Dolar TBL yanında çok durgun seyrediyor…

Bu yıl ligde kalma barajının en az 10 maç olacağı, lider takımın ise sezonda en fazla 24 maç kazanabileceği görünüyor.

NTV Spor 10 Şub 2015
Dolar TBL yanında çok durgun seyrediyor…

Bu yıl ligde kalma barajının en az 10 maç olacağı, lider takımın ise sezonda en fazla 24 maç kazanabileceği görünüyor. Rakamlar gösteriyor ki çember daralıyor ve her takım galibiyet için sahaya çıkmak zorunda kalıyor. Artık hedef maç yok! Her maç hedef, her maç final. Lig öncesi ligi lider bitirir dediğiniz takım şimdi playoff'a kalamama potasında yer alıyor, kesin düşer dediklerimiz ise playoff şansı için çabalıyorlar. Genel olarak bakıldığında bu kadar inişli çıkışlı bir grafik çok da hayra alamet değil sanki. Takımlar yoğun maç trafiğinden ve hızlı değişen yabancı ve yerli oyuncular ile özellikle takımların gerçek patronları koçların sürekli değişiminden dolayı düzenlerini asla oturtamıyorlar. Yoğun maç programlarına ayak uyduramadığımız ortada. Demek ki bu kadar maç kaç yabancı ile olursa olsun bizi şimdilik bozuyor. Belki Avrupa'nın en iyi ligi olmaya adayız ama Avrupa'da kadroları en hızlı değişen lig olduğumuz da garanti.

Ekonomik krizler de bir takımı galibiyet serilerinden sonra bir anda mağlubiyet serilerine götürüyor. Çok süre alan ancak istatistikleri kötü olan yabancı oyuncuları beğenmeyip, büyük umutlarla hemen adapte olmasını beklediğimiz yeni yabancı oyuncular almak ve bunları da akabinde hemen tekrar değiştirmek son haftalarda nasıl çözüm olabilir o da merak konusu. Görülen şu ki, takımlar bu sayıdaki yabancı oyuncuların bir anda sahada kalabilmelerine ayak uyduramadılar ve her alınan yabancı veya yerli oyuncunun faturasını atmadan hemen değiştirme kartı ile iade ediyorlar. İade edilen oyuncu yerine, kumar oynayarak yenisi, bir yenisi daha ve bir yenisi daha… Hal ortada. Kulüpler hem bütçe yok diyor hem de bu kadar sık oyuncu değiştiriyor. Anlaşılan bütçe var ama plan program yok. Yönetimler ve koçlar kendi verdikleri kararları beğenmiyorlar ve yine bundan hiç gocunmayarak kendi aldıkları oyuncuları tekrar kendileri değiştiriyorlar. Sezon başı sıkça izlenen ve alınan oyuncuları değiştirmek yerine koçların ve yönetimlerin kafasını değiştirmeleri çok daha faydalı olacaktır. "Aaaa bu oyuncu kötüymüş" veya "bir türlü takıma ayak uyduramadı" demek işin kolayına kaçmak. Seçiciler seçerken tüm oyuncuları tam manada analiz etmek yerine sadece güzel görüntülere bakıp mı seçim yapıyorlar merak konusu.

Özetle, Türkiye bu yabancı kuralı değişimine bu yıl ayak uyduramadı ve paralar bayağı bir sokağa saçıldı. Hata yapmadan öğrenen bir ülke değiliz ama bu hata da pek hata gibi değil. Dolu kulübün gönderdiği oyunculara bakıldığında, o kadar bütçenin boşa dağıtıldığı görülüyor ve maalesef kalanlara ödenecek para kalmadı ya da para hiç yoktu ama bir yerden gelir diye düşünülmüştü.

1 yıl boşa geçti, yine iyiler ve bu işi bilenler kazandı. Pınar Karşıyaka, Anadolu Efes, Darüşşafaka Doğuş ve Fenerbahçe Ülker neden efsane kulüpler olduklarını bir kez daha bizlere kanıtladılar. Her kulübün kendine göre sıkıntısı, artıları ve eksileri var. Ancak her durumu kendi içinde ayrı olarak yönetebilmek gerekir. Para varsa kesin huzur vardır demek imkansız ancak para yoksa hiçbir şey yapamayız demek de olanaksız. Çok iyi örnekler var alınması gereken. Efsaneler evet her zaman yükseliyor ama yeni efsane adayları yükselemiyor, sürekli bir değişim ve bu değişime bağlı olarak istikrarsızlık… Birileri nasıl kurlara etki etmeye çalışıyor, birileri de basketbolumuzda olan bu gidişe de müdahale etse çok iyi olacak!!!