Beşiktaş için hedef çeyrek final...
Olimpiakos 21 yıl sonra, ligde bir ilk yaşadı, 3 maçını arka arkaya kaybetti. Teknik direktör Bento ile yollar ayrıldı. Buraya kadar hep iyi haberler var Beşiktaş için... Karaiskakis Stadı misafirperver bir yer değil... Son dönemde, Yunanistan’la yaşadığımız Kardak ve Kıbrıs gerginlikleri ile ‘Enosis’ politikasını yeniden hortlatmak isteyen yapı, bunu pankartlar ve sloganlar ile sahaya yansıtmak isteyecektir. 59 yıl önce iki takım, Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’nda eşleştiler ama maç oynanamadı. Siyasi gerilim nedeni ile Olimpiakos, maçları oynamayacağını açıkladı. Beşiktaş, iki maçı da hükmen 3-0 kazanarak, tur atladı. Bu akşam Pire’de kağıt üzerinde kesinlikle favori olan takım Beşiktaş... Ama “maç sahada kazanılır” klasik cümlesiyle, ilk bölümü bitirelim...
DANNY MAKKELİE...
Ivan Bebek faciasını bizzat yerinde yaşayan bendeniz, bu akşamki maça atanan Makkelie’den rahatsızlık duydum... Hollandalı hakem, geçen hafta, Sparta-Feyenoord maçında, çizgiyi geçen ve tribünden bile görünen Feyenoord golünü vermedi. Aynı pozisyonda, Sparta kalecisine yapılan net faulü de es geçti. Mr. Makkaeli’nin morali bozuk... Tamam, hakem hata yapabilir ama UEFA’nın genel sekreteri Theodere Theodoridis... Kendisinin Olimpiakos’a ne kadar yakın olduğunu biliyorum. Komplo teorileri pek gerçek olmaz derler... Yine de benim midem bulandı... Umarım hakem sıkıntısı olmaz
BRAVO TAYFUN KORKUT!
Hiç yılmayan bir insan profilinin tam karşılığıdır; Tayfun Korkut... Futbol oynadığı zamanlardaki hırsı, disiplini ve mükemmel iş ahlakı, Tayfun Korkut’a yine Bundesliga kapısını açtı. Tayfun Korkut çok konuşmaz, saçmalamaz ve yeri geldiğinde çekilmesini bilen, örnek bir kişiliktir. Büyük başarılar yaşadığı, Real Sociedad’ın altyapısında mesleğe başlayan, 2015’te yine Bundesliga ekibi Hannover 96’yı çalıştıran Tayfun Korkut, bu seviyeye paraşütle inen insanlardan olmadığını yine gösterdi. Leverkusen gibi iddialı bir takımı çalıştırmak, gerçekten çok kolay değil. Fakat dünya futbolundaki yenilikleri takip edip uygularsanız, kapılar size her zaman açılır...
EFSANELERİN DE PARAYA İHTİYACI VARDIR...
Bu fimin adını hiç sevmemiştim, 2007 yılında seyrettiğimde: “İhtiyarlara yer yok...” ‘Bu nasıl film adı’ dedim, ama ‘En iyi film Oscar’ı dahil, 4 dalda akademi ödüllerini aldı, “No Country for Old Man...” Film nefisti ama ihtiyar insanlara bakışım farklı olduğu için, hele onlar muhtaç ise sevmemiştim adını... 61 yaşında bir efsanenin düştüğü mali sıkıntıyı görünce, hemen aklıma geldi filmin adı. 1972 Münih Olimpiyatları’nın unutulmaz şampiyonu, büyük jimnastikçi Olga Korbut, 7 madalyasını satışa çıkarmıştı. “Neden?” diye sordular, “Geçinemiyorum” dedi.. Çoktan, memleketi Rusya’yı terk etmiş, Amerikan rüyasına kendini inandırmış büyük şampiyon, 183 bin dolara, bütün madalyalarını sattı... Artık sadece anıları var, ama onlar unutulduğu ve Sovyetler Birliği yok olduğu için, para etmiyor... Klasik dünya hikayesi; ne kadar ünlü olursanız olun, yaşlılık zor zanaat değil mi? Hele yalnız ve beş parasızsanız...
(Habertürk Gazetesi'nden alınmıştır)
