Bir eğitim ve fırsat kapısı: NCAA

Alt yapıda forma giyen genç sporcular için Türkiye’de üniversite eğitimine devam etmek çok kolay değil. Ama eğer yaptığınız sporda başarılıysanız, ABD size kapılarını açabiliyor, hem de tam burs imkanıyla.

NTV Spor 06.08.2012 - 10:29
Bir eğitim ve fırsat kapısı: NCAA

Alt yapıda forma giyen bir çok genç sporcu için Türkiye'de üniversite eğitimine devam etmek çok kolay değil. Bir çok sınavı geçmek zorunda kalan sporcular çoğu zaman kariyerleri ve eğitimleri arasında tercih yapmaya zorlanıyor. Ama eğer yaptığınız sporda başarılıysanız, dünyanın en iyi üniversitelerine sahip Amerika Birleşik Devletleri size kapılarını açabiliyor, hem de tam burs imkanıyla.
 
Bizden de basketbol ve öğrenim hayatını orada sürdürmeyi başarabilen oyuncularımız var.
 
Bu sezon kariyerini Galatasaray Medical Park'ta devam ettirecek Engin Atsür, NCAA Ligi'nde ACC Konferansı'nın  önemli takımlarından North Carolina State University'de 4 yıl boyunca oyun kurucu pozisyonunda oynamıştı.

Bir diğer  isim ise Doğuş Balbay… NCAA'de Teksas Üniversitesi'nde eğitim alan Balbay,  mezun olduktan sonra Türkiye Basketbol Ligi'ne dönerek Efes Pilsen ile sözleşme imzaladı. Şu an hala şimdiki adıyla Anadolu Efes'te kariyerine devam ediyor.

Charlotte 49ers Üniversitesi'nde forma giyen Gökhan Şirin ve Radford Üniversitesi'nden Görkem Sönmez mezun olmadan ligimize geri döndü.  Gökhan, Anadolu Efes'te; Görkem ise Olin Edirne'de forma giyiyor.

Bir dönem NCAA'de gündemi en çok meşgul eden isim Enes Kanter olmuştu. Daha önce Fenerbahçe forması giyen ve profesyonel sözleşme imzalayan Enes Kanter, NCAA'in profesyonel oyunculara izin vermemesi nedeniyle okulunun formasını giyememişti.
 
Hala NCAA'de kariyerine devam eden oyuncularımız ise Deniz Kılıçlı ve Efkan Eren… Deniz Kılıçlı West Virginia Üniversitesi'nde okuyor ve spor hayatına devam ediyor.
 
1989 doğumlu bir forvet oyuncusu olan Efkan Eren ise Lindenwood Üniversitesi'nde... Lindenwood Üniversitesi, önümüzdeki sezon NCAA 3'te mücadele edecek.
 
Efkan ile NCAA ve kariyeri üzerine bir röportaj gerçekleştirdik.
 
Basketbol kariyerine nasıl başladın, ilk eğitimini nerede aldın?
12 yaşındayken uzun boylu olduğum için babam beni Fenerbahçe Spor Okulu'na gönderdi, önce Küçükyalı'daki okuldaydım. Hatta hiç unutmam, Polat abi (Polat Kaya) orada koçluk yapıyordu, onunla başladım. Sonraki sene Dereağzı tesislerine geçtim, bir iki ay sonra Alp abi (Alp Torun) beni Fenerbahçe küçük takımına çağırdı ve Fenerbahçe'nin lisanslı oyuncusu olarak oynamaya başladım.

Şu anda spor ve eğitim hayatına Amerika'da devam ediyorsun. Nerede oynuyorsun, okuyorsun?
Evet, şu anda Lindenwood Üniversitesi'nde okuyorum ve oynuyorum, çok iyi bir takımımız var, kaliteli oyuncularla dolu.
Neden kariyerine orada devam etmek istedin? Tercih etmendeki nedenler neydi?
Türkiye'de liseden mezun olduktan sonra sürekli aklımda olan bir şeydi. Aslında ilk önce eğitim vardı aklımda, Amerika'da okumak, dil öğrenmek, ve ayrıyetten tabii ki basketbola devam etmek. Koç Kartal Önel'in tanıdığı Tan Kesler, şu anda A Milli Futbol Takımının Genel Menajerliğini yapıyor, 2008-2009'da Amerika'da New Jersey'de yaşıyordu ve orada bulunan NCAA Birinci Lig Okulu Monmouth Üniversitesi ile benim için kontak kurdu. Böylece Amerika serüvenim başladı. Çünkü maç videolarımı gören okul beni çok beğenmişti. Bana tam burs teklif ettiler ve Amerika'ya getirttiler. İngilizce seviyem iyi olmadığı için beni bir seneliğine Prep School denilen, Doğuş Balbay'ın da Texas Üniversitesi'ne gitmeden bir yıl oynadığı, Liseler Ligi'ne yolladılar. Ve böylece Prep School Ligi'nde olan Maine Central Institute'de, Amerika'da basketbola devam etmeye başladım.

