Tolga Özek: Med Cezir

Ankaragücü ile Eskişehirspor arasında bir gidip gelen son zamanların en ilginç maçlarından biri yaşandı.

NTV Spor 19.11.2008 - 12:46
Tolga Özek: Med Cezir

left /NTVMSNBC/Components/SporÖzel/Yazarlar/tolgaozek.jpg 1 100 136 0 10 left false https://media.ntvmsnbc.com false 1 P false false

mailto:tolgaozek@hotmail.com

Karşılaşma öncesi Ankaragücü tribünlerinde, kısa süre önce kaybettikleri Haluk Atasoy isimli sarı-lacivertlilere gönül vermiş bir taraftar, tribün önderi için pankart açılmıştı: “Haluk Ölmedi Kalbimizde Yaşıyor”. Futbolun aslında mutluluk, dayanışma, dostluk olduğunu gösteren Eskişehirsporlu taraftarlar, bu pankartta yazan ibareyi tezahüratlaştırarak sarı-lacivertlilerin acısını paylaştılar. İki takımın da durumu malumdu. Ankaragücü, sahaya, kalede Serkan, defansta Elyasa, Dos Santos, Bouzid, İlkem, orta sahada Barbaros, Kerem Şeras, Semavi, forvette Mehmet Yılmaz, De Nigris, Jaba onbiriyle sahaya çıktı. Hikmet Karaman'ın genelde ofansif yönde tercih kullandığını düşünürsek bu beklenen bir hareketti. Eskişehirspor ise sahaya kalede Ivesa, defansta Koray, Sezgin, El Saka, Nadareviç, orta sahada Doga, Serdar, Bülent Kocabey, Emre Toraman, forvette Youla ve Anderson onbiriyle çıktı.

Tribünler neredeyse iğne atsanız yere düşmez denilecek kadar doluydu. Maça daha konsantre başlayan sarı-lacivertlilerdi. Açıkçası ilk fırsatı bulan ve Barbaros'un gelişine vuruşu ile bunu kaçırmayan sarı-lacivertliler olunca maç sanki 0-0 değil 1-0 başladı. Eskişehirspor ilk dakikalarda oyunu kuramayan, özellikle Anderson ve Youla'nın topla buluşamadığı taraftı. Bülent Kocabey ile Serdar da etkisiz olunca, kırmızı-siyahlıların ilk şutu 13.dakikada gelmiş, bu dakikaya kadar konuk ekip adına bir şey görememiştik. İşin ilginç yanı, maçın ilk yarısında 35.dakikaya kadar iki takımdan biri bile 3 pası arka arkaya yapamamıştı. Mehmet Yılmaz'ın savunmanın solunda İlkem'e, Koray'ın çıkışlarını engelleyerek yardımcı olabileceği hesaplanmıştı sanki fakat dakikalar ilerledikçe İlkem'in üzerindeki yük artmaya başlamıştı. 27.dakikadan itibaren sola gömülen ve topla buluşmakta sıkıntı çeken Bülent Kocabey'in deplase olması ile akınlar ciddileşmeye başlamış, Ankaragücü orta sahada az olmasının da etkisiyle savunmada sıkıntılar çekmeye başlamıştı. Nitekim 42.dakikada Bülent Kocabey ceza sahasına topu son derece akıllı bir tercihle yolladı, El Saka'ya da tamamlamak kaldı. İlk yarının bir önemli notu De Nigris'in oyundan çıkması ve Iglesias'ın girmesiydi.

