"Stat işi tam bir fiyaskodur"

Galatasaray eski yöneticisi Ergun Gürsoy, sarı-kırmızılı gündemle ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. Hagi'yi aldıklarında 'asker arkadaşını getirdi' yönünde eleştiriler yapıldığını söyleyen Gürsoy, TT Arena'nın yapımıyla ilgili de "Stat işi tam bir fiyaskodur" yorumunu yaptı.

NTV Spor 12.03.2016 - 17:02
"Stat işi tam bir fiyaskodur"

Sıkıntılı bir süreçten geçen Galatasaray'da 4 dönem yöneticilik yapan Ergun Gürsoy, sarı-kırmızılı kulüp ve Türk futboluna dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Başkanlığı hedeflemediğini dile getiren Gürsoy, “Zaten başkan gibiydim. Futbol benden sorulurdu. Hiç yanlış transfer yapmadım. Hagi'yi aldığımızda, 'asker arkadaşını getirdi' dediler ama yaptıkları ortada” dedi.

Türk futbolunun bir dönemine damgası vuran isimlerden biri olan Galatasaray'ın eski ikinci başkanı Ergun Gürsoy, Karar gazetesinden Selim Yıldırım'a çarpıcı açıklamalar yaptı. Galatasaray'ın yaşadığı mali sıkıntıların sadece sarı-kırmızılı ekibe özgü olmadığını söyleyen Gürsoy, "Bu sadece Galatasaray'ın yaşadığı bir sorun değil. Bütün kulüplerde bu sıkıntı var. Galatasaray'da en başarılı olduğu dönemde (UEFA Kupası'nın kazanılmasını kastediyor) başladı. Önce bir kartopuydu ama hızla büyüdü ve çığa dönüştü. Merhum Özhan Canaydın zamanında Fatih Terim ile büyük transferler yapıldı. Ondan sonra da devam etti. Hala yapılıyor" dedi.

"Buna bir son vermek gerekmiyor mu?" sorusuna "Valla bilmiyorum. Ben unumu eledim eleğimi astım. Son verecek kişi ben değilim. Tüm Galatasaraylı'dan daha çok hizmetimi yaptım. Şimdi iyi bir seyirciyim" yanıtını vermekle yetindi.

"MİLLİ TAKIMIN EURO 2016'YA KATILMASI TAM BİR MUCİZE"
A Milli Futbol Takımı'nın Euro 2016 Avrupa Şampiyonası'na katılmasını "mucize" olarak nitelendiren Gürsoy şöyle devam etti, "Türk Milli Takımı'nın Euro 2016 finalleri vizesi almasıyla ilgili olarak; "Milli Takım'ın finallere katılması mucize gibi bir şey. Bunu kabul etmek lazım. Bu kadar eğrisi doğrusuna uyacak ve sonuçta Türk Milli Takımı finallere katılacak. Gerçekten enteresan. Yalnız şunu da görmek lazım; maalesef Türkiye'de hiçbir şey doğru değil. Buna paralel olarak futbolu da aşağılarda. Futbolda finallere kalan, kupa kaldıran takımlara bakın; hepsi büyük yatırımlar yapmış. Eğer koskoca Galatasaray bin kişiye oynuyorsa 110 bin kişiye oynayan takımla boy ölçüşemez. O boyutta bir takımın karşısına çıkmak bile bir şeref olur. Türkiye'de maelesef 1-2 şehir hariç futbola ilgi yok. Benim en umutlu olduğum şehir İzmir'dir. İzmir'in de Süper Lig'de takımı yok.

3 Temmuz süreciyle ilgili Trabzonspor'un haklı olduğu yanların olduğunu kaydeden; ancak artık bunlarla uğraşmaması gerekçiğini vurgulayan Gürsoy, kendi dönemindeki teşvik primleri konusunda açıklama yapmadı. Kendisinin teşvik primi konularında açıklama yapmasının sansasyona neden olacağını kaydeden Gürsoy; "O nedenle bu soruyu sorulmamış sayalım. Benim sözlerim her tarafa çekilebilir ve ondan sonra ayıklanması çok zor olur. Yazılacak bir eksik kelime nedeniyle bir başkası başka şey yazar. İş farklı yerlere gider. Zaten daha önce bu konuyla ilgili televizyonlarda çok kez konuştum. Hiç de çekinmedim" ifadelerini kullandı.

