“FIFA Mafia”

Adı Thomas Kistner. Almanya’nın ciddi gazetelerinden Süddeutsche Zeitung’da spor yazarı. Ancak asıl ilgi alanı spor politikaları ve spordaki yolsuzluklar...

NTV Spor 28 May 2015
“FIFA Mafia”

Adı Thomas Kistner. Almanya'nın ciddi gazetelerinden Süddeutsche Zeitung'da spor yazarı. Ancak asıl ilgi alanı spor politikaları ve spordaki yolsuzluklar... Bunun yanında 23 yıldan bu yana çok yakın takip ettiği FIFA ve UEFA'yı çok iyi tanıyor ve bu kurumların iç dinamiklerine tamamıyla hâkim.

Geçtiğimiz 23 yılda hiç kimse FIFA ve UEFA'yı onun kadar cesaretle sorgulayamadı. Özellikle Sepp Blatter'in üzerine bu kadar cesaretle gidemedi. Bu nedenle özellikle Avrupa futbol dünyasında önemli bir şöhrete sahip olan Kistner, birçok gazetecilik ödülü kazandı. 2006'da Almanya'da ‘yılın spor gazetecisi' seçildi. Dünyada çok az gazeteci spordaki yolsuzluklara onun kadar hakim.
 
Thomas Kistner, 20 yıldır elde ettiği belgeleri ve bilgileri 2012 baharında bir kitapta toplayıp yayınladı. Kitabın adı FIFA MAFIA (Die Schumutzigen Geschaefte mit dem Weltfussball / FIFA Mafyası, dünya futbolu ile yapılan kirli işler)… Futbol dünyasındaki kirli işleri ve ilişkileri gösteren çok önemli ve mutlaka okunması gereken bir kaynak kitap.

Thomas Kistner ile 2013 Şubat ayında uzunca bir röportaj yapma şansı buldum. Röportajın hemen başında Kistner polis ve savcıların futbolda işlenen suçlara futbolun yasal özerk yapısı nedeniyle pek karışmadığını ve bunun futbola yapılan büyük bir kötülük olduğuu belirtiyordu. Bu sözlerin üzerinden 2 yıldan fazla zaman geçti. Ve nihayet polisler, savcılar hatta ABD Adalet Bakanı ile FBI devreye girdi ve FIFA hakkında geniş çaplı bir soruşturma başlatılarak FIFA'daki yolsuzlukların üzerine gidilemeye başlandı.
Aşağıda Thomas Kistner ile yaptığım röportajı sunuyorum.

Sayın Kistner, siz alışılmışın dışında bir spor gazetecisiniz. Kariyeriniz boyunca neden özellikle spor politikası ve spordaki organize suçlar üzerine yoğunlaştınız?
Politika eğitimi aldığım için spor politikası da hep ilgimi çekmiştir. Gerçek oyunlar, aslında stadyumun dışından oynananlar... Uzun soluklu baktığınızda bu oyunlar, çok daha sonuç alıcı ve futbolun gelişiminde daha etkilidir, ta ki şikeli maçlara kadar. Ayrıca organize suç örgütlerinin, büyük çoğunluğu yozlaşmış kişiler tarafından yönetilen futbolu yeni oyun alanı olarak keşfetmiş oldukları da bir gerçek. Ve tabii ki sporun politikasıyla ilgilendiğinizde doğal olarak spordaki kanunsuzluklarla ilgili sorumluluk da duyuyorsunuz.
Yalnızca bir örnek vermem gerekirse; Bugün yüz milyonlarca değerindeki kara parayı, futbolda aklamak off-shore firmaları üzerinden aklamaktan daha kolay. Çünkü orada polisiye önlemler çok daha sıkı. Futbolda ise aksine polis ve savcılar kolayca bu işlere karışamazlar. Bunun en büyük nedeni de futbolun yasal özerk yapısıdır ki futbola yapılan en büyük kötülük bu aslında.
 
