Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneğinin, Türkiye Futbol Federasyonunun 16 Temmuz 2010'daki mali genel kurulunun iptali talebiyle açtığı dava kapsamında hazırlanan son bilirkişi heyeti raporunda, ''Genel kurulun, kanunlara ve mevzuata uygun yapıldığı ve iptali gerektiren bir usulsüzlüğün bulunmadığı'' görüşüne yer verildi.
Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesindeki duruşmaya TFF'nin avukatları katılırken, davacı Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneğinin avukatı mazeret gönderdi.
TFF avukatı Petek Akyüz Arslan, dava kapsamında 2 profesör ve 1 yardımcı doçentten oluşan hukukçu bilirkişilerin hazırladığı raporun dosyaya ulaştığına dikkati çekerek, ''Bilirkişi raporu lehimize. Raporla genel kurulun usulüne uygun yapıldığı ortada. Bu raporla önceki 2 rapor arasındaki mübayenet (aykırılık) giderilmiştir. Bu sebeple davanın reddini istiyoruz'' dedi.
Hakim, davacı derneğin avukatının dilekçe vererek, bazı taleplerde bulunduğunu açıkladı.
TFF'nin avukatları ise derneğin avukatının dilekçesinin kendilerine tebliğ edilmediğini belirterek, bu durumda talepler konusunda beyanda bulunamayacaklarını ifade etti.
Mahkeme hakimi, derneğin avukatının mazeretini kabul etti. TFF'nin avukatlarına, dernek avukatının talepleri konusunda beyanda bulunmaları için süre veren hakim, eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
BİLİRKİŞİLER ''USULSÜZLÜK YOK'' DEDİ
Mahkeme, 7 Nisan 2011'deki duruşmada daha önce alınan 2 bilirkişi raporu arasında çelişki bulunduğu gerekçesiyle, bilirkişi heyetinden yeni rapor alınmasını kararlaştırmıştı.
Hacettepe ve Gazi Üniversitelerinden 3 akademisyenin hazırladığı bilirkişi raporunda, ''16 Temmuz 2010 tarihinde gerçekleştirilen davalı Futbol Federasyonu Olağan Genel Kurul Toplantısı'nın, 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ve TFF Statüsü ile diğer ilgili mevzuata uygun suretle yapıldığından, iptali gerektiren bir usulsüzlüğün bulunmadığı kanaatine varılmıştır'' değerlendirmesine yer verildi.
Bir önceki bilirkişi raporu ise dava konusu mali genel kurulun ''iptal yaptırımına tabi olduğu'' ve ''temsil yetkisi ve delegelik sıfatı taşımayan kişilerle toplanan genel kurulun karar alma yetkisi olmadığından, alınan kararların da iptali gerekeceği'' görüşlerini içeriyordu.
