"Bazılarına hakkımı helal etmiyorum"

Ve Fatih Terim sessizliğini bozdu... Galatasaray'dan ayrılış süreciyle ilgili bir basın toplantısı düzenleyen ve soruları yanıtlayan Terim, "Bana yaşatılanlardan dolayı bazılarına hakkımı helal etmiyorum" dedi.

NTV Spor 31.10.2013 - 14:04
"Bazılarına hakkımı helal etmiyorum"

Ve Fatih Terim, uzun süren sessizliğini bozdu... Galatasaray'dan ayrılış süreciyle ilgili çok önemli açıklamalarda bulunan Terim, hakkındaki tüm söylenenlere cevap verdi.

Böyle bir basın toplantısı yapmayı düşünmediğini ve Galatasaray Divan Kurulu'nda medyaya kapalı bir şekilde konuşmak istediğini söyleyen Terim, bu kararını değiştirmesinde Ünal Aysal'ın katıldığı TV programında söylediklerinin etkili olduğunu belirtti.

Kendisine yapılanlar karşısında çok üzgün olduğunu da sıkça dile getiren Fatih Terim, "Bazılarına hakkımı helal etmiyorum" diyerek sert çıkışlar yaptı. Terim, bu yapılanlar karşısında yaşasalardı, rahmetli Ali Sami Yen ve Metin Oktay'ın bile isyan edeceklerini savundu.

İŞTE ANA BAŞLIKLARIYLA O ÇARPICI AÇIKLAMALAR...
Fatih Terim'in basın toplantısı pek çok konuda çarpıcı açıklamalara sahne oldu. Başkan Aysal ile yaşadıkları iletişim problemi, Galatasaray değerleri üzerinden yöneltilen eleştiriler, Milli Takım ile anlaşması süreci ve transferde yaşananlar, Terim'in açıklamalarındaki ana başlıklardı.

Terim'in uzun süreden beri beklenen açıklamalarını hem ana başlıklar halinde hem de bütün halde yayına sunuyoruz: 
 
“BAZILARINA HAKKIMI HELAL ETMİYORUM”
Bu ayrılığın nedenleri hakkında açıklamalarda bulunan Fatih Terim, Başkan Ünal Aysal ile iletişim problemi yaşadıklarını doğruladı. Basın toplantısında sert ifadeler kullanan Terim,"Yaşadıklarım yüzünden bazılarına hakkımı helal etmiyorum" dedi.
 
“ALİ SAMİ YEN BİLE İSYAN EDERDİ”
Fatih Terim basın toplantısında, kendisine Galatasaray değerleri üzerinden suçlamalarda bulunulmasına da sert tepki gösterdi. Başkan Aysal ile yaşanan telefon gerginliğine de değinen Terim, çarpıcı ifadeler kullandı. 
 
"'HOCAMIZI İSTERSENİZ OCAK AYINDA VERELİM' DEMESİ BENİ YARALADI"
Milli Takım sürecine de değinen Fatih Terim, Yıldırım Demirören'e Ünal Aysal'dan izin almadan ay-yıldızlı takımın başına gidemeyeceğini vurguladı ve "Demirören, Sayın Aysal'ı arayıp bana teklif yapılması için de izin aldı. Aysal'ın Demirören'e 'Hocamızı isterseniz ocak ayında verelim' demesi beni yaraladı. Demek ki vazgeçmeye ne kadar hazır ve kararlı sayın Aysal. Bu olay Galatasaray'ı durdurmak için bir komplo ise, bu komplonun kolaylaştırıcısı ve ekmeğe yağ süreni çok uzakta değil" ifadelerini kullandı.

VE İŞTE AÇIKLAMALARIN TAMAMI...
Fatih Terim'in yaklaşık 1.5 saat süren basın toplantısında yaptığı açıklamaların tamamı ise şöyle:  
 
"KİŞİLERE DEĞİL G.SARAY'A ZARAR VERMEMEK İÇİN KONUŞMADIM"

Ümit ediyorum toplantı sonrası karanlıkta bir şey kalmaz. Toplantıyı organize ederken buna kolay karar vermedim. Başka platformda konuşacağım dememe rağmen öne aldım. Kimileri için susmam ve konuşmamam, kimileri içinse çıkıp konuşmam yönünde arzuları olduğunu biliyorum Galatasaray'a zarar vermemek için ne kadar çabalasam da gündemin hiç değişmediğini gördüm. Takdir edersiniz ki benim de değerlerim var. Çok değer verdiğim bir ailem var. Bu toplantıya karar vermek çok kolay olmadı. Sürekli, 'ne zaman konuşacak, neden konuşmuyor' diye beni eleştirdiniz. Şu an konuşarak yanlış yapıyor olsam da ne olacaksa kendimden olsun diye konuşmaya karar verdim. Ben kişilere değil Galatasaray'a zarar vermemek için konuşmadım.  

