'Final Four yaşamak istiyorum'

Efes Pilsen’in milli basketbolcusu Sinan Güler, NTVSpor.net’in sorularını yanıtladı. En kısa sürede Efes Pilsen formasıyla THY Euroleague’de final four’da mücadele etmek istediğini belirten yıldız oyuncu, fırsat gelmesi durumunda NBA’de oynamak istediğini belirtti.

NTV Spor 10 Mayıs 2011 - 14:43


RÖPORTAJ: İLKER ACUN -
ilker.acun@ntv.com.tr
twitter.com/ilkeracun 

Efes Pilsen ve milli takımın başarılı oyuncusu Sinan Güler, NTVSpor.net'in sorularını yanıtladı.

Birçok konuda önemli açıklamalarda bulunan yıldız oyuncu, en kısa zamanda Efes Pilsen formasıyla THY Euroleague'de Final Four oynamak istediğini söyledi. Avrupa'da basketbol oynamak gibi bir hedefinin olmadığını belirten Sinan, fırsat gelirse NBA'de forma giymeyi çok istediğini ifade etti.

Merhaba Sinan bizi evine kabul ettiğin için teşekkür ederiz. Öncelikle basketbolcu bir aileden geliyorsun, İTÜ'nün efsanevi isimlerinden Necati Güler'in oğlu olmak sana basketbol alanında ne gibi avantajlar sağladı?
Bunun artılarını profesyonel hayatta daha fazla görüyorum. Maçlarda hem abimden hem de babamdan geri dönüş alma imkanım oluyor. Onların maçlarla ilgili yorumlarını alıyorum. Bunun dışında, benim kendi hiperaktifliğim ve babamın maçlarına gidip oynama isteğinden dolayı belli bir yaşa geldikten sonra kendimi bir anda antrenman temposunun içinde buldum. Bu tabii 7-8 yaşlarında oldu, ama kendi yaş grubumdaki insalarla oynamaya başlamadan önce de abimle antrenmanlara gidiyordum. Yani bir anda kendimi basketbolun içinde buldum ve bu şekilde devam ediyorum.

Basketbolun temelini Türkiye'de aldıktan sonra kendini NCAA gibi çok sert bir ligde geliştirme fırsatı yakaladın. Carroll College'da oynamanın basketboluna kazandırdığı en önemli şey neydi?
Ben NCAA'in bir alt liginde forma giydim. Daha ufak okulların olduğu bir ligdi. O yüzden rekabet anlamında çok üst düzey olmayan bir ortamda oynadım, ama kendi basketbol karakterimin oturması ve gelişmesi açısından büyük yararları olduğunu düşünüyorum. Çünkü, orada oynadığım takımlarda son 2 sene büyük sorumluluklar aldım. Hem okul tarihine girebilecek başarılar elde ettik, ben de kariyer olarak orada ciddi işler yaptığımı düşünüyorum. Hem fiziksel gelişimim de hem basketbolumun gelişiminde önemli rol oynadı diyebilirim. 

Daha sonra Darüşşafaka formasıyla Beko Basketbol Ligi'nde buldun kendini... Burada kendi ispatladıktan sonra da Beşiktaş Cola Turka sayfası açıldı kariyerinde... Kısa sürede yükselmeyi başardın, biraz bu süreçten bahsedebilir misin?
Bu konuda kendi adıma söyleyebileceğim en önemli şey kararlılığım...Ancak göz ardı edemeyeceğim iki konu var. Ergin Ataman'ın beni Beşiktaş Cola Turka'ya transfer ederek şans vermesi ve ardından sahaya çıkmamı sağlayarak şans vermesidir. Benim de bu şansı iyi değerlendirmem yükselişimde etkili olmuştur diye düşünüyorum. Diğer taraftan, Tanjevic'in milli takımlarda bana şans vermesi ve ilgi göstermesi çıkışımda önemli rol oynadı.

En sonunda da 2008-2009 sezonunda Türkiye'nin basketboldaki en önemli markalarından biri olan Efes Pilsen'e geldin. Hala da aynı çatı altında yoluna devam ediyorsun. Zaman zaman istediğin süreleri alamasan da sabrettin ve büyük başarılara imza attın. Efes Pilsen ile formasını giydiğin diğer takımlar arasındaki farklar neler?
Öncelikle Efes Pilsen, Türkiye'nin en köklü kulüplerinden biri... 36 senedir Türk basketboluna çok büyük katkıları var. Zaten geçmişte kazandıkları başarılar, bize basketbolu sevdiren başarılardı. Onun dışında, Efes Pilsen'in Avrupa kupalarındaki büyük hedefleri ve her zaman daha ileriyi hedeflemesi benim için önemli bir nokta. Çünkü ben de bireysel kariyerim olarak hep daha ileriyi ve daha iyisini hedefleyen biriyim. Efes Pilsen'in de bu noktada olması çok güzel bir hava yakalattı. Oynadığım 3 sene içinde Türkiye'de bütün kupaları en azından 1 kere kazandık. Şimdi de artık Efes Pilsen formasıyla final four yaşamak istiyorum kısa zaman içinde... 

