Ali Ece - Fanatik | İlk yarıda maalesef Şenol Güneş döneminin en kötü Türkiye Milli Takımı performansını izledik. Daha doğrusu 2000 doğumlu Szoboszlai başta olmak üzere Macarlar oynadı biz izledik. Holender de açık veren sağ kanadımız karşısında çok etkili bir ilk 45 oynadı. Özellikle merkez orta üçlümüz birbirinden çok kopuk bir ilk yarı oynadı: Kaan Ayhan fazla ‘önstoper’, Hakan Çalhanoğlu ofansif orta sahadan çok ikinci forvet gibi pozisyon alınca ilk milli maçını oynayan Mert Hakan da iki arada bir derede kaldı. Kötü ilk yarıyı öncelikle Uğurcan ve kalesinin direkleri ile Merih-Çağlar ikilisinin kaliteli stoper performansları sayesinde gol yemeden tamamladık. İkinci yarıda Şenol Güneş orta sahaya Yusuf Yazıcı ve İrfan’ı alarak müdahale edince ilk yarıya göre toparlandık. Ancak puan almamıza yetmedi.
Ömer Üründül - Sabah | İlk 45 dakika boyunca sahada bırakın oyuna ağırlık koymayı, pozisyon bulmayı, 3-4 pas dahi yapamayan bir milli takım vardı. Bu yarıda oyunun tek hakimi ve önemli pozisyonlar yakalayan Macaristan'dı. Olumsuz tablo ilk 11'i öğrendikten sonra benim için sürpriz değildi aslında. Şenol Güneş gibi başarılı ve deneyimli bir teknik direktör nasıl olur da böyle bir kadro tercihi yapardı! Birbirlerini hiç tanımayan bir orta saha... Yine birbirlerini hiç tanımayan bir ileri üçlü... Bir de bunlara ilaveten iki bekimiz Mert Müldür ve Umut Meraş, önlerindeki kanat forvetlerini hiç tanımıyorlardı. Böyle bir takımın günümüz futbolunun ilkelerini yerine getirmesi eşyanın tabiatına aykırı bir durumdu. İkinci yarıda devre arasında oyuna Yusuf'un girmesi ve Macaristan'ın ilk yarıdaki temposunun düşmesiyle biz de biraz oyunu dengeledik. Maçtaki tek pozisyonumuz da uzun bir topta santranın gerisinden fırlayan Burak'ın gole giderken biraz ağır kalarak pozisyonu kaybetmesiydi. Bunun dışında üretkenlik sağlayamadık. İlk yarıda direklere takılarak farkı kaçıran rakibimiz, ikinci yarıda etkisizdi. Ama öylesine bir uzak menzilli frikik golü attılar ki dünyanın en iyi kalecisi bile çıkaramazdı. Sonuçta Uluslar Ligi'ne kötü başladık. Tabi bir takım mazeretler üretilecek, "Hazır değildik", "Sezon başlamadı" denecek ama bizim takım tam olarak hazır da olsa taşlarla bu kadar oynarsanız sahaya olumlu bir futbol çıkması mümkün olmaz. Bu maçta bir tane olumlu bir oyuncu gösterir misiniz derseniz "Çağlar" derim.
Cem Dizdar - Fanatik | Kağıt üzerinde Türkiye uzak ara favori lakin ilk devre işler hiç de ‘kağıt’taki gibi işlemiyor. Arkadan kurulmaya çalışılan oyunun tüm riskleri aleyhimizdeydi. Macaristan takımının süratli paslaşmaları milli takımın yerden ve ayağa oyunlarını önledi. Burak Yılmaz’ın devre boyunca yalnızlığı tam da bu yüzdendi. Top o bölgeye ulaştırılamadı. İkinci devre, ön bölge oyununa geçilebilecek bir şablon bulunamayınca işler iyice karıştı! Sürekli arkada pas yaparak, arayan takım görüntüsü sürüp gitti. Dakikalar ilerlerken rakip sakin, bizimkiler ise çaresizliğin beslediği bir gerginlik içindeydi. Baştan beri Burak’a top geçirmek için uğraşıldı ama acaba Burak Yılmaz tipi oyuncunun oynayacağı bir maç değil miydi bu karşılaşma?
Levent Tüzemen - Sabah | Savunmadaki istikrara dokunmayarak doğru yapan Şenol Hoca keşke ilk milli maçta kadro istikrarını Macarlar önünde de sürdürseydi. Milli Takım'ın uyumsuz oyununu dengeleme adına Yusuf Yazıcı'yı ve İrfan Can Kahveci'yi oyuna almak yeterli olmadı. Yarışırken değişimi düşünmek için zamanlamayı doğru yapmalıyız. Enseyi karatmayalım. Yeni isimleri yapacağımız hazırlık maçlarıyla rekabet havuzunda harmanlayıp Milli Takım'ın parçası haline getirebiliriz. EURO 2020 elemelerinde oynadığımız oyunlarla alkışı hak eden bir unvanımız var. Şenol Hoca pazar günü deplasmandaki Sırbistan maçında istikrarı ön planda tutup kazanan kadroyu sahaya sürmelidir.
Uğur Meleke - Spor Arena | Onlar 4 Eylül Stadı’na en iyi 11’leriyle çıktılar, bizse orta sahada doz aşırı bir rotasyon yaptık bence. Hakan-Burak’ın arkasındaki ideal orta dörtlümüzün hiçbirinin sahada olmaması; İrfan, Yusuf, Kenan, Ozan’ın hepsinin birden kulübede oturması fazla riskliydi bence. Şanslı bir 45 dakika oynadık, Uğurcan’ın yıldızlaşması ve iki toplarının direkten dönmesiyle koruduk tabelayı. İkinci yarıda her oyuncu değişikliği sonrası orta sahamız biraz daha toparlandı ama Sivas’tan puan çıkarmamıza yetmedi bu kısıtlı performans. Üç gün sonra Belgrad deplasmanı için dün başlayan 11’imizi değil, bitiren 11’imizi referans kabul edecektir muhtemelen Şenol Güneş. Hatta Yusuf-İrfan’ın yanı sıra Ozan veya Mahmut’un da Belgrad’da 11’de olmalarını bekliyorum ben.
Mehmet Demirkol - Fanatik | Şenol Güneş, ortalama üstü bir pas takımına karşı, bir baskın takımı saha sürdü. Bu, Kaan Ayhan, Çağlar ve Melih’le defakto bir 3’lü savunma önünde tüm unsurlarıyla direkt oyunu hedefleyen bir ekipti. Muhtemelen Hakan Çalhanoğlu ve Mert Hakan’ın bu takımı koşturacak pasları atmasını, ekibin de baskıyla kaptıkları topların işe yarayacağını düşündü. Ancak bu olmadı. Macarlar topu beceriyle çevirip bizim planımıza alan ve fırsat bırakmadılar. Takım Mahmut ya da Ozan’a ihtiyaç duyduğunu hemen gösterdi. Çünkü aslından 6 ya da 8’de Mert Hakan ve Emre’nin bu yapı içinde görev yapması kolay değil. Arkadan top yapacak oyuncu az. Önde durak olacak pivot yok. Olmadığı anda yapıyı toptan değiştirmek gerekirdi. Ama 3 değişiklik hakkı işi bozdu.