"70 yaşını geçmiş insanlara yakışan bir şey mi?"

Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, Fenerbahçe Genel Sekreteri ve Basın Sözcüsü Mahmut Uslu'nun Caner Erkin ve kendisine yönelik açıklamalarına sert tepki gösterdi.

NTV Spor 27.09.2017 - 18:01
"70 yaşını geçmiş insanlara yakışan bir şey mi?"

maçının iyi bir havada geçtiğini söyleyen Başkanı , "Oraya maç yapmaya gelen, hoş bir oyun seyretmeye gelen ve oyun kuralları içerisinde hareket etme gayreti içerisinde olan iyi niyetli oyunculardan oluşmuş bir maç vardı. Taraftarların müthiş desteği vardı; ama kurallar dışına çıkabilecek hiçbir şey yoktu. Gelenlerde seyredenler de televizyon başında olanlar da kazananlar da kaybedenler de keyifli bir maç izlediler ve evlerine döndüler. Öyle bir ortam vardı. Zaten Şampiyonlar Ligi gibi maddi değeri yüksek olan organizasyonlarda bunun dışına çıkmak mümkün değil. Aksi takdirde yapamazsınız, sizi ihraç ederim, taraftarla alakalı da olsa, çizgileri çok kesin kuralları var. Hiçbir zaman kötü örnek olmadığı için, eski laftır, su-i misal örnek olmaz, yani kötü örnek örnek olmaz." diye, orada da kötüyü örnek yapmadıkları için öyle bir maçtı." dedi.

Hafta sonundaki derbinin bunun tersi bir havada geçtiğini kaydeden Fikret Orman, "Haftasonundaki maç tam bunun zıddıydı. O olayın başlangıcından itibaren ortamı germek, bölmek, taraflarlara çekmek, ölüm kalım gibi bir sürü şeylerle bir ortam hazırlanmıştı. O ortama da başından sonuna onu seyrettik hep beraber. O ne beni, ne Beşiktaşlıları, ne sporseverleri, eminim ki; Fenerbahçelileri de memnun etmedi. Ürün güzel değildi." diye konuştu. 

"Futbolun güzellikleri olduğu zaman buralara insanlar geliyor" diyen Orman şöyle devam etti, "Bunlara coşkuyla katılıyor. Bunları antipatik hale getirdiğinizde kimse buralara gelmiyor. Türkiye'de taraftar sıkıntısı oluyor. Biz bunu Beşiktaş'ta bitirdik. Leipzig'de Keita diye bir oyuncu var. 21 yaşında bir futbolcu. 1 sene sonra almak üzere 70 milyon Euro garanti, 10 milyon Euro'da bonuslarla 80 milyon Euro'ya Liverpool'a satıldı. Norveçli oyuncu 40, öbürü 35 milyon Euro. Bu oyuncular Türkiye'de Beşiktaş'ta, Trabzon'da, Konyaspor'da, Göztepe'de her hangi bir takımda oynasa bu rakamlar eder mi? Etmez. Neden, marka değeri yok. Siz o markayı aşağı çektiğiniz zaman o oyuncuları da pazarlamakta vitrin etmekte, sporu vitrin etmekte başarılı olamıyorsunuz. Aynı Keita veya onun kalitesindeki başka bir oyuncu Türkiye'de olsa 15 milyon Euro. Örnekleri var. Arda, çok büyük bir transfer bedeliyle Atletico Madrid'den Barcelona'ya gitti. O arda Galatasaray'dan Barcelona'ya o fiyatla gider miydi? Her ligin bir marka değeri var. Bizde bu marka değerini öldürmek için yarış var."