"AYSAL'IN TV PROGRAMI BENİ MECBUR KILDI"
Sayın Aysal'ın bir gazeteciyle yaptığı televizyon programı (Aysal'ın Galatasaray TV'de Ali Kırca ile yaptığı programı kastediyor) beni daha fazla beklememeye mecbur kıldı. Kurumsallıkta bir karar alınır ve uygulanır ama bende öyle olmadı. Profesyonellik budur. Bizde böyle olmadı. 1,5 aydır verilen kararı doğru kılacak iddialarda bulunuldu, hatta servis yapıldı. Galatasaraylılara buradan sesleniyorum; lütfen haklı-haksız, suçlu-suçsuz arayışına girmeyin. Profesyonellik ve kurumsallıkta iş bittikten sonra herkes kendi yoluna gider ama ben gittikten sonra birçok iddiada bulunuldu.

"EGOLARIM PEK ÇOK İNSANDAN FAZLA OLABİLİR"
Egolarım pek çok insandan fazla olabilir ancak Galatasaray kültürünü pek çok kişiden daha fazla özümledim. İnsanların değerlerini ölçecek bir terazi olsa, benim kefem çoğundan ağır basar. Ben Galatasaray'da kimsenin arkasından iş yapmamayı öğrenedim. Kulübüm bir Divan üyesi olarak  diyorum Galatasaray başarılı olmak için herşeyi yapmak değildir. Sayın Aysal'ın dediği gibi iletişim problemimizin olduğunu kabul ediyorum. Ama ben derdimi başkanla birebir çözmeyi istedim. Yaşamadığım olaylara cevap verecek olmaktan hicap duyuyorum. Galatasaray, Ali Sami Yen'dir, Galatasaray Metin Oktay'dır.

"KONUŞULANLARI SOSYAL MEDYADAN DUYMAYI HAKETMEDİM"
Velev ki Ünal Aysal ile dostuz. Herkes bilir ki problem olmayan bir ilişki yoktur. Ben başkanla birebir iletişim kurmayı yeğledim. Konuşulanları sosyal medyadan duymayı işitmeyi haketmedim, tercih etmedim. Hayatta problem olmayan ilişki yoktur. Buna rağmen yine karşılıklı yolları ayırırdık.

"CANAYDIN 'BEN AÇIKLAYAMAM' DEMİŞTİ"
"2. gidişimde, rahmetli Canaydın ile oturmuş konuşmuştuk. Canaydın, ben açıklayamam senin bırakmanı demişti. Kendimi geliştirmek için hâlâ eğitim alıyorum. Galatasaray kültürünü pek çok kişiden daha çok özümsemiş biriyim. Antrenmanı bitip teri soğumadan odasına giden hocasıyla yollarını ayırdığını basına ileten bir anlayış.

"BEN DE Mİ YAŞANMAYAN ŞEYLERİ ANLATAYIM?"
Galatasaray bu değildir. Umarım benden sonra kimse bunu yaşamaz. Kimse bana Galatasaray kültürüne aykırı davrandı diyemez. Gönderiliş şeklim, benim 40 yıldır Galatasaray'da görmediğim şekildedir. Ben de mi telefon kayıtlarımı çıkarayım? Ben de mi yaşanmayan şeyleri anlatayım? Yakışır mı?

"BAZILARINA HAKKIMI HELAL ETMİYORUM"
Tam aksine ben dördüncü yıldızı takmadan gitmeyeceğim deyince her şeyin şiddeti arttı. Bazı şeyleri geriye bakınca daha iyi anlıyorum. Yaşananları düşünüp alt alta yazsam, daha neler çıkar. Bana yaşatılanlardan dolayı bazılarına hakkımı helal etmiyorum.

"G.SARAYLILAR AFFEDİYORSA BEN DE AFFEDİYORUM"
Eleman meselesi, Albayrak-Dürüst'ün ayrılması, yeni hoca isimleri, primin futbolcuyla konuşulması olayın gidişatı hızlandırdı. Bana her ihtiyaç duyulduğunda elimi ve gövdemi taşın altına soktum.Ama yaşananlardan dolayı bazılarına hakkımı helal etmiyorum. Antalya maçından sonra göndermeye çalışsalar bile direneceğim demiştim. Suçlu suçsuz haklı haksız aramak anlamsız. Bugüne kadar yapılanları eğer Galatasaraylılar içine sindiriyor, affediyorsa ben de affediyorum.

