"Organize işler"

Fenerbahçe yöneticileri Mahmut Uslu ve Avukat Deniz Aytöre, Volkan Demirel ve özel güvenliklerin kavgaya karışması olayıyla ilgili açıklamalar yaptılar. Aytöre, Volkan'ın ana avrat eş çocuk küfüre maruz kaldığını, ancak yaptığı ikazların da durumu engellemediğini ifade etti. Mahmut Uslu ise kamuoyunda 'Herşeyin altında Emre ve Volkan çıkıyor' algısı yaratıldığını belirtirken yapılanların organize olduğunu iddia etti.

NTV Spor 17.11.2014 - 18:26
"Organize işler"

Fenerbahçe Genel Sekreteri ve Basın Sözcüsü Mahmut Uslu ile Asbaşkan Deniz Tolga Aytöre, Milli Takım'ın Kazakistan ile oynadığı maç öncesi Volkan'ın stadı terketmesi ve maç sonrası basın mensupları ile Fenerbahçeli güvenlik görevlileri arasında yaşanan arbedeyle ilgili kulüp televizyonuna açıklamalar yaptılar. 

Güvenliklerin ortamı yatıştırmak için orada bulunduğu söyleyen Aytöre, Fenerbahçe ve futbolcularının o bölümde olmasından kaynaklı kasıtlı bir gerginlik olduğunu vurguladı.

Yöneticilerin açıklamaları şöyle;

"Neden bu bu toplantıyı düzenledik?" diye söze başlayan Deniz Tolga Aytöre, "Amacımız, organize bir şekilde gergin hale getirilmeye çalışılan sporun üzerine körükle gitmek değil. Olayı, daha doğru ve daha gerçekçi bir şekilde kamuoyuna yansıtmamız zaruret haline geldi. Her olayda tek sorumlunun Fenerbahçe gibi gösterilmesine artık "dur" denilmesi gerekiyor. Dünden beri olayları izliyoruz. Kamuoyunun pek bilmediği bir bölümüne değinmek istiyoruz. Emre ve Volkan ile ilgili sürekli spor dışı söylemler var. Bunlar, sürekli muhatap kılındığımız bölümler. Bunların son bulması gerektiğini düşünüyorduk ki; bu olay çıktı. Volkan Demirel'in ısınma sırasında anne, avrat, eş, çoluk çocuğuna küfür ediliyor. Volkan, Milli Takım kaptanlık görevini ifa ederken kendisine yönelik küfürleri kendi kendine üstlenmek durumunda kalıyor" dedi.

Volkan'ın olay sırasında önce tribünlere olayın yatışması için ikazda bulunduğunu söyleyen Aytöre, "Daha sonra bunu hocasına iletiyor. Futbol oynanacak ortamın ortadan kalkması üzerine sahayı terkediyor. Teknik direktörü Fatih Terim'e durumu anlatıyor. Hatta hocanın kendi arabasını tahsis etmesi suretiyle stattan ayrılıyor. Volkan evine gitmeye çalışıyor. Daha sonra gerek kulübümüzün müdaheleriyle, gerekse de doping kontrolünde bulunmaması durumunda UEFA'nın ülkeye ceza verebileceği gerekçesiyle stada geri geliyor. Stada geldiğinde tribünlerde tespit edilen bir kişi getiriliyor. Volkan Demirel de bunun organize bir eylem olduğunu söylüyor. Bir kişiyle ilgili şikayetin vaki olduğunu ancak diğer tribünlerdeki kişilerden de şikayetçi olduğunu söylüyor. Stattan 2.5 saat sonra ayrılıyor. Ulusal emanetimiz olan Volkan Demirel'in yanında hiçbir yetkili ve görevli yer almıyor. Volkan Demirel'in 2-2.5 sasat sonra stattan çıktığında bile hiçbir güvenlik ve federasyon yetikilisi yer almıyor. Ancak kulübümüzün güvenlik personeliyle stattan çıkış yapması sağlanıyor" ifadelerini kullandı.

"MİLLİ TAKIM KAPTANI YALNIZ BIRAKILMAYACAK KADAR KUTSALDIR"
Fenerbahçe Genel Sekreteri ve Basın Sözcüsü Mahmut Uslu ise, "Hiçbir kupa, galibiyet, hiçbir başarı ya da hiçbir oyun insanın annesinden, eşinden, kızından önemli değildir. Milli takım kaptanı ve emekçisi yalnız bırakılmayacak kadar kutsaldır" yorumunu yaptı. Uslu sözlerini şu şekilde sürdürdü, "Bu işlerin lamı cimi yok. Daha evvel de söyledik. Galatasaray'ın maçlarında da, bütün branşlarda da her yerde oluyor. Devlet bu işe elini koymazsa bu işler çözülmez. Her şeyin altından Emre ve Volkan çıkıyor deniliyor. Bunlar külliyen yalan. Medyada belli kişilerin bu isimlerin üzerine gitmesi nedeniyle olaylar çıkıyor. Biz de onlara sahip çıkacağız."

