Bu talimat çok tartışılır

Kötü tezahüratta stat kapanıyordu; tribün de kapatılır. Ama sırf o tribündeydi diye, küfür etti-etmediye bakmadan suçu şahsileştirmek “Kötü tezahürat yapılan tribünde bulunmak suçtur” diye bir yasa yoksa kabul edilemez.

NTV Spor 20 Tem 2014
Bu talimat çok tartışılır

Kötü tezahüratta stat kapanıyordu; tribün de kapatılır. Ama sırf o tribündeydi diye, küfür etti-etmediye bakmadan suçu şahsileştirmek “Kötü tezahürat yapılan tribünde bulunmak suçtur” diye bir yasa yoksa kabul edilemez.

Türkiye Futbol Federasyonu'nun yeni Futbol Disiplin Talimatı ile kötü tezahüratta ev sahibi-misafir ayrımı ve tribün kapatma cezası geldi.

Taraftarının eylemlerinden tüzel kişilik olan kulübe ceza olarak tribün kapatmaya itirazım yok. Ama bu tribüne girmiş kişilerin tribünün kapanacağı maça girmekten men edilmesi kabul edilemez. Düşünsenize belki de yapıldığının farkına bile varmadığınız bir tezahürattan dolayı, e-bilet kaydınızda “Kötü tezahürat nedeniyle .... maçına giremez” kaydı düşecek.

Bu talimatta tuhaflıklar o kadar çok ki:

Tribün kapatılmasına sebep olan maçta küfür etmese de ertesi iç saha maçında stada giremeyecek kişi deplasmanda yasaklı değil. Hatta o tribünde küfür ederek suç işlemeyenleri cezalı duruma düşürenler de deplasman maçına girebilir.

Deplasmanda küfür ederek bir sonraki deplasmanda takımının tribününü kapattıran belki de iç saha seyircisine hiçbir yaptırım yok. Onun suçunun cezasını niye yüzlerce kilometre uzakta, başka bir şehirdeki insanlar çekiyor? Onların da isimleri belli değil mi? İç sahada uygulanan kişilere ceza doğruysa neden deplasmana uygulanmıyor?

A takımının örneğin Rize deplasmanında küfürlü tezahüratı nedeniyle ertesi deplasmanda örneğin bin 300 kilometre mesafedeki Balıkesir'de yaşayan taraftarının cezalı olması ne demek? Ona da, “Ey Balıkesir'deki seyirci... Taraftarı olduğun takım sıradaki deplasmanda şehrine geliyorsa önceki deplasmana da git ve kötü tezahürat yapılmasını önle. Yoksa sen ceza alırsın” mı diyorsunuz?

Bu kadar teknolojik yatırım yapılmışken (TFF'deki kamera odasında neredeyse bağıran seyircinin bademciklerini görebilirler), bir maçta kötü tezahürat yapan kişiyi belirlemek bu kadar kolaylaşmışken neden tribün kapatma çare olarak sunuluyor, anlaşılamaz.

Atatürk Olimpiyat Stadı'nın 27 bin kapasiteli doğu tribününün bir ucundaki kötü tezahürattan aynı tribünün diğer ucundaki insanı cezai sorumluluk açısından nasıl bir tutabilirsiniz? Tribünün bir ucundan diğer ucuna stat boşken bir dakikanın altında zor gidersiniz.

“O tribündeki seyirci de yanındakini sustursun” diyorlar. Bu resmen anarşiye davettir. Susturacak kişinin yetkisi nedir? Susturamazsa ne yapacak, dövecek mi? Kötü tezahürat yapan grupla onları susturmaya çalışan bir grup kavgaya tutuşsa bu kez de tribünde olay çıktı, şu kadar kişi yaralandı diye yine ceza verilmeyecek mi?

Tüzel kişilik olan kulübe taraftarının eylemlerinden dolayı bir yaptırım olarak tribün kapatılır. Ama o suçun işlendiği maçta o tribüne girmiş kişileri suç işleyip işlemediklerine bakmadan ertesi maçtan mahrum etmek “Kötü tezahürat yapılan tribünde bulunmak suçtur. Cezası da ertesi maça girememektir” diye bir yasa çıkmadıysa hukuki değildir.

Bu talimatı yapanlar, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nı (38. Madde: “Ceza sorumluluğu şahsîdir) ve Türk Ceza Kanunu'nu (2.Madde: Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz. İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz) bilmiyor mu?