Tudor yine gitti!

NTV Spor 18 Ara 2017
Tudor yine gitti!

 

Tudor’un içeride yaptığı hocalık ama dışarıda yaptığı işgüzarlık! Tudor yine gitti! Her 15 günde bir olduğu gibi. Diyelim ki Galatasaray şampiyon oldu. Real’i geçtim, Basel deplasmanına Tudor’la gider misin?

Galatasaray belki de bir deplasman hocası bulmalı. Çünkü Tudor’un içeride yaptığı hocalık ama dışarıda yaptığı işgüzarlık! Kadronun yarısından fazlası milli takımdayken iyi sıhhatte olsunlar geliyor ve oyuncularını 1 antrenmanda çalıştırarak hiç alışık olmadıkları bir oyunla Başakşehir deplasmanına çıkarıyor. Bu hocalık değil işgüzarlık. Öte yandan içerideki performans aklı uçuracak cinsten. Bugün İstanbul’da herhangi bir organizasyon öyle laf olsun diye her 15 günde bir 40 bin kişi toplayamaz. Ancak diğer taraftan büyük maç ve deplasman performansları için aynı şeyi söylemek hiç de mümkün değil.

BASKI YEDİĞİNDE...
O zaman fantezi bir yol olarak dışarıyı planlayacak bir teknik adam bulmak mümkün olsa iş değişecek. Çünkü Tudor yine gitti! Her 15 günde bir olduğu gibi. Belki haftaya yine gelir. Geçen hafta ‘ben Tudorcuyum’ dedim. Bir teknik direktör olarak değil, bu kadar abluka altına alınmış bir karakter olarak. Bir film karakteri olarak mazlum, bir deplasman hocası olarak bir işgüzar. Peki tüm sorun bu mu? ‘Takım harika, hoca kötü’ sloganı benim aklıma yatmıyor. Malatya ön alan baskısıyla oyuna başlayınca Fernando geriye stoperlerin arasına girip topu alıyor. Ancak oradan paslaşmayla topu çıkaracak bir şablon ve yetenek maalesef yok. Özellikle de Mariano sahada olmayınca... Galatasaray baskı yediği anlarda 8 numara performansı alamıyor.

MEVZU SADECE HOCA DEĞİL
İkinci yarıda Malatya ön alan baskısından vazgeçince Belhanda ve N’diaye biraz olsun oyuna girebiliyor. Tam mı? değil. Ancak motor biraz olsun çalışmaya başlıyor. Zaten maçın en iyilerinin Sadık ve Aytaç oluşu da bunu anlatıyor. O zaman mevzu sadece hoca değil. Takımın oyunu kurmakta sorunları var. Mariano olmayınca savunma değil, hücum eksiliyor. Bu hocanın sorunu değil mi? Mutlaka öyle. Ancak sadece bir hoca sorunu değil bu.

KADRI GÖZ BOYUYOR
Kadro da iç saha maçlarında gözümüzü boyuyor. Bu takım Tudor’un sandığı gibi bir İsviçre çakısı değil. Bu takım içeride bayağı keskin bir süngü. Kullanımı ve etkinliğinin yoluysa belli ve tek. Tudor ise çok kullanışlı sanıyor. İşte deplasmanlarda bunun böyle olmadığını bilen bir futbol zekasına ihtiyaç var. Yönetim içerideki oyuna dokunmadan deplasmanı düzeltmeli. Böyle ağır bir görev kimsenin sırtına bindi mi hatırlamıyorum. Çünkü soru belli: Diyelim ki Galatasaray şampiyon oldu. Real’i geçtim, Basel deplasmanına Tudor’la gider misin? Ben Tudorcuyum ama siz bana bakmayın.

Fanatik Gazetesi'nden alınmıştır.