Efes’in kuralları

Euroleague’in en az sayı yiyen takımıyken geçen hafta ciddi bir kayaya çarptı Anadolu Efes. Ivkoviç’in takımı

NTV Spor 29 Oca 2015
Efes’in kuralları

Euroleague'in en az sayı yiyen takımıyken geçen hafta ciddi bir kayaya çarptı Anadolu Efes. Ivkoviç'in takımı, Nizhny karşısında özellikle ikili oyun savunmasında maçın başında sorun yaşamış ve oyunun kontrolünü tamamen Nizhny'ye vererek 109 sayı yemişti. Bu Ivkoviç'in çalıştırdığı takımların, Avrupa'da 335 maç sonra ilk kez 100 sayı üzerinde yemesi anlamına geliyordu.

Efes'in kendini bulmaya ihtiyacı vardı, ancak fikstür şanssızlığı Abdi İpekçi'de Avrupa'da ikili oyunu en iyi kullanan takımlardan birini çıkardı Efes'in karşısına. Vassilis Spanoulis'in önderliğindeki Olimpiakos, Efes'in zaaflarını en iyi işleyecek takımlardan biriydi.

Ivkoviç aynı sorunu yaşamamak için, Nenad Krstiç yerine Stephane Lasme tercihiyle başladı maça. Efes ikili oyun savunmasında Spanoulis'in üzerindeki baskıyla yıldız oyuncunun maça girmesine engel olsa da, top kayıpları ve hücum ribaundları Olimpiakos'un yarı saha organizasyonuyla bulamadığı sayıları bulmasına sebep oldu.

Thomas Heurtel Efes'e geldiğinden bu yana takıma adapte olmasına engel olan önemli bir sorun var. Heurtel top elindeyken daha çok verimli olan, son kararı verdiği zaman daha mutlu olan bir oyuncu. Bu alışkanlığı sebebiyle Krstiç ile oynadığı ikili oyunlarda topa başka bir oyuncunun daha dokunmasına engel oluyor. Heurtel ve Krstiç'in ikili oyunlarında topsuz hareketlilik duruyor. Bu da yarı saha hücumunda Efes'e çeşitlilik katan Janning, Şariç, Cedi, Bjelica ve Furkan'ın topsuz çembere gidişlerinden vazgeçmesine sebep oluyor ve Efes'in hücum ritmi bozuluyor. Üstelik Heurtel'in olduğu anlarda Efes'in savunmada topa baskıdan vazgeçmek zorunda kalması, takımı o alanda da bir seviye aşağıya çekiyor.

İkinci yarıda Matt Janning'in de erken faul problemine girmesiyle, Ivkoviç pek denemediği bir yola giderek Heurtel'i Dontaye Draper ile yan yana oynattı. Bu da Heurtel'den verim almasına engel olunca, koç bu kez de Heurtel'in yerine 27 dakika kenarda oturan Doğuş Balbay'ı oyuna soktu. Bu değişiklik, sıradan çinko karbon pil yerine uzun ömürlü pil kullanma etkisi yarattı takıma. Doğuş, öyle bir enerji koydu ki sahaya, anlatması güç. Topa baskı, ribaund, orta mesafeli isabet, penetre üstünden köşedeki bomboş şutöre indirilen pas... Efes iki dakika içinde farkı yedi sayıya kadar çıkardı Doğuş sayesinde.

Onun bıraktığı yerden Draper devam etti. Üç faullü olmasına karşın Spanoulis'e top aldırmadı ve Olimpiakos hücumlarını bozan isim oldu. Hızlı hücum üzerinden bulduğu üçlük, Efes'in farkı çift haneye kadar çıkarmasını sağladı. Draper'ın savunma azmi, tüm takıma sirayet etti. Draper, Janning Cedi üçlüsü öyle sert baskı yaptılar ki, çembere dokuz metre uzakta iki top kaybı yapmak zorunda kaldı Olimpiakos. Kısalar nadiren geçildiğinde, önce Krstiç, sonra da Lasme'yle önemli bloklar yaptı Efes ve farkı 15 sayının üstünde tuttu hep.

Burada takım kimliğinin oturmasına ihtiyacı vardı Efes'in. Gürültülü taraftarın coşkusunu arkasına alarak savunmada temasları yaratan taraf Efes, ‘evimde kuralları ben koyarım' mesajını verdi ve yeniden kendisini başarılı kılan basketbolu oynadı. Paylaşım ve sertliğe dayalı düzende, her zaman olanın aksine takım Heurtel'i beklemedi. Burada Heurtel'in reaksiyonu da takıma uymak oldu ve Efes özellikle son periyotta birkaç dakika olağanüstü basketbol oynadı. Hücumda en az üç pasla boş şutörü bulan, alanı ve topu iyi paylaşan, en doğru şutu kullanan bir Efes vardı sahada. Üç periyotta 10 asist yapan Efes, son çeyrekteki o birkaç dakikalık sekansta altı asist yaptı. Keyif alan ve keyif veren oyunla, maçı da 14 sayı farkla kazanmasını bildi.

Bu maç çok önemli bir gösterge Efes için. Bu takımı bu sezon başarılı kılan değerler, sert savunma yapma, yardımlaşma ve topu paylaşma. Adı Thomas da olsa, Nenad da olsa bu değerlere uymayan kişi dışarıda kalır. Ancak herkes bu değerlere uyarsa... İşte o zaman Efes her yerde herkesi yenebilecek bir takım olur...