Tam 21 yıldır FIFA'nın peşindesiniz. FIFA'daki olaylar ne zaman dikkatinizi çekmeye başladı?
Ben FIFA'nın peşinde değilim. 1990'dan bu yana konsantre bir şekilde spor politikaları üzerine yazılar yazıyorum. Bu benim mesleğim. Spor politikasının içinde de FIFA'nın yaptığı işler karşıma çıkıyor ve ben de bunları yazıyorum. Eğer bunlar benim FIFA'nın karşısına çıkmama neden oluyorsa bunun tek nedeni FIFA'nın yolsuzluk problemlerinin olması ve bunu da sürekli olarak örtbas etme, saklama ve bir şekilde halletmeye çalışmasıdır.
 
FIFA üzerine bir kitap yazmaya ne zaman karar verdiniz?
Bu kararı 2011 yılında verdim. 2018 ve 2022 Dünya Kupası organizasyonlarının gülünç bir şekilde Rusya ve Katar'a verilmesinin hemen akabinde...
 
FIFA, bu kitabı yazmakla ilgili kararınızdan haberdar olup size baskı yapmaya çalıştı mı?
Evet, haberdar oldular ve bana çok yoğun şekilde bir taslak göndermem için baskı yaptılar. İşte FIFA'nın ‘çağdaş' şeffaflık anlayışı bu! Tabii ki ne ben ne de yayınevim, FIFA'nın bu isteğini yerine getirmedik.
 
FIFA, uzun yıllardır yasal olmayan işler yapmakla suçlanıyor. Kamuoyuna yansıyan bu iddialar neden son bulmuyor?
Çünkü FIFA özerk bir kurum. Ve çünkü futbol o kadar kirli ki, bu branşın içindeki hiç kimse cesaret edip FIFA yönetimindeki bu ‘dolandırıcıların' üzerine gidemiyor. Buna bir de FIFA'nın bulunduğu ülkenin etkisini de eklemek gerekiyor. İsviçre, ki birçok belirsiz para sahibi şirket ve organizasyonun ekonomik limanıdır, uzun yıllardır spor konfederasyonlarının yolsuzluğuna rastlanmayan bir ülkeydi. Ama bugünkü açık gerçeklere rağmen hala onlar için problem yokmuş gibi gözüküyor. İsviçre için önemli olan şey mümkün olduğunca çok spor konfederasyonunun (FIFA, UEFA, IOC gibi) ülkesine gelmesi... Bu, İsviçre'de kendini önemli gören küçük politikacıların bir nevi hobisi oldu.
 
Platini veya bir başka başkan, FIFA'nın geleceği için pozitif düşünmemizi sağlayabilir mi?
Hayır. Şu anda, yeni gizli düşmanı Platini dahil, her şey Blatter'in kontrolü altında... Platini'nin FIFA tahtına çıkmak isteyeceğini sanmıyorum. Çünkü Platini yakın zamanda büyük problemler yaşayacak ve UEFA'daki pozisyonunu korumaya çalışacak. Blatter, Katar'a karşı yürütülen soruşturmada onu çok zorluyor. Ayrıca oğlunun bir Katar firmasının CEO'su olmasının yanında onun 2022 için Katar'a oy vermesi, Katar'ın PSG'nin sahibi olması ve yine Katar'ın Fransa Lig 1 yayın haklarında ‘büyük oyuncu' olmasını anlatabilmek onun adına çok kolay olmayacak. Blatter her zaman yaptığı gibi bu durumlardan da sıyrılacak. Ve FIFA daha uzun süre yolsuzlukların sürdüğü bir ‘dükkan' olarak kalmaya devam edecek.
 
Blatter'in tekrar başkan adayı olmayacağını söyleniyor, siz buna inanıyor musunuz?
Blatter'in yeniden aday olacağına kesinlikle eminim. Ancak sağlık problemleri belki bir engel çıkartabilir. Ama FIFA'daki tahtını korumak adına da gece gündüz çalışıyor. Yaşamında FIFA'dan başka hiçbir şey yok, her şeyi FIFA onun. O nedenle asla kendi isteğiyle gitmeyecektir.
 