İlk yarıdakine oranla daha tempolu ve daha boş alanların bulunduğu, değerlendirildiği bir ikinci yarı vardı. 58.dakikada spor otoritelerince çok tartışılacağını düşündüğüm bir pozisyon ceryan etti. İlkem frikiği kullanmak isterken Youla durması gereken alandan çok daha kısa bir mesafede yani bırakın 9.15'i muhtemelen 2.15'ten oyunun başlamasını engelledi, pozisyona itiraz, yer kaybı derken kısa süre içinde kırmızı-siyahlılar golü attı. “Ne oluyor, hakem niye atışı tekrar etmedi” tartışmaları arasında Iglesias'ın katkısı ile o ana kadar sahada sezon boyunca olduğu gibi pek varlık gösteremeyen Mehmet Yılmaz, adeta patlama yaparcasına kalecinin soluna topu gönderdi ve beraberliği getirdi. Bu müthiş motivasyonla birlikte akın akın gelen Ankaragücü, konsantresi dağılan Eskişehir'i Iglesias ile avladı ve öne geçti. Geriye kalan dakikalarda Ankaragüçlüler, topu savuşturmakta zorlanınca ve ileride buldukları boş alanları iyi değerlendiremeyince ve topu saklayıp zaman kazanamayınca, korku dolu dakikalar yaşandı. Iglesias'ın kaçırdığı penaltı da bu strese tuz biber ekti. Daha çok isteyen taraf maçı almasını bildi. Maç sonu Elyasa ile Youla arasında yaşananlar şık değildi.

Maçın yıldızı Ankaragücü'nden Barbaros oldu. Açıkçası bu tercihim Barbaros lehine açık farkla olmadı ama genç futbolcu ilk golü atmasının yanında ileriye ve geriye destek verdi. İkinci yarı rakip defansın çıkışlarına presle karşılık verdi. Orta sahadaki diğer isimlerden Kerem, Gençlerbirliği'ndeki dağınık performansını Ankaragücü'nde sergilemiyor, topu ayağında daha az tutuyor. Semavi, ilk yarıda durgundu, ikinci yarıda sağ kanatta yıldızlaştı ve bir golün asistini yaptı. Defanstaki tüm oyuncular Youla'dan çok çekseler de, Anderson'un gol haricinde topla pek buluşmamasını sağladılar. Yan toplarda ne yazık ki çok başarısızdı sarı-lacivertliler.

Eskişehirspor'da maçın adamı Bülent Kocabey oldu. Bir asist yaptı. Deplase olduğu, markajsız bölgelerde topa sahip olduğu anlarda etkiliydi. Bülent'in biraz daha kondisyonu olsa ve istikrarı yakalayabilse büyük takımlarda yer alabilecek bir tekniğe sahip olduğunu düşünmüşümdür hep. Youla gol atamadı ama etkindi. Serdar Özbayraktar inişli, çıkışlıydı. Sezgin, ikinci yarıda kanadını çok boş bıraktı. El-Saka gibi bir tecrübenin gördüğü ilk sarı karta denecek söz yok, hakikaten böyle bir profesyonelin son derece amatör hareketine şaştım kaldım. Anderson gol dışında etkili değildi. Emre Toraman ve Doğa, kendi savunmasına yeterince destek veremedi.

Ankaragücü'nde Hikmet Karaman etkisi görülmeye başlandı, hocanın bu takımla her zaman ayarı tutuyor. İkinci yarıya çıkarken takımı iyi motive ettiği çok belliydi. Zamanında müdaheleler yaptı, rakibi karşısında üstünlüğü ele alsa da takımı geriye çekecek değişikliklerden kaçındı. Futbol kalitesi ile üst düzey olmayan fakat mücadele ve heyecanın doruklarda olduğu bu karşılaşmada yönetimi ile takımını ligde tutacağını gösterdi. Ankaragücü'nün geriye kalan maçları çok zor ama bu takım daha önce çok sıkıntılar çekti ve ligde kaldı, rakiplerinin de kötü performansıyla ligde kalacağına inanıyorum.

Eskişehirspor taraftarı, Gençlerbirliği maçında ve televizyondan izlediğim diğer maçlarda yaptıkları şovlardan nedense uzaktı. Ankaragücü taraftarı muhteşemdi. Takımlarına destekleri harikuladeydi. O kadar konsantre olmuşlardı ki, 16.dakikada Bursaspor tezahüratlarını unuttular. Kayıpları için Allah'tan rahmet, kendilerine de başsağlığı diliyorum.

Sayfa Yükleniyor...