Clarence Seedorf, Hollanda futbolunun 90'lı yıllarda yetiştirdiği altın kuşağın üyelerinden biriydi...
Hemen her Hollandalı oyuncu gibi yıldızı Ajax'ta parladı. Ajax, 1995'te Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu kazanırken, Frank Rijkaard, De Boer kardeşler, Edgar Davids, Patrick Kluivert, Jari Litmanen ve Marc Overmars gibi oyuncuların bulunduğu kadronun en önemli isimlerinden biriydi.
Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu sonrası Ajaxlı oyuncular kapışılırken, o da, Serie A ekibi Sampdoria'ya transfer oldu. Ancak İtalya macerası hiç de istediği gibi gitmedi. Seedorf, Cenova kulübünde 1 sezon forma giydikten sonra, kendisini Real Madrid'de buldu. 1998'de, bu kez Real Madrid ile Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu yaşadı. Ancak Real'de bir türlü aradığı mutluluğu bulamadı.
2000 yılında bu kez Inter formasıyla İtalya'ya döndü. O günlerde yıldızının asıl, Inter'in ezeli rakibi Milan'da parlayacağını bilmiyordu... 2 yıllık Inter deneyimi, Francesco Coco karşılığında Milan'a gönderilmesiyle son buldu. Seedorf, nihayet yuvası olarak görüp; taraftarın sevgilisi olacağı kulübü bulmuştu. 10 yıl boyunca Milan'ın vazgeçilmez isimlerinden biri olan Seedorf, kırmızı-siyahlılarla, 2 kez Serie A, 2 kez de Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu yaşadı.
10 yılın sonunda Milan'daki gençleşme hareketinden o da nasibini aldı. Takımı büyük başarılara taşıyan oyuncular, yaşlandıkları gerekçesiyle bir bir gözden çıkarılırken, onun tercihi Brezilya oldu. 2012 yazında Botafogo'ya transfer olan Seedorf, Serie A'da çok zor günler geçiren Milan'dan teknik direktörlük teklifi alması üzerine, 37 yaşında futbol hayatına son noktayı koydu.
Seedorf'un önünde şimdi çok zorlu bir sınav var. Zira Hollandalı eski oyuncu, kariyerinin ilk teknik direktörlük görevinde, Milan gibi bir dünya devini çalıştıracak. Bakalım, birçok teknik adamın hayalini kurduğu göreve hiç deneyimi olmadan kavuşan Seedorf, futbolculuk yıllarındaki başarısını, saha kenarında da tekrarlayabilecek mi?
