Çeyrek finale 1 kala...

Beşiktaş, Olympiakos’tan en az 3 gömlek iyi takım...

NTV Spor 16 Mar 2017
Çeyrek finale 1 kala...

Beşiktaş, Olympiakos’tan en az 3 gömlek iyi takım...

Beşiktaş, Olympiakos’tan en az 3 gömlek iyi takım... Ama tur, sahada gösterdiğiniz futbol ve hırsla kazanılır. Maç başlamadan, aklımdakileri mutlaka yazmam lazım dedim kendi kendime...

- Taraftar, basketbol maçlarındaki gibi top rakibe geçince ıslık modunu hemen devreye sokmalı, bıkmadan, usanmadan!

- Beşiktaş atağında, top taca bile çıksa İngiliz seyircilerin yaptığı gibi korner veya faul kazanmışçasına coşkuyu kesinlikle kaybetmemek gerekiyor...

- Atılan kötü şut ya da pasta, kimse homurdanmamalı, tersine alkışa devam...

- Oyun taktiği olarak Beşiktaş maça kontrollü başlasa bile taraftar endişelenme duygusuna kapılmayıp müthiş desteği Olympiakos’a hissettirmeli...

- Yunan takımı oyuncuları ağır hareket edecek, seyirci buna sinirlenmemeli ve olaya sadece Beşiktaş yönünden bakmalı...

- Allah korusun, beklenmedik bir gol yiyebilir Beşiktaş. Önemli değil, maç 0-0 gibi desteğe devam... Brugge maçı aklımda.. Sessizlik Belçikalılar’a tur getirdi unutmayın!

- Beşiktaş, maçı koparacak golleri erken bulabilir.. Ama maç bitmeden tezahürat bitmemeli, yoksa sahadaki oyuncu rahatlar ve rehavet başlar.. Tribün, buna izin vermemeli...

- Tabii centilmenlik her şeyden önce gelir... Oyuncularla birlikte taraftarın süper desteği bu akşam çok önemli...

TÜRKİYE'DE MAÇ SONU YORUMLARI...
Bu konu, tez çalışması olabilir.. Maçlar bittikten sonra dünyanın en kolay futbol eleştirileri bizde yapılıyor... Bunun adı; nabza göre şerbet yorumları veya tribünlere oynamak.. 50 dakika önce hakem yerden yere vuruluyor.. Sonra takım yöneticileri dakikalarca hakemleri bitiriyor, sıra stüdyoya gelince, hakemlerin veya acayip bir hareket yapan bir oyuncu varsa onun duruşması, pardon yorumu gerçekleştiriliyor... İngiltere’de hakem eleştirme süresi, maçtan sonra 5 dakika.. Bu konuda şimdilik bu kadar yazıyorum!

TÜRK OYUNCULAR NEDEN YURT DIŞINA GİTMİYOR?
İzlandalı, Mozambikli, Hırvat, Boşnak, Perulu vb... ülkelerin oyuncuları, Avrupa’nın her liginde var. Türk oyuncular, iki elin parmaklarına bile ulaşamıyor yurt dışında... Çünkü Türkiye’de, şampiyonluğa oynayan bir takıma gitmek, bizimkilerin en büyük hedefi... Belçika, Fransa veya Hollanda, hatta Bundesliga’nın orta sıra takımlarından gelen teklifler küçümseniyor ve esas mesele; Türkiye, bizim oyuncular için hala vergi cenneti.

Yabancı dil eksikliği ve taktik disiplin antrenmanlarını Türk futbolcusu sevmez.. Varsa yoksa çift kale ve ortada sıçan antrenmanı... Buna bayılır bizim futbolcular, ya da göstermelik şut çalışmalarına... Daha neler var neler!

Kulüp yöneticileri artık işi öğrendi, yerli piyasada bir de bonservis fiyatları ateş pahası olunca, maalesef yurt dışı transferler daha ekonomik ve cezbedici oluyor... Oyuncularımız şunu artık görmeli; harç bitti, yapı paydos!

STEVEN GERRARD KARAKTERİ...
“Leicesterlı oyuncular, maçları kazanmaya başladı.. Bu durum o takımın içinde Ranieri’ye karşı bir hareket olduğunu gösteriyor... Ben, buna arma ve formaya ihanet derim.. O takımın içinde demek ki karakter zafiyeti olan kişiler var.” Kaptan, lider ve büyük futbolcu, sadece oynadığın futbolla olunmuyor değil mi?

ANKARAGÜBÜ TARAFTARI...
1910’da İstanbul’da kurulan, Kurtuluş Savaşımız sebebi ile Ankara’ya taşınan MKE Ankaragücü’nün maçlarını takip ediyor musunuz? 2. Lig Kırmızı Grup’ta şampiyonluk mücadelesi veren takımın, her maçında 30 bin seyircisi var.. Kapalı gişe oynuyor Ankaragücü... Başkent, böyle giderse pek yakında Süper Lig’de yine görecek Ankaragücü’nü! Çünkü taraftar desteği, büyük güçtür.