"Karşıyaka - Göztepe ve hisler"

Bu tribünler eskiden bu kadar yakın değildi sahaya...

NTV Spor 17 Kas 2015
"Karşıyaka - Göztepe ve hisler"

Bu tribünler eskiden bu kadar yakın değildi sahaya...

Yani ben babamın yanında gülümseyen bir çocuk yüzüyken bu kadar yakın değildi işte.

Bazı anlar hatırlıyorum, hayal meyal...

Bir keresinde Beşiktaş - Trabzonspor maçı oynanıyordu mesela. Neden olduğunu tam hatırlamıyorum ama maç İzmir'e verilmişti...

Anımsayanlar olacaktır; Beşiktaş'ta Ohen vardı kadroda. Gol atmıştı o maçta. İzmir Atatürk Stadı'nın sahası, küçük bir çocuğun gözleri için çok uzaktı belki ama Ohen atmıştı golü hemen anladık. Çünkü çok iyi forvet diyorlardı hep gazetelerde, dost meclislerinde Ohen için... Atsa atsa o atar diyorlardı...

Sonradan anladık hiç iyi forvet değilmiş aslında. Ama o maçta gol atmıştı işte. Sanırım gerçek anlamda attığı tek gol o oldu benim için. Nijeryalı Ohen. O dönem her Nijeryalı'yı Amokachi sanmaktan İstanbul'a gelmişti O-hen, sonradan anladım tabii...

Sonradan fark ettim, maçlar tarafsız sahada olacağı zaman ya da bir uygulama söz konusu olacaksa İzmir seçiliyordu. Çünkü İzmir zaten seçilmiş şehir gibi bir yerdi. Orada her şey bir roman tadında oluyordu..

Her neyse, şöyle bir düşünüyorum da; filmlerden bir sahne, bir serapmış gibi gözükürdü futbolcular İzmir Atatürk Stadı'ndan tribünlere.. Hep buğulu bir tarafı var yani o stadyumun anılarının...

Zaten, Karşıyaka - Göztepe - Altay genellikle Alsancak stadında oynardı. Oraya giderdik maç izlemeye... 200 ya da 361 numaralı otobüslere binip Alsancak'a gitmek diye bir keyif vardı. İzmir'de haftasonları dahil balık istifi olmaz belediye otobüsleri. Öğrencisi de emeklisi de rahat rahat biner iner... Yine de Karşıyaka - Göztepe (Aynı Liglere denk geldikleri dönemlerde en azından) İzmir Atatürk Stadı'nda buluşurlardı zaman zaman...

Şimdi tarih 2015 Kasım ve bir kez daha İzmir Atatürk Stadındayım. Bir başka Karşıyaka - Göztepe derbisi için meşhur Ege güneşi altında yeşil sahaya bakıyorum... Aklıma ilk gelen 'Bu tribünler eskiden bu kadar yakın değildi sahaya' ...

Atmosferi içime çekiyorum. Hatırlamanın bile zor olduğu bir sürenin ardından büyük bir derbide tribünler yarı yarıya bölünmüş durumda... Bazı sıkıntılar nedeniyle ikinci Lig'de yine bu iki takımın karşılaşması sırasında kırılan rekoru zorlayacak bir kalabalık yok; ama yine de Süper Lig'de dahi çoğu maçta bu maçın atmosferinin yarısı dahi yok o da ayrı.

Bir süre gözlerimi kapatıp iki takım taraftarlarının tezahüratlarını dinliyorum. Ruhumu bırakıyorum karşılıklı tezahüratlarının havadaki patikasına... Roma - Lazio, Inter - Milan, Liverpool - Everton; Avrupa'dan Futbol programında derbiler özel bölümüne konuk olmuş gibi hissediyorum.

İzmir'e derbi için gidip ilk boyozu yediğim andan itibaren aklımdan çıkmayan düşünce bir tarafta Kaf Kaf çeken diğer tarafta İsyan Marşı'nı seslendiren iki özel taraftarı dinleyince iyiden iyiye alevleniyor "Bu iki takım nasıl Süper Lig'de olmaz. Şu maç nasıl Süper Lig'de oynanıyor olmaz!"

İki kulüp başkanı Ali Erten ve Mehmet Sepil ile maç öncesi sohbetimiz geliyor aklıma sonrasında... 'Stat olmadan başarı nasıl olsun' diyorlar kısaca. 'Dünya derbisi diyoruz ama ikimizin de stadı yok' yorumunu düşünüyorum Göztepe başkanı Mehmet Sepil'in...

Doğru Karşıyaka'nın Karşıyaka'da, Göztepe'nin İzmir'de bir stadı olmalı... Çalışmalar da başlandı, bir an önce bitmeli...

İzmir Atatürk Stadı bir futbol stadı değil, ama yalan da değil aklımda onlarca futbol anısı biriktirdi bugüne kadar... Aslında Süper Lig'de hatta bir Avrupa Arenası'nda oynanıyor olması gereken ve başlamasına sadece birkaç dakika olan bu dev derbi de onlardan biri...

Bize, herkesin kendi semtinin takımını tutması gerektiğini, bir şehri bazen sokaklarının bazen spor kulüplerinin anlatttığını hatırlatan Ege'nin İncisi'nde dev derbi başlarken, az önce mideye indirdiğim gevreğin tadının hala damağında olduğunu fark ediyorum; tıpkı bu özel şehirde geçirdiğim geriye kalan her anın hissettirdikleri gibi...

Cüneyt Çakır ilk düdüğü çalıyor ve maç başlıyor. Şöyle bir sosyal medyaya bakıyorum. Ne Süper Lig'deki karşılaşmalar ne de Avrupa Ligleri'nde oynanmakta olan maçlar konuşuluyor. Tek konu Karşıyaka - Göztepe derbisi... İşte derbi dediğin böyle olur diyorum...

Her anından keyif alıyor, kişisel hatırlar müzemin en özel kısmına yerleştiriyorum sonbahar güneşindeki derbiyi...

Sonra çocukluktan bugünlere gelen bir anılar yolculuğu bu satırlara dönüşüyor dizüstü bilgisayarımda. Dokunmatik ekranla yazı mı yazılır, klavye olacak illa ki diye bir başka yazının konusu olabilecek bir gündem maddesi geliyor aklıma, orada bir not olarak bırakıyorum.

Stattan çıkıp eve gitmek için hareketlenirken bir gülümseme yerleşiyor yüzüme...
İyi ki İzmir var, İyi ki Karşıyaka var iyi Göztepe var diye düşünüyorum ve gün batımına doğru ilerliyorum...

Son bir kez daha aklıma geliyor o gülümseyen çocuğun yüzü...

Haklıyım sanırım...

Bu tribünler eskiden bu kadar yakın değildi sahaya...