‘Katargate Skandalı' bir süredir çok konuşuluyor. Sizce 2022 Dünya Kupası Katar'ın elinden alınacak mı?
En azından almayı deneyecekler. Katar, o kadar zengin bir güç ki, önlerine çıkan her türlü problemi çözebilirler diye düşünüyorum. Eğer bu dev organizasyon gerçekten Katar'ın elinden alırsa, onlar da bir Dünya Kupası'nın yalnızca rüşvet karşılığı alınabildiği iddiasının arkasına sığınırlar.
 
Peki, UEFA hakkında düşünceniz nedir? Onun için de ‘UEFA Mafia' isimli bir kitap yazılabilir mi?
Ben yazılabileceğini düşünüyorum. Platini ile onun Doğu ve Güney Avrupalı arkadaşlarıyla, destekçileriyle birlikte oldukça kötü bir yol izlemeye başladı UEFA. Klikleşme ve adam kayırma aynen FIFA'da yıllardan beri yapıldığı gibi orada da başladı. Unutmamalıyız ki, Platini uzun yıllardan beri öğretmenliğini yapan ve patronu olan Blatter'den spor politikası sanatını öğrendi. İkisi uzun zaman çok yakın çalıştılar. Gelecekte UEFA içinde de birçok şeyin mutlaka açığa çıkarılması gerekecek.
 
Güney Kıbrıslı üye Spiros Marangos'un EURO 2012'nin rüşvetle verildiğine dair iddiaları çok ciddi gözüküyor. Neden Platini bu konuda ağzını açmıyor?
Güzel bir soru. Neden gerçekten? Neden UEFA bu kadar bariz kanıtları olan bir olayın üzerine gitmiyor? Neden UEFA yönetimi EURO 2012'nin rüşvet karşılığı Ukrayna/Polonya ortaklığına verildiğine dair elinde sağlam kanıtları olan Spiros Marangos gibi önemli bir tanığı dinlemeden evine geri yolladı? Neden UEFA bir soruşturma müfettişini ifadesini almak için Marangos'a yollamadı? UEFA neden ‘Uluslararası Şeffalık Örgütü'nün (Tranparency International) soruşturma için yardım teklifini görmezden geldi? Benim cevabım şu: Çünkü kanıt olacak belgelerin masaya gelmesini asla istemediler. Veya sizin aklınıza gelen başka bir neden var mı? Sanırım her şey göründüğü gibi açık.
 
Son olarak bahis skandalı ile ilgili görüşlerinizi almak isterim. Bahis şikesinin yeterince ciddiye alındığını düşünüyor musunuz?
Hayır. Çok fazla hareket var ama olanlar tamamen tribüne oynamak bana göre. Futbolun bahisten önce başka bir büyük problemi var. Herkes şikenin sadece bahisle ilgili olduğuna ve bu işi yapanları bahis çeteleri olduğuna inanıyor. Esas tehlike, futbolun kendi içinden gelen şike tehdidi. Bu şike bahis kazanmak için yapılan değil aksine şampiyonluk, kümede kalma ve ligden çıkma maçlarında yapılan şikeler. Eğer bunlar ortaya çıkarsa, en azından önemli futbol ülkeleri olan Almanya, İngiltere, İtalya ve İspanya'da da futbol kamuoyu bunu reddedecektir.
 
Bahis şikesine karşı nasıl yol almak gerekir?
Tabii ki yeterli ve ülkeler üstü kanunlarla bu sahtekarların üzerine gidilip mahkum etmek gerekir. Ama futbol ilk önce kendi içini temizlemeli. Çünkü özellikle manipülasyonun çok olduğu Doğu Avrupa'nın birçok liginde, kulüpler oyunculara köle muamelesi yapıyor ve aylarca paralarını ödemiyor. Bu da oyuncuların karşılarına çıkan tehlikeli insanlarla ilişkiye girmelerine neden oluyor. Esas yapılması gereken bu kulüpleri hizaya sokmaktır.