(MEHMET DEMİRKOL - FANATİK) Muhtemelen Muslera olsa o pası Emin’e o sıkışıklıkta vermezdi. Ve muhtemelen o pası Okan’dan alan Luyindama olsa o topu o şekilde tehlikeli bölgeye atmazdı. Okan ve Emin, Galatasaray’da oynarlar. Bunda şüphe yok. Ancak şimdilik tecrübelilere dokunarak... Sarı-Kırmızılılar dağınıktı. Seri’nin basit top kayıpları ve savunmanın iki kanadında özellikle Linnes’in bölgesinde yaşanan direnç sorunu Emin’i çok zorladı. Ankaragücü bu alanı çok iyi kullandı. Kulüp tarafından kadro dışı bırakılan Rodrigues sahada olsa Galatasaray’ın işi çok daha zor olabilirdi.
(ERMAN ÖZGÜR - FANATİK) Galatasaray'ın istikrarlı ve formda diyebileceğiniz 2-3 oyuncusu dahi yok, işler kötü gitse de skoru değiştirecek bir yıldızı yok, oturmuş bir oyunu yok, ilk yarı boyunca da pozisyonu tek pozisyonu yok. Ankaragücü'nün çabuk oyuncularına karşı duran toptan ve akan oyundan verdiği pozisyonlar var, Belhanda gibi her topu rakibe atan bir orta sahası var ve gol yemediği için biraz da futbol şansı var. 2. yarı ise Galatasaray o şansı da genç kaptan Emin Bayram'ın hatası ile gelen penaltı kaybetti. Küçük bir kıpırdanma sonucunda Belhanda ve Ömer Bayram'la yakaladığı fırsatları kaçırdığında sonun başlangıcının sinyallerini vermişti. Fatih Terim'in alt yapıdan yetişen Emin Bayram'a kaptanlığı vermesi maçın olayıydı. Elbette genç oyuncu hata yapa yapa iyi oyuncu olacak ama layık görüldüğü pazubandı kendisine futbol dışındaki davranışları konusunda güvenildiğinin bir ispatı. Belhanda'dan ümidini kesmeyen tek Galatasaraylı Fatih Terim olabilir.
(ALİ ECE - FANATİK) Maçın ilk golündeki penaltı Ozan’dan çok Ozan’ı stoper oynatanın hatası olduğu kadar Emre Kılınç’ın da içeri doğru terse usta çalımının da eseri. İkinci golde Gustavo, Yatabare ile çıktığı hava topunda daha iyisini yapabilecek kapasitede bir oyuncu olsa da defansif orta sahanın kademesinde gerçek bir stoper olsaydı Emre Kılınç’ın golünü engelleme şansı daha fazla olabilirdi. Fenerbahçe’nin tek golü ise Falette’in uzun pas becerisi ve Deniz Türüç’ün hırsı ile bireysel tekniğini iyi harmanlaması sonucu geldi. Yoksa kolektif açıdan Fenerbahçe 60’a kadar yeterli değildi. Emre girdikten sonra daha hareketli olsa da Sivasspor ortaları savunmakta başarılıydı.
(LEVENT TÜZEMEN - FOTOMAÇ) Galatasaray'ın yaptığı top kayıplarına, pas hatalarına rağmen Fatih Terim'in kulübeden müdahale etmemesi bana şaşırtıcı geldi. Oysa Terim vücut diliyle bile oyuncularına çok şey anlatır. Terim'de sanki bir küskünlük, oyuncularda da bir isteksizlik var. Özellikle tanıdığım Terim, Belhanda'ya bağırmaz onu oyundan alırdı. Deve misali, pandemi sonrası G.Saray'a 'Halin nedir?' diye sorsalar, cevap, 'Nerem doğru ki' olur. İsabetli orta yapamayan, kanat oyuncusu olmayan, elinde derinlemesine top atacak orta saha oyuncusu bulunmayan, en kötüsü Adem Büyük gibi bir golcüye sığınmak zorunda kalan G.Saray'ın düştüğü aciz durum bana şaşırtıcı gelmiyor. Terim'in bu kötü gidişe de dur diyememesine akıl sır ermiyor. Ayrıca hocanın 'Rakip ne oynarsa oynasın, ben istediğim oyunu oynarım' anlayışından geri adım atması gerekir. Topu rakibe verip oynamak ayıp değildir. Fatih hoca, elindeki kadronun kalitesi futbol anlayışına yetmiyorsa, o oyuncuların oynayabileceği oyunu seçmeli..