"HEP BAŞKAN GİBİ HAREKET ETTİM"
Galatasaray'da bir çok kez yönetimde yer almasına karşın başkan olmadığının hatırlatılması ve "Hiç, başkanlık hedefiniz olmadı mı?" sorusuna Sarı-Kırmızılılar'ın bir döneme damga vuran yöneticisi, "Valla ben asbaşkan ve ikinci başkan olduğum dönemde hep başkan gibi hareket ettim. Mesela Ali Tanrıyar döneminde yönetim kurulu toplantılarında hiç futbol ve para konuşulmazdı. Kulübün başka sorunları masaya yatırılırdı. Futbol tamamen Alp Yalman ve benim himayemdeydi. Ben futbol şube sorumlusuydum, Alp Yalman da ikinci başkan. Gayet de güzel bu işleri götürüyorduk. İlk olarak 1984'te Ali Uras başkanlığında yönetime girdim. Sonra 1986-87 yıllarında yönetimdeydim. Bulunduğumuz dönemlerde hep başarılı olduk. Ondan sonra 1996 yılında yine geldik. 1998 sonuna kadar Faruk Süren ile çalıştık. Başarıdan başarıya koştuk. Avrupa'da ilk 4'e kaldık. Sonrasında 2004'te rahmetli Özhan Canaydın başkanlığındaki yönetim kurulunda yer aldım. Yine şampiyon olduk. Üstelik oldukça sıkıntılı günler yaşadık o zamanlar" yanıtını verdi.

"HAGI'Yİ ALDIĞIMIZDA 'ASKER ARKADAŞINI GETİRDİ' DEDİLER"
Görev aldığı dönemde transferin kendinde olduğunu kaydeden Gürsoy, "Hiç de yanlış transfer yapmadım. Hagi'yi aldığımızda 'asker arkadaşını getirdi' dediler. O da neler yaptı gördünüz. Tabi o zamanlar futbol oynama yaşı biraz daha düşüktü. 30 yaşlarında futbol bırakılıyordu. Ama şimdi insan ömrü uzadı. Ortalamanın 78 yaş olduğu söyleniyor. Tabii ki futbol oynama yaşı da yükseldi. 40 yaşına kadar oynayan futbolcu var. Drogba Galatasaray'a 35 yaşında geldi. Burada oynadıktan sonra da Chelsea'ye döndü" diye konuştu.

"STAT İŞİ TAM BİR FİYASKODUR"
Galatasaray'ın son dönemdeki mali tablosuyla ilgili olarak, "Dursun Özbek göreve gelirken Galatasaray'ın mali tablosu aşağı yukarı belliydi. Hatta Ünal Aysal'ın finansal batak nedeniyle kaçtığı bile ileri sürülüyordu. Niye girdi böyle bir yükün altına? Siz olsanız böyle bir hamle yapar mıydınız?" sorularını ise Ergun Gürsoy, "Ben her zaman yaparım. Biraz gözükara bir adamım. Ama herkes yapmaz, yapamaz. Demek Dursun Özbek'in içinde başkan olma isteği varmış. Ekonomiden bahsederken geçmişten bir örnek vereyim; biz yönetimde olduğumuz dönemde bankadan kredi aldığımız zaman faizini cebimizden öderdik. Şimdi hunharca para harcanıyor. Yüksek faizle para alınıyor ve herhangi bir yatırım da yapılmıyor. Bu noktada yeni stattan da bahsetmek lazım. O iş tam bir fiyaskodur. Bize devlet orayı 370 dönüm diye verdi ama becerip de o 370 dönümü alamadık, 70 dönüme razı olduk. Aslan gibi stadımızı da verdik. Herkes de 'devlet Galatasaray'a stat yaptı' diyor. Hiç alakası yok. Özhan bey rahmetli olmuştur. Bazı şeyleri konuşmak doğru olmaz. Ancak o süreçte iyi bir strateji izlenmedi. Kitap yazmaya başladım, orada her şeyi açıklayacağım" diye yanıtladı.

Sayfa Yükleniyor...