Efes Pilsen'in Avrupa'da da büyük bir kulüp olduğunu söyledin zaten. Ancak Avrupa'da oynamak gibi hedefin var mı?
Şu anda öyle bir hedefim yok. Gönül isterki şans gelsin NBA'de forma giyeyim, ancak bu konuda gerçekçi olmam gereken nokta da yaşımın ilerlemiş olması. Ama böyle bir şans gelirse NBA'de forma giymeyi istiyorum.

Efes Pilsen'de istediğin şansı yakalayamasan da Dünya ikincisi olduğumuz Dünya Basketbol Şampiyonası'nda takımın yıldızlarından biriydin. Milli takımın senin için önemli nedir?
Milli takım benim için çok önemli. Kırmızı beyazlı formayı gururla taşımak anlamına geliyor bu zaten. Milli takım forması babamın da abimin de yüzün üzerinde giydiği bir forma. Ben altyapılarda ne milli takım forması giyebildim ne elemelere katılabilecek şans yakalayabildim. O yüzden geri döndüğümde en büyük hedeflerimden biri milli formayı giymekti. Bunun için ekstra efor sarf ettim ve bunun karşılığını görmek de gerçekten gurur verici. Aynı zamada 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası'ndaki başarımız bana ayrı bir gurur veriyor. Dünya Şampiyonası'nda ikinci olmaktan çok insanlara basketbolu sevdirebileceğimiz dönemler hep milli takım dönemine denk geldi. Bu turnuvada bunu en iyi şekilde uyguladık, umuyorum ki bunun devamını önümüzdeki 2 sene içinde devam ettirmek istiyoruz. 

Beko Basketbol Ligi'nde de play-off zamanı geldi ve ilk turdaki rakibiniz de ligin güçlü takımlarından Pınar Karşıyaka... Seri 0-0 eşitlikle başlayacak. Bu seriyle ilgili düşüncelerini öğrenebilir miyiz?
Pınar Karşıyaka ligin en heyecanlı takımlarından biri oynadıkları basketbolla. Genç Türk oyuncuların performansları, başta Birkan ve Furkan olmak üzere, çok üst düzeyde. Gerek İzmir'de gerek burada oynadığımız maçlarda büyük çekişme yaşandı. Karşıyaka taraftarının basketbol sevgisi ve oyuna etkisinin de gözardı edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Umarım basketbol severlere güzel bir seri izlettiririz ve sonunda yarı finale çıkan taraf biz oluruz.  

Beko Basketbol Ligi'nde normal sezonun son haftasında alınan sonuçlar play-off eşleşmelerini etkileyince bazı takımların sahadan bilerek mağlup ayrıldığı iddiası ortaya atıldı. Bu söylentiler hakkında bir şey söylemek ister misin?
İşin yönetimsel boyutuna girmek istemiyorum. Oyuncu olarak bu yorumun bana düşmeyeceğini düşünüyorum. Ancak bu konuda adı geçen Antalya Büyükşehir Belediyesi-Galatasaray Cafe Crown maçındaydım ben. Sarı kırmızılıların maçı kazanmak için elinden geleni yaptığını kendi gözlerimle gördüm. Bu takımlarda tanıdığım oyuncular ve nasıl performanslar gösterdiklerini biliyorum. Bence bu işin konuşulmayan tarafı, Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin maçı kazanmak için neler yaptığıydı. Çok yüzdeli şut kullandılar bu maçta. Maçın satılıp satılmadığından çok Antalya Büyükşehir Belediyespor'un play-off'a kalabilmek için neler yaptığının konuşulması gerektiğini düşünüyorum.

THY Euroleague'de şampiyon Panathinaikos oldu. Yunan ekibinden bu başarıyı bekliyor muydun, senin için sürpriz oldu mu?
Final four'a kalan bütün takımlar şampiyonluğu hak eden takımlardı. Belki de orada Diamantadis'in etkisi ortaya çıktı iki maçta da. Maçların hepsini izleyemedim ne yazık ki, ancak ilk maçta Diamantidis'in yanına Kalates'in de katılamsının onlara kupayı getirdiğini düşünüyorum. Bu noktada konuşulması gereken başka konular da var. Orada yer alan 4 takım hem kadrro hem de sistem açısında istikrar sağlamış takımlar. Umuyorum ki bu istikrarı sağlayarak bir Türk takımı, özellikle de Efes Pilsen final four'un bir parçası olur.  

NCAA'de forma giymiş bir basketbolcu olarak, NBA'i takip etme şansın oluyor mu? San Antonio Spurs ve L.A. Lakers çok sürpriz bir şekilde erken havlu attı. Senin şampiyonluk favorin hangi takım?
Benim favorim San Antonio Spurs ilk turda elendi. Final oynamalarını istiyordum aslında. Hak ettiklerini düşünüyorum. Özellikle de Manu Ginobili'yi çok seviyorum. Ancak söylediğin gibi çok da fazla takip edemiyorum. Özetleri izliyorum, internetten skorları takip ediyorum. Uzun zamandır görülmemiş bir play-off serisi yaşanıyor NBA'de. Özellikle de Batı Konferansı'nda. Açıkçası Lakers'ın elendiğine de çok üzülmedim. Son maçta çok da sportif olmayan hareketlerinden dolayı tabii ki... Her ne kadar geride olsalar da şu andaki favorim Boston Celtics...