi, çok yakında Beşiktaş orta sahasına klasıyla ağırlık koyacağını gösteriyor. Türkiye'de devam ederse, Beşiktaş'ın geleceğinde büyük bir yıldız olmaya aday.