"ORGANİZE BİR HAREKET VAR"
Uslu: "Hiçbir güvenlik görevlisi yer almıyor. Volkan stattan ancak kulübümüzün personeliyle güvenliği sağlamak amacıyla stattan çıkıyor. Hiçbir galibiyet bir insanın ailesinden değerli değildir. Bizim üzüldüğümüz nokta şu 6222 sayılı kanunun uygulanmasında, bu cezalandırılmıyorsa kendimize bakmamız lazım. Başkanımız geçen haftaki basın toplantısında çok açıkça izah etti. Milli Takım teknik direktörünü hedef alan, organize bir hareket var. Büyük resmi görmek lazım. Devletin de bu işe müdahil olması lazım. Tek başına kulüplerin, taraftar gruplarının çözebileceği bir iş değil. Başkanımız bunun altını çizdi. Herkesin kendine göre haklı tarafı var ama bunlar olmasını istemediğimiz şeyler. Özellikle basın men şunu arkadaşlardan da rica ediyorum. Çok kısa bir süre önce bir arkadaşlarını bu konuda bir görevli hayatını kaybetti. Bu çok önemli bir hassasiyet. Bu konulara daha hassas yaklaşabilirler, bunu anlıyorum. Bu hassasiyetin de etkisiyle birbirimize zarar veririz. Suç varsa iki taraf da gerekli muameleyi görür. Milli Takım kaptanının bu şekilde görüldüğü eylem ve hareketlerin, tribündeki şiddetin, küfürün Volkan Demirel'in önüne geçmesine izin vermeyelim."

"O STATTA SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ PROTESTO EDİLDİ"
"Volkan ısınmaya gidiyor. Çoluğuna çocuğuna küfrediliyor. Bir kaç kişi değil, 25-30 kişi küfrediliyor. Volkan'a organize küfrediliyor. Anamıza küfredilmesine zaten alıştık ama bunlar eşimize ve çoluk çocuğumuza da küfür ediyorlar. Volkan'a 15 dakika küfrettiler. Daha yeni Lucescu'nun takımı olaylar çıkıyor diye sahadan ayrıldı. Buna mani olabilir. O statta sayın Cumhurbaşkanımıza da, onlara cillop bir stat hediye edilmesine karşın protesto edildi. Gereğinin yapılması lazım. Kanunlarda aksaklıklar var. Lüften bu işleri çözün. E-bilet veya 6222'yle ilgili aksaklıklar varsa, bunları çözün. 6222 numaralı yasanın niye çıktığını biliyoruz. O yasanın niye çıktığını biliyoruz. O şike için değil şiddetin önlenmesi için çıkan bir yasa. Bu olayın milat olması lazım. Kanuna yazmışlar, 'federasyon hariç' deniyor. Mantıken doğru. Ama olay oluyor. E-Bilet'le ilgili oraya biletler veriliyor. Ama organize hale getiriliyor. Milli Takım için oynayacak kişiye neden küfrediyorsunuz. Sonuçta hepimiz aynı gemideyiz. Milli Takım'ın oyuncusu. Ama biz biliyoruz, bunların hepsi organize. Organize olduğ için bunları yaptılar. Anadolu'da bu iş çözülecek deniyor ama o zaman bileti vermeyin. Bütün oyuncular stresli, antrenörümüz stresli. Senin seyircin sana sahip çıkmazsa başarı nasıl olacak. Umarım bu bir milat olur ve aynı şeyler yeniden yaşanmaz."

"TEK BAŞINA KİMSE ÇÖZEMEZ"
Deniz Tolga Aytöre, "Türkiye Futbol Federasyonu'nun bir milli müsabakada kaptanına bu kadar sıklıkla edilen küfkürlerin failini bulamıyorsa sıkıntı vardır demektir" ifadelerini kullanırken, "Başkanımız basın toplantısında açıkça söyledi. Milli Takımı hedef alan bir organizasyon var. Tek başına kimsenin çözebileceği bir iş değil. Bu iş çok tehlikeli boyutlara götürülmek isteniyor. Büyük resmi görmek lazım. Devletin de bu işe müdahele olması lazım. Tek başına kulüplerin çözeceği bir iş değil. Ama maalesef bu görülmedi başka yerlere çekildi" diye konuştu.

