'Alman' gibi bir Brezilyalı: Luiz Gustavo...

Fenerbahçe, Luiz Gustavo transferi ile sadece bir orta saha oyuncusu değil, çok büyük bir profesyonel kazandı. Gençliğinde yaşadıkları, aldığı Alman disiplini ve inançları, onun şimdiki Luiz Gustavo olmasını sağladı...

NTV Spor 04.09.2019 - 21:03
Son Güncelleme: 05.09.2019 - 17:54
'Alman' gibi bir Brezilyalı: Luiz Gustavo...

YAZI | Oğuz Öztürk

Çoğu Brezilyalı futbolcudan ne beklenir? 'Joga Bonito' tarzı bir futbol, klas hareketler, çalımlar, muz ortalar...

Fenerbahçe'nin yeni transferi Luiz Gustavo da bir Brezilyalı ancak bu sayılanlardan biraz uzak bir futbol tarzına sahip. Aslında yaşadıkları ve genç yaşta gittiği Almanya seferi harmanlanarak bu günkü Luiz Gustavo ortaya çıktı. Karakteri baskın futbolculardan olan Gustavo, Almanya'da harmanladığı futbol tarzını şimdi Fenerbahçe forması ile bizlere daha yakından gösterecek.

Brezilya'da hikaye klasiktir. Çocukluğu fakirlik içinde geçenlerin kurtuluşları, her daim futboldur. Hayata Sao Paulo yakınlarında başlayan Gustavo'nun hikayesi de buna benzer ancak bir detay var; o da annesi... 'Hemen bir iş bul, eve yemek getir' diyen bir annesi yoktu. Aksine, Luiz Gustavo'nun futbolcu olma hayalini hep destekledi. Ondaki yeteneği gördü. 

Annesi, 'Deus é fiel' ve ilham kaynağı...

Gustavo'nun annesi, 2003 yılında öldü. Oğlunun futbolcu olduğunu göremedi belki ama, annesinin ölümünden sonra Gustavo, onun verdiği inançla futbolcu olmayı başardı. Clube de Regatas, ona bu fırsatı tanıyan futbol takımı oldu. 2007'de, 20 yaşnda profesyonel futbolcu oldu. Bu, aslında çoğu yetenek için geç bir yaştı. Ancak o annesinin çok istediği şeyi başardı.

Sizin bildiğiniz gibi bir Brezilyalı değilim. Sezon devam ederken Rio Karnavalı'na gitmem. Disiplinliyimdir ve sadece işimi yaparım

Luiz Gustavo'nun hayat felsefesi olan 'Deus é fiel' tam da bu günlerde ortaya çıktı. Deus é fiel, yani 'Tanrı sadıktır', Gustavo'nun annesinin ölümü üzerine hayatının merkezine koyduğu felsefe oldu. Gustavo daha sonra o günleri Marsilya Televizyonu'na verdiği özel bir röportajda şöyle anlatmıştı:

"Annem öldükten sonra onun okuduğu İncil'i aldım ve evden ayrıldım. Okudum, okudum, okudum... Dünyaya buradan bakmaya başladım. Benim için daha iyi oldu. Bugünkü Gustavo, böyle ortaya çıktı. Bugün bile, bir problem yaşadığımda açıp İncil okumaya devam ediyorum. Deus é fiel, yani 'Tanrı sadıktır' benim felsefem ve hikayesinin arkasında da bu yatıyor..."

İdolleri Romario ve Ronaldo'ydu ancak Almanya'da bir 'panzer' oldu!

İdollerini Romario ve Ronaldo olarak gösteren Gustavo, "Çocukken forvet oynadım. Büyüdükçe fiziğim sebebiyle daha defansif bir oyuncu olmaya başladım." diyerek esas pozisyonuna nasıl geldiğini anlatmıştı. 

Deus é fiel, yani 'Tanrı sadıktır' benim felsefem ve hikayesinin arkasında da bu yatıyor...

Luiz Gustavo için 'Brezilyalı olmaktan çıkıp, Alman gibi bir futbolcu olma' evresi ise, 2007 yılında Hoffenheim'a gitmesi ile başladı. Onu Almanya'ya kiralık olarak ilk getiren Ralf Rangnick olmuştu ve Rangnick, üzerinde büyük emeği olduğu Gustavo'nun Bayern Münih'e kendisinin haberi olmadan satılmasından sonra yönetim ile ters düşmüş, ve istifa etmişti. Hoffenheim'da 'Almanlık' işlemesine başlanan Gustavo'nun Almanya günleri Hoffenheim, Bayern Münih ve Wolfsburg dahil olmak üzere tam 9 yıl sürdü ve bu süreç sonunda 'Ben sizin bildiğiniz gibi bir Brezilyalı değilim. Sezon devam ederken Rio Karnavalı'na gitmem. Disiplinliyimdir ve sadece işimi yaparım' diyen bir futbolcu ortaya çıktı. 

Sıra Türkiye ve Fenerbahçe'deki 'büyük' resmi görmeye geldi...

"Birçok insan futbol kariyeri yapmak ister ama yapamaz. Ben içinde bulunduğum şeyin, Tanrı'nın bana nimeti olduğunun farkında olarak çalışmaya ve şükretmeye devam ediyorum" diyen Luiz Gustavo, artık sahadaki bu sağlam duruşu ve felsefesini Fenerbahçe için gösterecek. 

"Bir kulüp değiştirdiğimde ya da çevremdeki yüzler değiştiğinde daha güçlü olup büyük resmi görür ve ona göre çözümler üretip çalışırım" diyen Gustavo için, Türkiye'de ve Fenerbahçe'deki büyük resmi görme vakti geldi...

Sayfa Yükleniyor...