"NEDEN KONUŞUŞAN YABANCI HOCALARI YAZMIYORSUNUZ"
Beni tanıyan, anlayan ve destekleyen herkese sonsuz teşekkür ederim. Ünal Aysal'ın Antalyaspor maçından sonraki açıklamalarını bir kez daha izlemekte fayda var. Ben Mayıs ayına kadar ücretsiz milli takıma görev yapmak için söz verdim. Antalya maçı öncesi aldığım telefondaki sesin, önceki aylarda kulağıma gelen haberlerin dili olsa da konuşsa. Hem de Türkçe konuşsa. Beşiktaş maçının devre arasında dördüncü yıldızı takmadan gitmeyeceğimi ifade ettim. Bana Milli Takım'la anlaştı daha önce diyenler, ben görevde iken konuşulan yabancı hocaları neden yazmıyorsunuz.

"TÜM DETAYLARA VE ETİK DEĞERLERE DİKKAT ETTİM"
Geçen Nisan ayında federasyon ile görüşüp anlaştığım söz konusu bile değil. 12 Nisan'da TFF ile görüştüğüm ve anlaştığımı iddia edenler bunu ispat etmek zorundalar. Milli Takım'ın başına geçişim hayatımda tüm detaylar ve etik değerler açısından dikkat etttiğim en önemli anlaşma olmuştur. Ben görevdeyken Galatasaray'ın görüştüğü yabancı teknik adamlar var. Milli takım sürecinde Galatasaray'ın zarar görmemesi çin elimden geleni yaptım. Demirören teklif yaptığında 'Bana teklif yapmadan, Aysal'dan teklif için izin alın' dedim.

"AYSAL BENDEN VAZGEÇMEYE HAZIRDI VE EMİNDİ"
Ünal Aysal'a milli takım görevini kabul edersem para alamam dedim. Milli takım ile ilgili her görüşmeyi sayın Aysal'ın oluru ve onayıyla yaptım. Yasa gereği TFF'nin bir ücret vermesi gerektiği söylendi. Bunun bir hayır kurumuna verilmesini istedim. Demirören ile görüşmesinde Aysal'ın isterseniz Ocak ayında verelim, yeter ki 2-3 hafta önce haber verin demesi yaralayıcıdır. Ben etik değerlere ve usüle aykırı hiçbir şey yapmadım. Teklifin geldiği ilk andan itibaren izinsiz, habersiz adım atmadım. Rahatsızlığı veren süs müydü? Başkanlar ve yöneticiler nereye gel dedilerse oraya gittik. Ünal Aysal benden vazgeçmeye hazır ve bundan emindi.

"BEN SÖYLENMEM, SÖYLERİM"
Görüşmeler kimi zaman teknede, kimi zaman otelde, kimi zaman da evde yapılıyor. Ben de çağrılınca eve gittim. Galatasaray kulübü kendi hocasına güvenmek yerine sözleşmenin peşine düştü. Yaşananlar Galatasaray'ı durdurmak için komplo ise bunu kolaylaştıran uzakta değil.

"BAŞBAKAN İLE HEP GÖRÜŞÜYORUZ"
Ben söylenmem, söylerim. Başbakan ile her zaman Türk futboluna dair görüşüyoruz. Sandığınız senaryolar ve daha farklı birşey olsa idi bunu açıklardım. Sayın Başbakan'ın elimi taşın altına sokmamı istediğini biliyorum. Başka bir şey olsaydı emin olun söylerdim

"SÖZLEŞME UZATILACAĞINI RESMİ SİTEDEN ÖĞRENDİM"
Sayın Aysal'a Genel Kurul'dan sonra görüşürüz dedik. Kuruldan sonra çok şey değişti. Milli takımla süs imzasını attık, olaylar birdenbire değişti. Galatasaray'ın benimle sözleşme uzatacağını resmi siteden öğreniyorum. Haberim yok, haber verilmiyor. Benim durumumda olsanız ne hissedersiniz? Kendi kendinize empati yapın?

"ALİ SAMİ YEN VE METİN OKTAY BİLE İSYAN EDERDİ"
Bana ne bir sözleşme getirdiler, ne bir şey. Bunlara gerek bile yoktu. Karşılıklı verimiş sözler vardı. Kapalı kapılar ardından söylenen laflara, sms'lere, basına sızdırılanlara bile göz yummuşsunuz. Rahmetli Ali Sami Yen ve Metin Oktay bunları yaşasaydı isyan ederdi. Ben imzayı 1974'te attım, üzerinde ne vardı bakmadım. 3. dönemimin başında öğlen 3 senelik imza attık. 24 saat geçmeden 1'er seneliğe düşürdüler. Ertesinde evimde bir yönetici yollayarak 3 yıllık sözleşeyi her sene başarılı olmak kaydıyla 1'er seneliğe çevirtmek istedi. İlk günden haysiyeti kırılan biri varsa, bu benim.