Deniz Tolga Aytöre, güvenlik görevlileri ile basın mensupları arasındaki arbedeyle ilgili olarak ise de, "Herkesin kendine göre haklı bir tarafı var. Ancak burada yaşananlar iki taraf için de hoş değil. Bunlar olmasını istemediğimiz görüntüler. Basın mensubu arkadaşlardan da bir şey rica ediyorum. Basın mensubu arkadaşlar bu konuda hassastır. Çünkü çok kısa bir süre önce bir kulüpte arkadaşları görevini yaparken hayatını kaybetti. Bu çok önemli bir konudur. Hassas yaklaşıyorlardır, bunu da anlıyorum. Ancak bu hassasiyetle olayları farklı kılmayalım. İki tarafın da suçu varsa, gerekli hukuki muameleyi görür. Maksadını aşan ifadeler varsa gereğini yaparız. Milli takım kaptanına gösterilen muamelenin önüne geçmeyelim. Önemli olan o taraf. Resmin büyük tarafı o taraf. Korumalar oraya nasıl gitti ve içeriğe nasıl girdiler? Yargılanma nedenleri 6222 sayılı kanuna göre akreditasyon talimatıyla ilgili. Oradaki süreler müsabakadan 120 dakika sonrayla sınırlıdır. Olaylar 2.5 saat sonra oldu. Oraya giren araçların plakaları bile alındı. Orada bir güvenlik zaafiyeti olduğu düşünüldü. Futbolcularımız yalnız bir şekilde stattan ayrılmak durumunda bırakıldı" ifadelerini kullandı.

"FENERBAHÇE'YE MAL EDİLMESİNDEN SIKILDIK"
Mahmut Uslu, Emre ve Volkan'ı almak için stada giden güvenlik görev lilerinin 8-10 yıldır Fenerbahçe'de çalışan deneyimli isimler olduğunu vurgularken, Deniz Tolga Aytöre, "Hasan Çetinkaya'nın 6222 numaralı yasadan ifadesi alındı. Olayları başlatmış. Çocukcağız arabasına binmeye çalışıyor. Çünkü bizim orada 8 kişiden başka hiçbir güvenlik görevlimiz yok. Burada bir zaafiyet olduğu kesin. Bu olayların başlama noktasının burası olduğu söyleniyor. Arabayla uzaklaşması sağlandıktan sonra arkadan mavi parkalı bir kişi, onun yanında bir iki kişi fiziksel ve sözlü tepkide bulunuyor. Bu tepkiye oradaki başka basın mensubu arkadaşlar da dönüp bakıyor. Bunun üzerine çalışanlarımız müdahele ediyor. Doğru mu, değil. Kasti aşmış mı, belki. Ama bunların hepsi Volkan Demirel'in yaşadığı olayların üzerine geçecek bir şey değil. Niçin buralara getiriliyor. Bizim için bu önemli. Her kargaşa, kaos ve çıkmazı Fenerbahçe'ye mal edilmesinden sıkıldık. Her kötü şeyin başı Fenerbahçe" şeklinde konuştu. 

"BUNUN ADI HABERCİLİK OLAMAZ"
Mahmut Uslu, Basın özgürlüğü deniyor da herkes konuşmaya mecbur mu?, "Bilmem ne çocuğunu bu kadar bekliyoruz" demesi basın mensubuna yakışır mı? Arabanın üstüne çıkılır mı? Arabanın içine mikrofon sokulur mu? Aynı şeyler bizim başımıza da geliyor. İzmir deplasmanında kameramanın kafası yarılıyordu. Basın toplantısı yapan 50 kişi 100 kişi vardı. Görüşmek istemiyorsa küfrederek bu işleri çözmek şart değil. Konuşacaksa Mix Zone'de konuşur. Eğer burada herhangi bir günah varsa, ilk başlatanlar, koruma için giden kendi elemanlarımız zaten. Yönetimden talimat alarak oraya gitmişler. 2.5 saat sonra oraya gidiyorlar. Ya orada bu kadar kameraman içinde Volkan'ı sevmeyen, Emre'yi sevmeyen bir kişi girse gelse bıçağı soksa ne olacak. Korumalar da bunlardan korkuyorlar. Biraz da gerçekçi olmak lazım. Haber almak demek arabanın üstüne çıkmak mı lazım. Bu gelin arabası mı önüne geçiyorsunuz. Hasan Çetinkaya için suç duyurusu deniliyor. Nasıl geçecek oradan. Adamın ceketi bir tarafta gömleği bir tarafta."

