MEHMET DEMİRKOL - FANATİK | 4-4-2’ye yakın dizilişimizde hücum alanını genişletemedik. Rakip çok çaba sarf etmeden bizi durdurdu. Ceza sahasına nasıl ineceğimize dair karambole orta dışında bir plan ortaya koyamadık. Biz can havliyle saldırdık, onlar soğukkanlılıkla kazandılar. Dün 4-4-2’ye yakın dizilişimizde ortaya çıkan sorun, orta sahada oyuncularımızın fazlasıyla üst üste binmeleriydi. Hücum alanını genişletemedik. Böyle olunca rakip çok çaba sarf etmeden bizi durdurdu. Halbuki elinizde oyuna ve topa hakim olacak tempoyu ayarlayabilecek bir ekip var. Ama kabul edelim ki topa sahip olsak da ceza sahasına nasıl ineceğimize dair karambole orta dışında bir plan ortaya koyamadık. Bunun sonucu sadece üretememek değil. Macarların savunma yerleşimlerinin o kadar sarsamadık ki geçiş oyununda savunmaları etkili bir hücum şablonuna dönüştü. Yani Macalar'ı bozmak bir tarafa istedikleri hücum yerleşimlerini top bizdeyken yapabilmelerine müsaade ettik. Biz can havliyle saldırdık, onlar soğukkanlılıkla kazandılar.
UĞUR MELEKE - SPOR ARENA | 46’da kenarda iki adam olacağına, Şenol Güneş’in herkesin yerli yerinde olduğu yeni bir oyun ve oyuncu grubuyla maça bir ‘reset atacağına’ emindim doğrusu. Maalesef yanılmışım. Devre arası diğer maçın sonucunu öğrenen iki teknik ekipten doğru hamleleri yapanlar yine Macarlar’dı. Onlara beraberlik yettiği için oyuna Cseri ve Varga gibi iki koşucu soktular, Şenol Güneş’se aynı futbolcu grubu ve aynı şaşkın dizilişle döndürdü takımını sahaya. Kaybetmemiz kaçınılmazdı. Sonuna kadar hak edilmiş bir yenilgiyle ayrıldık Puskas Arena’dan. Dünya Kupası elemelerine yaklaşık beş, Avrupa Şampiyonası’na kadar da sekiz ay süremiz var. Umarım Şenol Hoca bu süreçte bu takımın ne oynayacağını bulabilir de, bir daha bir maçın 85’inci dakikasında hâlâ kağıda bir şeyler çizerken görmeyiz onu.
LEVENT TÜZEMEN - SABAH | Macar oyuncular birbirlerini öylesine ezberlemiş ki; arkaları dönük halde isabetli paslaşmalar yaptılar. Caner'in savunma zaafı olmasını bildiği halde Şenol Hoca'nın önlem almaması şaşırtıcı bir hataydı. Macarlar ataklarını sürekli Caner'in koridorundan yaptılar. Yediğimiz gol de Caner'in bölgesinden geldi ama kaleci Mert'in garanti pas yapmak yerine kontrolsüz uzun top oynaması sonucu Macarlar golü üretti. Macar savunmasını hataya zorlayacak baskıyı yapmadığımız gibi maç boyu hiç eksik yakalayamadık. Bizi hızlı hücuma taşıyacak formda bir Deniz Türüç'ü ilk 11'de oynatmamak, ardından oyuna geç almak Güneş'in akıl tutulmasıydı. Kazanamıyorsan kaybetmemek kuraldır. Bunu bile başaramadık. Hayallerimiz kazanıp lider olarak A Ligi'ne yükselmekti. Kötü oynadık, kaybettik ve en acısı ikinci kez küme düştük. EURO 2020'ye giden Milli Takım'a ve Şenol Güneş'e küme düşme hiç yakışmadı. Maalesef Güneş de Lucescu'nun kaderini yaşadı.
SERDAR ALİ ÇELİKLER - HABERTÜRK | Şenol Güneş çok iyi bir teknik adam. Ama şöyle bir durum var. Bir yerde başarılı olduğu zaman ardından sıkılganlık dönemi başlıyor. Kariyerine bakın. 96'da Trabzon ile şampiyonluğu final maçında kaybedecek kadar iyi bir takım kurdu. 2 sene sonra istifa etmek zorunda kaldı. 2002 Dünya Kupası sonrası 2004 elemeleri malum. Sonraki Trabzonspor dönemi de benzer. Beşiktaş'ta 2 yıl üst üste şampiyonluk ve sonraki sene 4.'lük. Hatta ve dahi sonraki yıl Avrupa Ligi'nden elenme. Güneş, milli takımımızı GAYET İYİ futbol oynatarak Euro 2020'ye götürdü. Lakin 2020'de yine sıkılganlık dönemi başladı. Salma dönemi geldi. Bu kariyer istatistiği cebimizde dursun. Cenk aşırı kötü günündeydi ve çok top kaybetti ama yine de sahada kalmalı mıydı? Kaan Ayhan santrafor bölgesine daha erken mi alınmalı mıydı? Bir sürü soru eklenebilir. Lakin biz bu C Ligi'ne düşmeyi ilk maçta Macaristan'a yenilerek, sonra 10 kişilik Sırpları yenemeyerek, hakem yardımıyla Sırplardan 1; Ruslardan 3 puan alırken ders çıkarmayarak hak ettik. Lakin hocasız çıkılsa Türk milli takımı oyuncuları Macarlarla berabere kalmayı ve C Ligi'ne düşmeyi içine sindirememeliydi.Kusura bakmasınlar bu sıfatı kendileri hak etti. Euro 2020'nin ve Dünya Kupası elemelerinin hatırına susalım da gerçekleri de görelim. Çalhanoğlu'lardan Yazıcı'lardan İrfan Can'lardan bize bir şey olmayacağını anlayalım. Daha aç ve profesyonel futbolun, bireysel kariyerinin izzet-i nefsini düşünen isimleri monte edelim. Ve dua edelim ki 2021 yılı, 2020 yılında olduğu gibi Şenol Hocamızın salma yılı olmasın.