"Tek vücut, tek nefes olduk"

Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş, sezon değerlendirmesinde şampiyonluğun geliş nedenlerini açıklarken, "Tek vücut, tek nefes olduk. Keyif alan ve keyif veren bir takım ortaya koyduk" dedi.

NTV Spor 17.05.2016 - 15:09
"Tek vücut, tek nefes olduk"

Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş, basın toplantısında sözlerine basına sitemde bulunarak başladı. Basın mensuplarıyla uzun zaman sonra ilk basın toplanıtısını yaptığını söyleyen Güneş, "Gönlüm daha sık birlikte olmaktan yanaydı. Sezon başından beri katkılarınız olduğunu düşünüyorum. Karşılıklı hatalarımız oldu. Her zaman olduğu gibi önde gitmeye çalışıyorsunuz. Sezon bitmeden şampiyon yapıyorsunuz, transfer yapmaya çalışıyorsunuz. Biz sizin arkanızdan geliyoruz, biraz eksik kalıyoruz. Önemli değil. Yalnız son günlerde kendimle ilgili söyleyeyim. Şahsıma gösterilen ilgiden, abartılı övgülerden daha önceki khaksız eleştirilerinizden olduğu gibi olumsuz etkilendim. Bazen haketmediğim abartılı ögüler oldu. Bunu kontrol etmeye çalışıyorum ama bazen etkileniyorum. Benim de burada bir hikayem oldu. Takımın da hikayesi oldu. Sizin de hikayeniz oldu. Antrenmana gelen, bizi takip eden arkadaşlarımın kendine göre bir hikayesi vardır. Önemli olan bu hikayelerin iyi olması ve iyi bitmesi. Bunun için birlikte özgür bir ortam yaratmak durumundayız. Konuştuklarımızın bize ve topluma yararı olması tarafındayım" diyerek basına sitemde bulundu.

Daha sonra başkana ve yönetime teşekkür eden Şenol Güneş, "Bu işin merkezinde olanlar onlar. Beşiktaş kulübünü bütün Beşiktaş camiası adına onlar yönetiyor. Bütün kararları onlar veriyor. Teknik heyet, ekibimizle birlikte, hepsi pırlanta gibi iyi niyetli; ama oldukça büyük iş yaptılar. Buna personeli, sağlıkçısını, güvenlikçisini katabiliriz" dedi.

"ŞAMPİYONLUKTA RAKİPLERİMİZ ÇOK KATTI YAPTI"
Şampiyonluklarına rakiplerinin çok katkı yaptığını kaydeden Güneş, "Şampiyonluğumuzun, başarının anahtarı bana göre rakipler. Bizi ne kadar zorlamışlarsa biz o kadar başarılı olduk. Rakipsiz biz bir hiçiz. Zayıf rakip, sizi de zayıf bırakır. Olabildiğince güçlü olursa sizi de güçlü kılar. Rakip bizi son haftaya kadar zorladı. Belki bir hafta daha zorlayabilirdi. O baskıyı kaldırmak, kendini hep formda tutmak kolay değil. Sezon sonu itibariyle bizde Rhodolfo dışında tüm oyuncularımız sapasağlam ve görev bekliyor. Bu rakibin bizi zorlamasından geliyor. Bu sene Galatasaray, Trabzonspor, Bursa da gelebilirdi ama Konya, Başakşehir, Osmanlı geldi. Rakiplerin güçlü olması önemli. rakip takımdaki Aykut Hoca'nın, Abdullah Hoca'nın, Cihat Hoca'nın, Mustafa Akçay hocanın isimlerini saymadığım tüm hocaların katkısı var. Rakipleri aşabilmek için yarıştık. Onun için rakiplere teşekkür ediyorum. Futbolun güzel olması için bizi zorladılar." ifadelerini kullandı.

Şenol Güneş daha sonra şu ifadeleri kullandı:

"Sezon başında Şampiyonlar Ligi finalini seyrettikten sonra başkanla anlaşma yaptım. Zaten başkan da cevabı verdi. İlk gün buraya geldiğimizde tesiste yapılanmaya gittik. Yönetim zaten çalışmalar yapıyordu, biz onu destekledik. Kaldığımız yerin, yuvamızın çok iyi olması gerekiyordu. Benim oyuncum en iyi giyinecek, en iyi yerde yatıp dinlenecek, en iyi yerde çalışacak, en iyi davranacak gibi ifadeler kullanmıştım. Bu konuda da ilk günden itibaren çalışmaya başladık.

