Beşiktaş 1903'te kurulduğu günden bu yana sporun her alanında ülkenin lokomotiflerinden biri oldu. Bazı dallarda ezeli rakiplerine geçildi, bazı dallarda rakiplerini geride bıraktı. 1997'de İngiltere'de Taylor raporu ile başlayan endüstriyel futbol ile birlikte spor kulüpleri esas amaçlarını futbol takımlarını başarılı kılmak haline getirdiler. Bu arada olan diğer branşlara oldu. Aslında matematik basitti, futbola olan ilgi daha genele ve özellikle satın alma gücü yüksek olanlara yayılacak, küresel reklamlarla büyüyen pastadan daha büyük pay alınacaktı. Bu yapılırken amaca ulaşılan yollar tek tek kapandı, sonunda büyük paralar kazanmak için futbola yapılan yatırımlar daha büyük borçlar olarak geri döndü. Sporda amacın para kazanmak değil bir amaç uğruna bir araya gelip, mücadele etmek olduğu unutuldu.
Beşiktaş'ta 2000'li yılların en başarılı branşı hentbol takımı. Son 5 sezondur üst üste şampiyon olan Beşiktaş, “Hentbolda ekol, Beşiktaş Hentbol” sözünü adeta akıllara kazıdı. Son şampiyon apoletini artık eskiten Beşiktaş Hentbol takımı maçlarını Süleyman Seba Spor Salonunda oynuyor. Aslında maçlarını oynuyor tabiri biraz fazla, daha çok maçlarını oynamaya çalışıyor demek daha doğru. 108 yıllık Beşiktaş Kulübü'nün kulübün efsane futbolcusu ve efsane başkanının, onursal başkanının adını verdiği salonda aslında spor yapmak dahi sporu sağlıklı olmakla eşdeğer tutanlar için mümkün değil. Salonun havalandırması yok, havalandırma duvardaki pencerelerle sağlanmaya çalışılıyor. Salonun zemini Avrupa Hentbol Federasyonu (EHF) standartlarına uygun değil, aslında salonun zemini hentbol zemini de değil, basketbol zemini. Salonun skorbordu son final serisinin sonunu göremedi. Salonun aydınlatması yetersiz ve bırakın HD yayını, normal televizyon yayını yapmaya müsait değil. Salonda maç anlatılan yerden bir tarafı görmek mümkün değil. Salonun sadece tek tarafına seyirci alınabiliyor ve bu haliyle en fazla 1000 kişiye hizmet veriyor, ama başta değindiğim havalandırma problemi nedeniyle salona giren her fazla kişi içerinin daha yaşanılmaz olmasına katkı sağlıyor. Salonun uluslararası müsabakalara evsahipliği yaparken zorunlu olan VIP odası yok. Salonun soyunma odaları boy ortalaması 1,95, kilo ortalaması 100+ olan 16 kişilik oyuncu kadrosu ve teknik kadro düşünüldüğünde en kalabalık metrobüsten daha kalabalık.
Beşiktaş hentbol takımı geçen sezon Avrupa'da 2. Kupa olan EHF kupasında son 16'ya kalma başarısı gösterdi. 4'er takımlı 4 grup olarak yapılan kupada Beşiktaş en büyük gücü olan kendi seyircisi ve salonunu kullanamadı. EHF standartlarının yanından bile geçmeyen Süleyman Seba Spor Salonu yerine maçlar İstanbul'un diğer yakasında Haldun Alagaş Spor Salonu'nda oynandı. Kendisine göre çok daha büyük bütçelerle kurulan rakipleri karşısında en önemli avantajı olabilecek seyircisini zorunlu salon değişikliği nedeniyle kullanamadı siyah beyazlılar.
Bu sezonda Beşiktaş Şampiyonlar Ligi'nde eleme grup maçlarını oynayacak ve Şampiyonlar Ligi'nde gruplara kalması veya daha olası olan EHF Kupası'nda gruplara kalması halinde yine aynı sorunlarla başbaşa kalacak. Özellikle bu sezon Fenerbahçe voleybol takımlarının maçlarını Haldun Alagaş'ta oynayacak olması ile takvim konusunda da sıkıntıya girebilecek Beşiktaş belki de Avrupa Kupası maçları için ya Esenler'de Hakkı Başar spor salonuna ya da Ankara'ya sürgün olacak. Bu arada 2020'ye aday olan İstanbul'da olimpiyat için belirlenen hentbol salonunu merak edenler için belirteyim, eğer 2020 alınırsa hentbol maçları Abdi İpekçi Spor Salonu'nda oynanacak. Abdi İpekçi şu anda basketbol federasyonu kullanımında ve yakın zamanda da hentbolun kullanımına açılmayacak.
İnönü Stadı'nı bir yılda tamamlamayı planlayan Beşiktaş yönetiminin Süleyman Seba'nın adını verdikleri salonun bu kötü haline nasıl tahammül gösterdiklerini merak ediyorum. Avrupa'da grup maçları en erken Şubat sonu başlayacak yani önümüzde 6 aydan fazla zaman var. 12 ayda bir stat inşaatı yapılabildiğine göre Süleyman Seba da hızlı bir inşaat sürecinden geçirilebilir. Gerçekten Onursal Başkan Süleyman Seba'nın adını şu anki salonun kapısında görmek bir sporsever olarak bana ağır geliyor. Beşiktaş Yönetimi ve Fikret Orman'dan beklentim Avrupa'da kulübün adını daha da yukarılara çıkarma potansiyeli olan hentbola ve bu takıma daha fazla fırsat verilmesi. Yazının başlığında belirtildiği gibi Süleyman Seba bu salondan daha fazlasını hak ediyor, ya salonu yenileyin ya da salonun adını değiştirin.