Peki,  oradaki ve Türkiye'deki basketbolu bilen biri olarak NCAA, Avrupa ve Türk basketbol oyun tarzını nasıl değerlendiyorsun?  Aynı zamanda hangisi sana daha yakın geliyor?
Avrupa basketbolu hakkında çoğu basketbolcunun bildiği ve alışılagelmiş bir söz olarak söyleyebilirim ki Avrupa'da daha çok şuta yönelik basketbol var. Öte yandan düşündüğümüz zaman Amerika'da daha çok fiziksel bir basketbol var, daha sert ve iyi müdafa yapılıyor ve oyuncular daha atletik. Bu da oyun içinde şut tercihi meselesini değiştiriyor. Burada oynamak bana çok şey kattı. Eskiden tabii ki kendimi Avrupa basketboluna yakın görüyordum, ama şu anda Amerikan Kolej Basketbolu bana daha yakın geliyor, eskisi gibi değilim artık, fiziksel oyunu daha çok seviyorum.

Alt yapı nasıl peki Türkiye'deki alt yapıya göre önem verdikleri faktörler neler? Türk basketbolunun gelişmesi için alt yapıda gördüğün eksiklikler neler sence?
Alt yapı olarak düşünüldüğünde, biz Türkiye'de neredeyse profesyonel sporcular gibi antrenmanlar yapmaya başlıyoruz. Yılın en az 300 günü antrenman yaptırılıyor alt yapı sporcularına. Bu da verilen önemi tabii ki fazlasıyla gösteriyor Turkiye'de ama Amerika'daki sporcuları göz önüne aldığınızda aradaki sorumluluk farkını görüyorsunuz. Bunu açıklamak gerekirse, Amerika'da kulüp kavramı yok, sporcular için sadece okul takımları var. O da okulun belli dönemlerinde öğrenciler tarafından tryoutlarla girilebiliyor, mesela bir öğrenci bir sezon içerisinde basketbol, futbol ve aynı zamanda beyzbol oynayabiliyor. Çünkü hepsi sezona eşit bir şekilde dağıtılıyor. Demek istediğim şu ki, Türkiye'deki gibi bir baskı yok, sezon sonrası oyuncu kendi antrenmanınu kendi yapıyor, eğer iyi olmak istiyorsa kendi yolunu kendi çiziyor. Burada o bilinç oturmuş.  Amerikalıların fiziksel yapısı, genelde siyah oyuncuların tabii ki, spora çok elverişli diyebilirim. 12-13 yaşındaki bir çocuğun smaç attığını görünce artık şaşırmıyorum.

Orada normal sezon, Konferans Turnuvası ve en son NCAA turnuvası şeklinde maçlar yapılıyor. Senin bunlardan yaşadığın şampiyonluk, elde ettiğin başarılar var mı?
Burada bulunduğum son iki sene içinde Konferans Şampiyonu olduk. Çok gurur verici bir duygu. Okulda öyle bir atmosfer oluyor ki, kendinizi çok iyi hissediyorsunuz. Evdeki maçlarımızda okuldaki Türk öğrenciler izlemeye geliyor, ama hep Türk bayrağı açmayı unutuyorlar, ama sözleri var açacaklar. 2 sene önce Konferans Şampiyonu olduktan sonra Ulusal Şampiyona'da 2. turda elendik ama bence daha iyisini yapabilirdik, olmayınca olmuyor. Ama geçen sene Ulusal turnuvada, NCAA Transitional National Championship'de şampiyon olduk. Kupayı eline alınca insan kendini bir başka hissediyor. Ben de çok iyi oynadığımı düşünüyorum, umarım gelecek sene daha iyi olacak.
 
Türkiye Basketbol Ligi'ni takip ediyor musun? Başarılı bulduğun takımlar hangileri?
Şahsi olarak Banvit'in ve Besiktaş'ın oyun stillerini çok beğendim. Geçen sezon, izlemekten zevk aldım, özellikle Beşiktaş'ın etkili ikilisi Bonsu ve Erceg'i izlerken ayrı bir haz duydum diyebilirim.

Son olarak, gelecekteki hedefin nedir? Kariyerine nerede devam etmek istiyorsun?
Önce okulumu en iyi şekilde bitirmek, lisansımı almak ve mezun olmak. Ondan sonra hayırlısıyla Avrupa'da basketbol oynamak istiyorum. Umarım herşey yolunda gider.

Sayfa Yükleniyor...