"BASIN ÖZ ELEŞTİRİ YAPMALI"
Deniz Aytöre: "Fenerbahçe bir şeyler, birileriyle, kurumlarıyla karşı karşıya getirilmeye çalışılıyor. Şimdi de basınla karşı karşıya getiriliyor. Yapmayın lütfen. Biz çalışanlarından yöneticisine kadar oynanan oyunla sonuna kadar mücadele edeceğiz. Biz bunu basınla da birlikte vereceğiz. Karşıdaki tarafın Fenerbahçe olduğu için değil, biz bundan sıkıldık. Bu Türkiye için gerekli bir şeydir. Oradaki basın mensubu arkadaşlarımızın gereksiz gerginliğini görebiliyor musunuz? Orada bir idari menajerin lütfen demesinden sonra arabaya neden girmeye çalışıyorsunuz. Olaydan üzüntülüyüz. Üzerimize düşen ne varsa yapmaya hazırız. Ama olay bütün çarpıklığıyla ortaya konulmalı. Basının da olaydaki bir iki kişiyi bulması, öz eleştiriyi yapması lazım. Niçin Fenerbahçe konu olduğu zaman bu kadar saldırganız, hararetliyiz demesi lazım."
 
"VOLKAN'IN KONUŞMASINA BAŞKAN ENGEL OLDU"
Mahmut Uslu: "Spor yazarlarının bildirisinden "Azmettiren diyor" Ne demek? Diğer faillerin ve azmettiricilerin. Azmettiricilerin ne demek. Volkan da konuşmak istiyordu. Başkan engel oldu. İyi yaptı. Bütün olaylar Volkan Emre çıkardı diyorlar. Emre arkadaşını gelip almaya çalışıyor. Alamaz mı? Ben de Milli Takım antrenörlüğü yaptım. Bana arkadan ana avrat küfredecekler ben o adamı mahvederim ya. Fatih Terim çok önemli karar almış."

"BU BATAKLIĞI KURUTMAK GEREK"
Deniz Aytöre: Volkan'ın söylemi, "Egemen kendine pas vermek istemiyormuş, Volkan'ın anasına, karısına, kızına küfrediyorlar diye. İsimlere bakın. Olayın failleri bunlar. "Bu kadar olay oldu, olayın failleri Volkan Demirel, Hasan Çetinkaya, Aziz Yıldırım ve GFB'li bir çocuk. Böyle bir şey olmaz." Başka hiç kimse yok. Böyle bir şey olmaz. Futbolda şiddeti önlemek istiyorlarsa, bataklığı kurutmamız lazım. Bu adamlar oraya nasıl giriyor? Biz bunları tespit etmemiz lazım. Bataklığı kurutmamız lazım'' Arbedeyi de tasvip etmiyoruz. Bu olayları ön plana çıkarıp bir fenerbahçe kampanyası ve kaosu yaratmaya kimsenin hakkı yok."

"BİZİM İÇİN BURAK YILMAZ NEYSE EMRE BELÖZOĞLU DA O"
Mahmut Uslu: Mustafa Turgun'a, sayın hocamıza teşekkür etmemiz lazım. Bu futbolu niye yapıyoruz. Biz Fenerbahçe Kulübü olarak başarılı olmak istiyoruz. Federasyon da kulüplerden oyuncu alarak başarılı olmak istiyor. Taraftar neden oyuncularına sahip çıkmıyor. Seyirciler neden oyuncusuna sahip çıkmıyor? Benim için Burak Yılmaz neyse Emre Belözoğlu aynı. Olcay neyse Volkan aynı. Bu seyirciler kimdir, bunları kim yapıyor, bunlar biliniyor. Bunlara bileti vermeyeceksiniz. Kameralar var. O kameralardan polis şikayet edecek. Sayın İçişleri Bakanını ve Başbakanı göreve davet ediyorum. Bunlarla hepsiyle ilgili suç duyurusunda bulunupmasını istiyorlarsa buradan yapıyoruz. Yarın benim stadımda ne olacak. Biz sosyal medyada bunları duyduğumuz için oraya görevli gönderdik. 2.5-3 saat sonra bu olay oluyor. Görüşmek istemiyor, yapacak bir şey yok. Ne işiniz var arabanın üzerinde. Bir de oraya yolladığımız arkadaşlar tecrübeli arkadaşlar.

Sayfa Yükleniyor...