"KEYİF ALAN VE KEYİF VEREN BİR TAKIM YAPTIK"
Her maçı kazanmak için sahaya çıkacağımızı söyledik. Geçen yıllarda Samet hoca ve Bilic hocanın katkıları olduğunu düşünüyorum. Ben ve ekibim bu katkıya devam ediyoruz. Hiç bir zaman kahraman olmadık. Görevimizi yapmaya çalıştık. Yapılan katkıdan ortaya bir eser çıkmışsa bu bizi mutlu eder. Beşiktaş'ın her oyuncusu yetenekli, kaliteli ve değerlidir. İyi niyetle ve samimiyetle çalışacaklardı ve çalıştılar. Biz de adil olmaya çalıştık. Oyuncularımızı geliştirdik, çalıştırdık ve yarıştırdık. Tesadüfen hiçbir iş yapmadık. Sorumluluk aldık, çok çalıştık. Dürüst ve cezsaretli olduk, paylaşımcı olduk. Hayallerimizin gerçekleşmesi için elele verdik. Kimse tek başına bunu yapmadı. Fark yaratan, beğenilen, keyif alan keyif veren takım olmalıydık ve bunu da başardık. O gün söylediklerimiz bugün hayata geçti.

Irk, din, dil ayrımı olmadan fair play içinde oynadık. Futbolun ciddi bir oyun olduğunu biliyoruz. En az faul yapan takımlardan bir tanesiydik. En fazla faule maruz kalan takımdık. Bu şiddete karşı da futbolumuzu oynadık. Bir arkadaş çok güzel söyledi, 'Hocaya bak, o kadar efsaneleşti ki; (bizim haberimiz bile yok) öyle bir oyun oynatıyor, rakibe faül yaptırmıyor ki o zaman hakem ona haksızlık yapar. Bunu planladı" diyor. Halbuki biz futbol oynamaya çalışıyorduk. İşi doğru yaptığınızda başarılı olduğunuzda efsanevi bir hal alabiliyorsunuz. Onun için bu oynadığımız oyun da futbol odaklıydı. O yüzden sertlik mizacımız hiç ön plana çıkmadı. Hatta bu konuda rakibimizle ilgili bize daha sert eleştiri yaptılar. Sert oynamıyorsunuz, rakibi yıldırmıyorsunuz diye.

"TEK VÜCUT TEK NEFES OLDUK"
Taraftarın mutlu olacağı oyunu basit oynamalıydık, oyunu zorlaştırmadan oynamalıydık. Kolay oynamaya çalıştık. Bunları yaparkengeçmişte iyi oldu, kötü oldu hesabını yapmadan geleceğe odaklandık. Takımın başarı ve başarısızlığı ekibi ilgilendiriyordu, sadece beni değil. Zaman zaman dalgalanmalar olacaktır ama tek vücut tek nefes olduk. Ses getirdik. Orkestranın uyumu gibi olacağız dedik, ayrı telden çalmak yok dedik. Fiziksel ve zihinsel olarak hazır olmalıydık ve bunların hepsini yaptık. Sıkılmadan, üşenmeden, yorulmadan çalışmalıydık. Bilgi, yetenek gündemimiz olacaktı. Boş hayallerle vatan kahramanı hikayemiz yoktu. hepsi bir gerçekti ve bunu hayata geçirdik. Hızlı, dinamik, fark yaratan rakibi oynatmayan, oynayan takım olmalıydık ve öyle olduğumuzu düşünüyorum.

Önce iyi futbol sonra sonuç almalıydık. Heyecanlı hırslı olduk, krize asla izin vermedik. Sonuç ne olursa olsun pes etmek yok dedik, sanki her şeyin biteceği düşüncesindeki dönemde bile bua izin vermedik. Kendimizi biliyorduk ve çalışıyorduk.

Oyuncu, oynadığı süreye göre Beşiktaş'ın değerli oyuncusu olarak görmeliydi. Zaman zaman oyuncunun oynamasını düşündüğü zamanlar oldu. Bu en zor dönemlerden bir tanesiydi. Bunu kaşımak kolaydır, yönetmek zordur. Emek verdik, yorulduk bazen göz yaşı dökdük. Acı cektik. Göz yaşımızı bize karşı kullanmak isteyenler oldu.
 
"SEVMEKLE, DÖVMEK ARASINDA SIKINTIMIZ VAR"
Burada bir takım var, herkes takım için var. Herkesi mutlu etmek mümkün değil. İlkeleri yerleştirmek önemliydi, insan olarak herkes değerli. Ama önemli adam mı değerli adam mı? Benim için değerli adam önemliydi. Taraftarın hem kalitesini hem sayısını artırmamız gerekiyor. Beşiktaş'ın müthiş taraftar kitlesi var. Bu kadar yoğunlukta olduğunu bilmiyordum. Sevmekle dövmek arasında sıkıntımız var. Sevmeye giden taraftar maçı alınca seviyor, kaybedince dövüyor. Oraya ya sevecek ya dövecek diye gidiyor. Böyle bir duygu olmaz. Çocuğunuza ya sevecek ya da dövecek diye gidemezsiniz. Ona sevgiyle bakmanız lazım. O sizin çocuğunuz. Taraftarla ilişkilerimizi daha sağlıklı bir seviyeye getirmek zorundayız.

