Heurtel kazandı, takım kaybetti

Fransız oyun kurucu Thomas Heurtel, Anadolu Efes’e geldiğinden bu yana en iyi basketbolunu oynadı. Bütün hücumu yönlendiren Heurtel

NTV Spor 18 Nis 2015
Heurtel kazandı, takım kaybetti

Fransız oyun kurucu Thomas Heurtel, Anadolu Efes'e geldiğinden bu yana en iyi basketbolunu oynadı. Bütün hücumu yönlendiren Heurtel, ya bire bir adam geçerek ya da perdelemeleri kullanarak sonuca gitti. Sürpriz üçlüklerinde isabet buldu, takımı maç sonuna kadar sürükledi. Peki bu performansı bulmak için ne kadar topa ihtiyaç duydu Thomas Heurtel? Maç boyunca 9 şut kullandı, 15 asist yaptı. 4 kez faul çizgisine gönderildi. 5 kez de top kaybetti. Yani tek başına 33 pozisyonu sonlandırdı. Şansımıza, bugün kullandığı pozisyonların büyük yüzdesini olumlu kullandı ve çok iyi istatistikler tutturdu. Buna rağmen maçı kaybettik. Peki ya olumsuz kullansaydı? Ya da yüzdesi biraz daha düşük olsaydı?
 
Biraz daha geniş tabloya bakalım. Efes, Thomas Heurtel'in dokuz ve üzerinde şut attığı 12. maçta 7. kez kaybediyor. Buna ek olarak lig ve Euroleague'de Heurtel'in 15 sayı attığı yedinci maçta beşinci kez kaybediyor Efes: Kazandıkları maçlardan biri Milano, diğeri Tofaş'a karşı.

Bu Heurtel'in yeteneksiz bir oyuncu olduğunu göstermez. Ancak madem topu bu kadar elinde tutacak bir oyun kurucu kullanılacaktı sistemde, o zaman Zoran Planinic'in günahı neydi? Planinic, 2015 yılında modern basketbolun dışında kaldığı için benzer sebeplerle takımdan gönderildi. Efes farklı bir yola giderken, başarılı da olmuşken, neden yeniden bu yol tercih edildi? İşte bu soru işaretleri hiçbir zaman yanıt bulamayacak.

30 saniyelik hücum düzeninde bu tip oyuncular çok fazla iş yapabilirdi. Efes tarihine damga vurmuş Petar Naumoski bunun en büyük örneklerinden biridir. Ancak 24 saniye hücum süresine geçildiğinden bu yana, modern basketbolda topu bu kadar domine eden bir oyun kurucuyla üst seviye hedeflere ulaşmanız pek mümkün değil. Efes, eğer bir gün Euroleague şampiyonluğunu hedefliyorsa topun Heurtel'in elinde bu kadar kaldığı bir düzende bunu elde etmesi çok zor. Duşan Ivkoviç, Vassilis Spanoulis'le buna yakın bir düzende şampiyon oldu. Ancak ne Heurtel Spanoulis kadar büyük oyuncu, ne de Efes kadrosu sene başında kurulurken Heurtel'den verim almak için yapılandırıldı.

Real Madrid maçını kazanıp kaybetmek de uzun vadede çok şeyi değiştirmeyecekti Efes'te. İkinci çeyrekte maçı Efes'e çeviren 22-3'lük seri iyi incelendiğinde, bunun temel sebebinin Real Madrid'in top kayıpları olduğu görülebilir. Yani Efes'in en büyük üstünlük sağladığı anlar, sezon başındaki değerlerin öne çıktığı anlardı. Sert savunma üzerinden bulunan geçiş hücumları…

İkinci yarıda Heurtel liderliğinde, Nenad Krstiç gibi Avrupa'nın en değerli pivotlarından birinin harika performansıyla iyi ikili oyunlar oynadı Efes. Real bunları durdurmakta epey zorlandı. Bu noktada Pablo Laso'nun alan savunması tercihi devreye girdi. Basit bir değişiklik, Heurtel'in üzerine baskılı 1-2-2 alan savunması, maçı kazanmasına yetti Real Madrid'in.

Çok yazık oldu. Kazanma ihtimalini son ana kadar hissettiğimiz bir maçı kaybettik. Son bölümde Stratos Perperoglou'nun kaçırdığı kritik üçlükler, maçın kaybedilmesinde önemli bir yer tutuyor. Ancak Perperoglou'nun maç boyunca soğuk kalmasının maç sonunda kaçırdığı üçlüklerdeki payını tartışırsak, Heurtel'in iyi oyununun takımın genelini o kadar da iyi etkilemediği gerçeği bir kez daha ortaya çıkar.

Kaybetmek çok üzücü, ancak Efes'in maçı ya da seriyi kazanmaktan daha büyük bir derdi var. Efes, ciddi bir yatırımla takıma kattığı Heurtel'in takıma uyumunu sağlamak zorunda. 16 top kaybettiğiniz, 90 sayı yediğiniz kaç Madrid deplasmanını kazanabilirsiniz ki?