"70 YAŞINI GEÇMİŞ İNSANLARA YAKIŞAN BİR ŞEY Mİ?"
"Buna pozitif katkı vermek lazım." diyen Fikret orman, derbiye göndermede bulunurken hedefinde Genel Sekreteri ve Basın Sözcüsü vardı. 
"Maç sonrası o demeçlerin, soyunma odasındaki olayların, maç sonunda benim oyuncularıma yönetici tarafından küfür edilmesini İngiltere'de, Fransa'da, Almanya'da böyle bir şeyi hayal ediyor musunuz? Böyle bir şey olabilir mi? Olamaz. O verilen demeçler, sporcularla alakalı bir başka yöneticinin demeç vermesi, bir yöneticinin bir başkanla alakalı imalı laflarda bulunması hiç böyle bir şeyi oralarda görebilir misiniz? Ne yapıyor bunlar. Marka değerimizi düşürüyor." diyen Orman şu ifadeleri kullandı, "

"İnsanları birbirine, çarpıştırmak, kavga çıkarmakla ne kazanç sağlıyorlar. Bu kavga değil ki, bir spor. Atatürk diyor ki; "Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim" diyor. Bu ahlak tek sporcu için geçerli değil ki; yönetici için de, antrenör için de, herkes için geçerli olan bir şey. Bunu kötüleştirmekle ne elimize geçecek? Bu kötülük tohumlarını atmak ele ne geçirecek. O maçta böyle bir sürü şey oldu. Yöneticilerime korolar halinde küfür ediliyor. Bu maçın rövanşı bizim stadımızda oynanacak. Aynısını yapsak, kötülük tohumuna devam etmiş olacağız. Biz de çirkinleştireceğiz. Yapmasak, kendi şeklimizde devam edelim. Bir seneki maçta yine aynı muameleyle karşı karşıya kalacağız. Bu mu Türk futbolunu yukarı çıkaracak?


Bu hareketleri genç bir yönetici yapsa, Şafak (Mahmutyazıcıoğlu) 1.5 senelik yönetici. Yapsa, dersiniz ki; genç. Tölare edelim veya tecrübesi yeterli değil. Bu üsluplar, 70 yaşını geçmiş insanların 15 senedir spor yöneticiliği yapan insanlara yakışan bir şey mi? Benim oyuncum ailesini kurmuş. Bunun bel altına girmek doğru bir şey mi? Bu mu Tük futbolunu yukarı çıkaracak. Bundan kim ne kazanacak? Maç oynanır, kazanılır, kaybedilir. Ama hatıralarda ne kalıyor. Şimdi maçla alakalı kalan mevzular ne? Hakem hataları. Bu olaylar. Bu dünkü maçla (Leipzig) alakalı akıllarda kalan şeyler ne? Seyircinin muhteşemliği, rahat bir maça gelmek, çabucak boşalmak, goller, sevinç... Rakip takım geldi, taraftarımız rakip takımı alkışladı. Çocuklara hareket yaptıkmak falan...

"BU HAREKETLERİ YAPANLAR MEN EDİLSİN"
Kötülük tohumları atmanın faydası yok. Böyle geldi, böyle gitmesin. Düzelsin bunlar. Birisine ceza verildi, hak mahrumiyeti. Bu hak mahrumiyeti neyi çözüyor. Federasyonun bu cezaları gerekiyorsa, başkan için de geçerli, men edilsin. Bir daha başkanlık yapamasın. Bu düzelsin. Bir ülkede devlet ne yapsın. Statları yaptılar. Avrupa'daki en uygun vergi oranları var. Bir sürü destek sağlanıyor. Bunu hala yukarı çıkarmak, biz spor adamlarının görevi. Maalesif, üzüntüyle karşılıyorum. Çok aynı üslüba girmem. Ülkem açısından, spor açısından yorumumu yapıyorum. Çok şey değişecek mi? İnşallah değişir. Bunlardan Fenerbahçe taraftarı da memnun değil. Sokakta yürürken, bir sürü insan geliyor. Rahatsız oluyorum. Bu bir boks müsabakası değil, müsabakası. İnsan, işinde, trafikte, para kazanmakta, aile içerisinde stresli. Maçta güzel ve hoş bir vakit geçirmek istiyor. Kazandığı zaman gidecek, tabii ki işyerinde arkadaşıyla dalga geçecek. İşin içinde var. Ama kavga etmek, yumruk yumruğa gelmek ve bunları germek, özellikle yöneticilerin işi değil. Sakinleştirmek, akil adam olmak, düzgün davranmak işin gerçeği bu."

Sayfa Yükleniyor...