(DENİZ ÇOBAN - FANATİK) Hakem için stresi düşük ve çok fazla kritik pozisyonun yaşanmadığı bir maç oldu. 10'da Sivasspor lehine doğru bir penaltı kararı verdi. Ozan dikkatsiz şekilde topa doğru kayınca, topa temas edemedi ama o hızla rakibini düşürdü. 40'ta Sivasspor ceza sahasında, Appindangoye topu uzaklaştırdıktan sonra, Muriç ile çarpıştı. Bu pozisyonda penaltı yoktu, hakemin devam kararı doğruydu. 79'da Fenerbahçe’nin attığı golün ofsayt gerekçesiyle iptalinde hakemler yanılmadı. Yardımcı hakem acele ederek bayrağını pozisyon tamamlanmadan kaldırmıştı. Bu hatayı fark eden Palabıyık’ın bayrağı dikkate almadan pozisyon tamamlanana kadar beklemesi çok doğruydu. 88'de Hasan Ali topu bilerek eliyle oynadı. Sivasspor takımının umut vaat eden atağını önledi. Bu pozisyonda 2. sarı kartla oyundan atılması gerekirdi.
(SERKAN KORKMAZ - FOTOMAÇ) Emin Bayram adına çok umutluyum. Deneyimleniyor ve birkaç sene içinde iyi bir kariyere başlayacağının sinyalini veriyor. Galatasaray'daki bunca olumsuzluk içinde, ligin en güçlü küme düşme adayına hak ederek yenilen dün akşamki takımda, en son onun yaptığı hatayı konuşmak lazım. Aynı gün Ömer Faruk'un da Kadıköy'de ilk 11'de sahne alması önemliydi. Emin'i ilk 11 soyundurmak en çok Ahmet Çalık için mesaj barındıran bir tercih kuşkusuz. Gel gör ki; aynı Ahmet 'gol umudu' olarak oyuna girdi. Buna her ne derseniz deyin altı dolar; kafa karışıklığı, panik, plansızlık, kötü transfer politikası vs... Düşünün ki, en önemli oyuncusunu da (Gerson Rodrigues) bu denli kritik bir haftada, disiplinsizlik nedeniyle kadro dışı bırakmıştı İbrahim Hoca... Helal olsun Ankaragücü'ne; 'büyüklük', maç kazanmak, kümede kalmak, şampiyon olmak değil, bu tip densizliklere prim vermemektir. Galatasaray için bu sezon kayıp...
(SERDAR ALİ ÇELİKLER - HABERTÜRK) "XYZ takımı büyük takımdır. Forması 2 puandır." Bu önerme geçmişte kaldı. Eski çamlar bardak oldu. Artık iyi takım değilsen, iyi çalışmıyorsan, planlamıyorsan, üretemiyorsan, rakibin basit ama etkili (Yatabare'ye şişir, O da Emre'ye indirsin) planına 3 kez mağlup oluyorsan forma da kurtarmıyor. Seyirci olsa belki gazla mazla 1 puan alırdın ama kazanamazdın. Bu gerçek her takım için geçerli. 6 yıl evvel kurulan Başakşehir bu 6 sene içinde ligi G.Saray'a karşı 3 kez önde bitirmiş, 3 kez de geride. Beşiktaş'a karşı 3 kez önde bitirmiş 3 kez geride. Aynı şekilde F.Bahçe'yi de 3 kez geçmiş 3 kez geçilmişler. Al sana taraftarı olmayan takım. İyi yönetim - iyi organizasyon - iyi kadro - iyi hoca olunca iyi takım oluyorsunuz. Sivas iyi takım, Fenerbahçe değil. İyi takım kazanır. Fenerbahçeliler her hafta üzülmesinler. Seneye iyi bir yapılanma ve iyi bir kadro kurulacak mı, onu sorgulasınlar.
(GÜRCAN BİLGİÇ - FOTOMAÇ) Üçüncülük için kilit maçıydı. Heyecanı ve gerilimi zaten puan durumu itibarıyla taşıyordu ama gözlerin F.Bahçe'nin en genci; Ömer Faruk'un üstüne dikilmesi, diğer oyuncular için oldukça düşündürücü olmalıydı. Genç oyuncu sahada bulunduğu her saniyede topu aradı, kendini göstermeye çalıştı, sorumluluktan kaçmadı. Takımdaki ağabeyleri de ona sahip çıktı, pas yollarında kendilerini gösterdiler. İyi niyetin, birlikte büyümenin gövdeye gelmiş haliydi. Bravo… Diğer yana geçtiğimizde Sivas'ı sahadan silen, topu ve oyunu yöneten bir performansı da vardı Fenerbahçe'nin. Daha önce diğer stoperlerin yaptıklarını, bu kez Ozan üstlendi. Penaltı kararı ağır kaçtı ama diyecek bir şey yok. Aynı hakem Trabzon maçında Kruse'nin Uğurcan'ın formasına değmesine de faul vermişti. Bu fırsatı kaçırmaz. Ama kaleci degajından gelen topta kendi adamını ikinci kez kaçırması tam facia..