(AHMET ÇAKAR - SABAH) ''Maçın adamı futbolcu Emre ve tabii ki dünyanın en iyilerinden biri olan hakem Cüneyt Çakır'dı. Bir maç ancak bu kadar mükemmel yönetilir.Üstelik şanslıydı da. 'Lemina ikinci yarıda düştü mü, düşürüldü mü? Penaltı var mı, yok mu' diye tartışılırken VAR kendisini davet etti. Cüneyt'in şansı şu; pozisyon öncesi Babel orta sahada topu eliyle kontrol ediyor ve Cüneyt haklı olarak eli veriyor. Ama ya Babel elle oynamayıp da Cüneyt penaltı ya da değil kararını verecek olsa ne olurdu? Ama Babel, Cüneyt'i de kurtardı, belki de Türk futbolundaki huzuru da...''
(UĞUR MELEKE - HÜRRİYET) ''Denizli-Kasımpaşa maçındaki toplam isabetli pas sayısı 842. Alanya-Sivas’ta 809 pas yapılmış. Sıradan bir Fransa Ligi maçı olan Lyon-Nantes’ta 929, Bundesliga’daki Augsburg-Leverkusen’da 1101 pas izlemiş sporseverler. 113 ülkeye servis edilen Galatasaray-Fenerbahçe maçında 700 toplam pasa ancak uzatmalarda ulaşıldı. Toplam isabetli şut 5, toplam faul sayısı ise 32’ydi. İtalyan mafyasının aralarındaki sessizlik yeminine omerta denir. Galiba, Fenerbahçe ve Galatasaray takımlarının teknik direktörleri arasında bir ‘beraberlik omertası''
(MEHMET DEMİRKOL - FANATİK) ''İkinci yarıda pek bir şey olmadı. Son saniyede Kruse’nin kötü kafası. Ofsayt olduğu için geçerli olmayan Falcao’nun şahane şutu. Bir penaltı tartışması. İlk yarının vaat ettiklerinin dışında bir oyundu. Sahadaki birkaç istisna dışında bir kazaya gelmeyelim kafası vardı daha çok. İlk yarı ise denediler. Fenerbahçe geniş alanda önde oyun kurdurmak istemedi. Rakibin savunma zaaflarını kaşıdı. Ozan sağ önde Emre’den gelecek ters uzun topları Nagatomo’ya karşı boy avantajıyla indirmek ve oradaki bakıya yadım etmek için sahaydı. Tolga da Tudor’un planıyla. İki şansı da Fenerbahçe yakaladı ancak kaliteli son pas/vuruş çıkmadı.''
(ALİ ECE - FANATİK) ''Türkiye’de Süper Lig yerine E-Spor ile daha çok ilgilenen gençlere kızmayın, onlarla empati kurmaya çalışın. Misal ben çocukken Rıdvan-Prekazi’lerin gençken Hagi-Alex’lerin hatıra mirasına halen sabırla izlemeye devam ediyorum. Ligin en çok reyting alan maçı böyleyken biz bu ligin adına ister süper ister über diyelim, dünyadan ne kadar alıcı bulabiliriz ki? Fenerbahçe’ye 1 puan yarıyor ama ev sahibi Galatasaray’ın puan farkını kapamak için daha fazla risk alması gerekmez miydi? Dün geceki oyun Galatasaray- Fenerbahçe arasında değil de Manchester City- Liverpool arasında oynansaydı, kanalı değiştirmez miydiniz?''
(CEM DİZDAR - FANATİK) Ülkenin en çok para harcayıp en sükseli oyuncularına sahip iki takımının vasatı aşamayan maçını izledik hep birlikte. Samimiyetle soruyorum, 'Yabancı futbolcular ligimize kalite getirdi’ demagojisi daha ne kadar sürdürülecek? Örneğin gol atıcılar, Falcao ile Muriç neredeydi? Onlar mı vasattı yoksa onları oyuna sokamayan teknik adamlar mı? Ülke futbolunun gerçek soruları bu ve bunlara benzer sorular olmamalı mı? Emre Belözoğlu için, 'Maç boyu sahanın en çok görünürü olup en etkisizi' denebilir. Peki Ersun Yanal bu durumu göremedi mi?
(LEVENT TÜZEMEN - FOTOMAÇ) ''Derbinin iki takım oyuncuları adına öncelikli hesabı kaybetmemek ve az hata yapmak üzerineydi. Fenerbahçe, Galatasaray'ın kaptıracağı topları hızlı hücuma taşıma konusunda hep hesap yaptı, Galatasaray rakip kale önünde yeterince çoğalamadığı için gole yaklaşamadı. Maçı izlemeye gelen seyirciler özledikleri oyunu bulamadı, keyif almadı çünkü iki takım da birbirini kitledi.''
(ŞANSAL BÜYÜKA - MİLLİYET) Maçın ilk onbirleri belli olduğunda bir arkadaşım 'Fenerbahçe beş orta saha oyuncusu ile oynuyor... Galatasaray kalesine bile gidemez“ diye mesaj attı... Maç başladı, bir baktık, Fenerbahçe Galatasaray kalesine gidiyor, Galatasaray Fenerbahçe kalesine gelemiyor... Gecenin elbette kazananı yok ama en azından karlı çıkanı var... O da Fenerbahçe. Hatta son saniyede kaleci Muslera‘nın boşa çıktığı topa Max Kruse daha darbeli vurabilse, Fenerbahçe 'büyük vurgun'la dönebilirdi... Bu maç şunu gösterdi: Fenerbahçe 'gelişme' kaydetmeye, Galatasaray 'yerinde saymaya' devam ediyor...''
(ERCAN TANER - SÖZCÜ) ''Galatasaray ve Fenerbahçe derbilerinde özellikle son yıllarda hatıralarda kalacak skorlar alamıyorlar. Teknik adamlar ve oyuncular da hata yapmaktan kaçınınca müthiş derbi yerine futbolsuz derbi diyebilirim dünkü mücadeleye…Maçın en unutulmayacak fotoğrafı Kruse'nin İstiklal Marşı'mızı söylediği görüntülerdi. Maçı anlatırken o anda çok duygulandım.''