NBA'in efsaneleri arasında yer alan ve Miami Heat formasıyla 2007 yılında sporu bırakan Gary Payton, NBA'de forma giyen Türk oyuncuları değerlendirirken, Ömer Aşık'ın en potansiyelli isim olduğunu söyledi.
NBA'de şampiyonluk yaşayan, 9 kez All-Star'a seçilen ve ABD Milli Takımı formasıyla olimpiyatlarda 2 kez altın madalya kazanan Gary Payton, Avea NBA Basketbol Kampı organizasyonunda genç sporcularla deneyimlerini paylaşmak üzere bulunduğu İstanbul'da, açıklamalarda bulundu.
NBA'de forma giyen Türk sporcularla ilgili görüşlerini aktaran Payton, Houston Rockets forması giyen Ömer Aşık'ı ön plana çıkararak, "Ömer Aşık, NBA'de kısa vadede süper star potansiyeline sahip en belirgin Türk oyuncu" dedi.
Ömer Aşık'ın özellikle geçen sezon harika bir çıkış yakaladığını aktaran efsane basketbolcu, "Birçok maçta 'double-double' yaparak gündeme geldi. Bu sene biraz Dwight Howard'ın gölgesinde kaldı. Takımı Houston Rockets onun bu değerini bildiği için takas etmek istemiyor. Ancak Ömer'in kendisini ispatlayacağı, kendi pozisyonunda birinci adam olacağı bir takıma acilen gitmesi lazım. Bir yıldız olarak kariyerini devam ettirebilmesi için bunu yapması lazım" diye konuştu.
"HİDAYET'İN NBA'DE DAHA YAPACAKLARI VAR"
Payton, NBA'de 14. yılına giren ve yakın zamanda Los Angeles Clippers takımıyla anlaşan Hidayet Türkoğlu'nun hala yapacak şeyleri olduğuna inandığını belirtti.
Hidayet Türkoğlu'nun NBA için yaşlı bir sporcu sayılamayacağının altını çizen efsane oyuncu, "Bence Hidayet, henüz emekli olmasını gerektirecek durumda değil. NBA için yaşlı diyemeyiz. Zaten aksi durumda Los Angeles Clippers da ona sözleşme önermezdi. Mutlaka iyi şeyler yapacağına inandıkları için onu takıma aldılar" ifadelerini kullandı.
NBA'deki Türk isimler Enes Kanter ile Ersan İlyasova'ya da değinen Payton, "Enes Kanter'in daha çok çalışması lazım. Genç bir takımda ve kendisi de çok genç. Daha istikrarlı olması lazım. Her çıktığı maçta iyi olduğunda, doğru bir çizgide olacak. Onun çok çalışmaya ihtiyacı var. Ersan İlyasova için ise en önemli şey, takımında mümkün olduğunca uzun süre alabilmesi. Onun rolündeki bir oyuncunun kendini gösterebileceği tek şey, alacağı sürede yapacağı işlerdir. Çalışarak takımında değişmez olmalı. İyi bir hocası var. Onun kurduğu yapı çerçevesinde, genç oyuncu grubuyla birlikte istikrarı yakalayıp, yeteneklerini gösterip, olabildiğince sahada kalarak kariyerine devam etmesi lazım." dedi.
DRAFTLARI BEKLEYEN GENÇ SPORCULARA ÖNERİLER
Gary Payton, NBA Draftları'nı bekleyen genç oyunculara tavsiyelerde bulunurken, çok farklı bir ortama kendilerini hazır tutmalarını istedi.
Draftlar için hem umutlu hem de şanslı olmak gerektiğini anlatan Payton, "Her şeyden önce NBA için draft edilmek kendi başına bir şeref. Her basketbolcunun hayal ettiği bir şey. Hele uluslararası bir platformdan geliyorsanız, örneğin Türkiye'den gidiyorsanız, bir hayatı bırakıp orada yer alacaksınız. Mutlaka kendinizi hazır tutmalı, değişik bir ortama gireceğinizin farkında olmalısınız. Antrenmanlar ve oyun tarzı farklı. Bunun bilincinde olmalısınız. Her şeyden önemlisi kendinizi hazır tutacaksınız. Eğer kafa olarak hazırsanız, yapabilirsiniz" şeklinde görüş belirtti.
"ABD BASKETBOLU İLE AVRUPA BASKETBOLUNU KIYASLAMAK YANLIŞ"
Gary Payton, ABD basketbolu ile Avrupa basketbolu arasında yapılan kıyaslamaları yanlış bulduğunu aktararak, "ABD'de oynanan basketbol ile Avrupa'da oynanan basketbolun birbirine yaklaştığından söz etmek mümkün değil. Çünkü iki tane çok farklı tarz var ortada. ABD'li oyuncularda öne çıkan şey atletik yetenek. Avrupalı oyuncularda öne çıkan şey ise takım oyunu, takımı taşıma yeteneği. Biraz daha temel bilgilere yoğunlaşılıyor. Avrupa'dan NBA'e giden oyunculara bakıldığında onların güçlü tarafı, temellerinin çok güçlü olması ve takımı taşıyabiliyor olmaları. Burada iki farklı stilden ve basketbol yapısından bahsediyoruz. Bunlar arasında kalite kıyaslamasına gitmek, doğru sonuç çıkarmayabilir. Bu elma ile armudu kıyaslamak gibi bir şey." diye konuştu.
Türkiye'ye gelme sebebi de olan genç sporculara deneyimlerini aktarmaktan çok keyif aldığını anlatan Payton, "Özellikle 11-12 yaş grubu çocuklarla bir araya gelmek benim için daha kıymetli. Çünkü ilerleyen yaşlarda pişmiş oluyorlar. Bu yaşlarda sizi dinliyorlar, onlara gerçekten verebileceğiniz bir şeyler oluyor. Özellikle bu yaş grubuyla bir arada bulunmak benim hayatta en keyif aldığım şey" değerlendirmesinde bulundu.
