Beşiktaş'ın Liverpool'dan kiralık olarak kadrosuna kattığı Alman kaleci Loris Karius, siya-beyazlı kulübün resmi sosyal medya hesabına açıklamalarda bulundu. "Bütün arkadaşlarım buraya uyum sağlamam için bana çok yardımcı oluyorlar. Hatta çok uzun süredir burada anternman yapıyormuşum gibi hissediyorum. O anlamda çok iyi gidiyor. İlk maça (Bursaspor) gelince. Uzun bir süre, kazanacağımız bir maç gibi görünüyordu. Ama son bölümde yediğimiz golle 2 puan kaybettik. Bu da sinir bozucuydu. Genel olarak uyum sürecim gayet güzel geçiyor."   "İlk maçımda sarı kart gördüm. Doğru bir karar değildi belki. Ancak insanlar size bir şey attığında sizin de o alanı temizlemeniz gerekiyor, oyunu başlatabilmeniz için. Ben de onunla meşgulken hakem zaman geçirdiğimi düşündü ve bir sarı kart vermiş oldu. Yapacak bir şey yok." "Vodafone Park'ta Partizan maçını da izlemiştim. Atmosfer gerçekten çok etkileyiciydi. Takımı iten bir taraftar grubu var. Anfield Road da çok etkileyici bir stat. Liverpool'da da Beşiktaş'ta da taraftar çok etkileyici ama Anfield Road daha geleneksel ve eski tipte bir stadyum. Vodafone Park daha yeni ve güncellenmiş bir stat. Bu anlamda bir farklılık var. İki takımın da taraftar kitlesi çok önemli. Taraftarlarımıza buradan selamlarımı gönderiyorum. Umarım önümüzdeki hafta Vodafone Park'ta ilk defa sizin karşınıza çıkma imkanı bulacağım. Sizleri yanımızda olmanız için Vodafone Park'a bekliyoruz" "Kendimi modern bir kaleci olarak tanımlıyorum. Takım defans hattını önde kurduğunda gerideki güvenliği sağlayabilen ve gerekirse topları karşılayabilen bir kaleciyim. Tabii her kalecinin ilk görevi kaleyi savunmaktır. İngiltere'de en çok geliştirdiğim şeylerden biri, rakibin ortalarına çıkma konusundaki cesaretim. Orada çok koruyucu bir atmosfer yok kaleciler anlamında. Orada ciddi bir mesafe kaydettim." "Benim çok yeni ve farklı bir deneyim. İstanbul çok güzel ve büyük bir şehir. İnsanlar iletişim anlamında pozitifler. Size sevgilerini gösteriyorlar. Bütün bunlar çok güzel. Ama ben buraya sonuçta şehrin tadını çıkarmaktan ziyade kulüp için geldim. Burada öncelik kulüp. Ama insanın böyle bir şehirde yaşadığını bilmesi ve hissetmesi güzel bir şey." "Jürgen Klopp ile çalışmış olmak benim için büyük bir şans. Klopp, birlikte çalıştığı her oyuncuya katkı yapan bir teknik direktör. Ondan çok şey öğrendim. Aslında geçen sezon Premier Lig benim için iyi geçti. Şampiyonlar Ligi'nde gol yemeden maç tamamlayan kaleciler sıralamasında en tepedeydim. Ligde maçların yüzde 50'sinde gol yemedim. Kalitemi biliyorum. 25 yaşındayım. Takıma çok büyük katkı yapacağımı biliyorum. Öğreneceğim çok şey var. Buraya katacağım çok şey var. Bu ikisi birlikte giderse takımın önemli bir parçası olacağıma inanıyorum" "İki kulvara da dengeli şekilde odaklanmanız gerekiyor. İki kulvardan birine daha fazla odaklanınca diğeri etkileniyor. Bu da dengesizliklere sebep oluyor. Avrupa'da gruptan çıktıktan sonra tecrübe çok önemli bir faktör. Bu konuda avantajlıyız. Takımda çok tecrübeli ve baskıyla başa çıkmayı bilen oyuncular var. Ben bu anlamda ciddi avantajımızın olduğunu düşünüyorum." "İnsanın ülkesi için oynaması güzel. Ben tamamen kulüp takımına odaklanıyorum. Her gün mesai harcadığım yer burası. Burada çok iyi oynarsam ve milli takıma seçilirsem güzel olur. Aksi takdirde çok da sorum etmem. Burada işler iyi giderse milli takıma seçilirim." "Oyunculuğu denemedim ve becerebilir miyim bilmiyorum. Uzak bir şey görünüyor şu anda. Fakat bu işten anlayan biri 'Gelip yapabilirsin' derse denemek isterim. Futbol kariyeri bittikten sonra insan ömrünün geri kalanında 50 sene boyunca evde oturacak değil. Böyle bir planım yok şimdilik ama bunlar belli olmaz. Teklif gelirse belki de yaparım."