"SADECE UYGUN BİR KILIF ARIYORLARDI"
Sözleşme problemi ilk günden beri vardı ama çıkıp hiçbir şey demedim. Beni zaten istemiyorlardı, sadece uygun bir kılıf arıyorlardı. Ben Galatasaray'dan gönderilme sebebimin net olarak anlaşıldığını düşünmüyorum. Gönderilme kararımın haklılığını göstermek için sebepler yaratılıyor. Kimse benimle çalışmak zorunda değil.  SMS kayıtlarının bir gazeteciye servis edilmesi haysiyet kırıcı. Alnının akıyla 2 sene şampiyon olmuş hocanızı değerlerinden vurmaya çalışmak yanlış. Bunlardan en zoru da konsantrasyon kaybı konusu. Benim bir şey söylememe gerek yok, kupalar orada duruyor.

"TRAVMA GEÇİRMİŞ OLAMAZ MIYIM?"
Ben namağlup takım bıraktım, derbiyi kazanmış 80 bin kişinin önünde bir takım bıraktım. Beni sonuçlar üzerinden mi yargılayacaksınız? Ben başarısızlıklardan sonra değil, çok büyük başarılardan sonra telefonumu kapattım. İçinizde bazı müdür seviyesinde olanlar 'hoca bugün de kapatılır mı' diye serzenişte bulundu. Real Madrid sonrası çok üzgün olamaz mıyım? Travma geçirmiş olamaz mıyım? Başkanın telefonlarına çıktı, çıkmadı. Bunlar son derece yakışıksız. Galatasaray'ın menfaatlerini pek çok profesyonelden daha çok önemsedim.

"KURUMSALLIK BU MUDUR?"
Beşiktaş maçından önce oyuncularla prim pazarlığı yapılıyor ve benim haberim yok. Prim meselesini derbiden sonraki sabah öğreniyorum. Kurumsallık bu mudur? Beşiktaş maçı sonra yayınlanan tebrik mesajının benzeri kulüp tarihinde yok. Bütün emeği geçenler, ekibi, oyuncuları, herkesi kutlayan bir kalıp mesaj vardır. Bugüne kadar böylesini görmedim.

"YENİDEN DÖNER MİYİM? NEDEN OLMASIN..."
Galatasaray'a tekrar döner miyim? Hayat, neden olmasın.  Türk futbolu, ülke başarısı için herkes bir araya gelebilir, gelmelidir de. Milli takım için emek vermeme eğer karşı bir görüş varsa buna çok üzülürüm. Milli takımdan teklif gelmemiş olsa da yaşananları gördükçe ayrılmış olurdum. Florya'ya yakın iki yöneticinin yeni yönetimde olmamasını içime sindiremedim. Sneijder ile yıldızın barışmadığı konusu söyleniyor. Benim bir oyuncuyla şahsi hiçbir problemim olmadı.

"HİÇBİR OYUNCUYLA PROBLEMİM OLMADI"
Transferde öncelikler, ihtiyaçlar ve geri dönüşler önemlidir. Bakılması gereken budur. Hiçbir oyuncuyla bir problemim olmadı. Biz ona sadece sıkıntısı olduğu zaman burada olduğumuzu ifade ettik. Kişilere kızıp, kırılıp Galatasaray'a arkamı döneciğimi düşünenler yanılıyor. Aslolan Galatasaray'dır.

"BEN OYUNCULARIMA HEP GÜVENİYORUM"
Galatasaray'da yaşadığınız sıkıntılardan sonra bazı futbolcuların sizi başkana şikayet ettiğini duydunuz mu? sorusuna ise Terim, "Başkana beni şikayet eden futbolcular olduğu duyumu geldi ama inanmadım, inanmak istemedim. Ben futbolcularıma hep güvenirim" cevabını verdi.

"GURUR DUYULACAK BİR MİLLİ TAKIM İSTİYORUM"
Yöneticiler sizden sonra neden bu kadar tesislerde olmaya hevesli" sorusuna Fatih Terim, "Ben de bilemiyorum. Kendilerine sordunuz mu? Arkadaşlarımla beraber Türk milletinin gurur duyacağı bir milli takım yaratmak istiyorum" diyerek yanıt verdi.

 

 

 

 

Sayfa Yükleniyor...