Kimin değil, neyin yanlış olduğunu ortaya koyduk. Doğru düşünceyi hepimiz sahiplendik. Dünya kulübü olma isteğimiz devam ediyor. Markalaşma ve büyümek zorundayız. Spor, insan, kulüp ve ülke sevgimsi hepimizde var olan en büyük değerler.

Futbol oynamaktan kesinlikle zevk alacağız. Bunu çok defa kullandım. Bundan ne zaman saptıysak sıkıntı yaşadık. Ne yaparsan yap, keyifle yapmak zorundasın. Bunu yaparken emek verdik, yorulduk, bazen gözyaşı döktük. Acı çektik, bazen o gözyaşımızı aleyhimize kullanmak isteyenler oldu.

"BENCE 2. DE BAŞARILI"
Kafası iyi olmayan oyuncunun ayakları da iyi değildir. Olması da mümkün değildir. Oyuncu bana sorunlu gelmemeliydi. Bu konuda geçen sene olan sıkıntılar vardı. 1.5 gün konuşma yaptık. Sadece oyunculara ödemelerin aksaması dolayısıyla krizlerin yaşandığını yönetimle konuştum. Yönetim kurulu bu konuda elinden gelen gayreti gösterdi. Niyeti önemliydi. İlk yarıda 2 maça prim verildi. 2. yarıda her maça verildi. Para önemli değildir ama motivasyon önemlidir. Güvenilirlik, söz verip yerine getirmek önemlidir. beklentiye cevap vermek önemlidir. Bu konuda yönetim oldukça başarılıydı. Zoru başarınca her şey kolaydır. Bu iş tersine dönebilirdi. 2. olsaydık, başarısız görünecektik. Ama bence 2. de başarılı, 1. de başarılı.

Hiç bir zaman rol yapmadık. Başarıyı düşündük. Ben yerine biz yaptık. Başarıyı başka yerde aramadık. Kendimizi ezdirmedik. Saygı imal etmedik. İyi örnek olduk. Mazeretlere sığınmadık. Olimpiyat stadı, hakem diyerek mazaretlere sığınmadık. Mazeretlerin bizim enerjimizi tüketeceğini düşündük. Hep işimize baktık, sorun yaratmadan çözüm bulmaya çalıştık. Herkesi eşit değerlendirmeye çalıştık.

Futbolu herkes biliyor. Yazılanları okuruz. Öğretme ve öğrenme arasındaki ilişkiyi biraz değiştirmemiz gerekiyordu, bu konuda çok büyük mesafe aldık. Her şeyimiz olabilir. Eviniz, arabanız, başarınız, unvanınız... Ama karşıya baktığınızda ona bakacak yüzünüz varmı o önemli. Ben geldiğimde de aynı şekilde baktım. Başarı başarısızlık karşısında duracağımız yeri iyi bilmemiz lazımdı. Bizim ilkelerimiz prensiplerimiz olmalıydı.

Ekonomisi ileri kültürü gerideyse o mutsuz insandır. Kendi kendine huzursuz olur. Herkes işini yaptı ve yapmaya çalıştı. Takımın parçası oldu. Herkesin takdir ettiği Beşiktaş istedik. Bunu sağladık.

"TARAFTAR ÖLMEYE DEĞİL EĞLENMEYE GELSİN"
Taraftar ölmeye değil eğlenmeye gelsin. Ölmeye değil, eğlenmeye gel. Mutlu olmaya gel. Oraya gelip oradan mutlu çıkan taraftar benim için önemlidir. Ne oyuncuya ne taraftara ne yöneticiye ne de medyaya bir şey olmasın. Giriş çıkışlarda daha düzenli olmamız lazım.

Karşı tarafı sevginle rahatsız ediyorsan bu sevgi değildir. Futbolun bu kadar ekonomisinin arttğğı dönemde beklentilerimizin büyüdüğü dönemde bunları da geliştirmemiz gerekiyor.

Mevcut düşünce yapılarıyla güç problemleri çözemeyiz. Düşünce yapımızı değiştirmeliyiz. Sorunları çözemiyorum. Demek ki düşünce yapımızda zorluk varsa onu değiştirmeliyim.

Başarılı olmaktan daha değerli ve önemli şeyler vardır. Tabi sonuçlar alacağız. Rakibimiz 2. oldu, antrenörün mukavelesi var, gitme durumu oluyor. Biz başarısız olursak mukavelememiz varsa benim gitme durumum oluyor. Bu kadar basit mi? Gitme durumum varsa neden sözleşme 2-3 yıllık yapılıyor.

Bizi ayakta tutan şey kas ve isleket görünse de asıl olan ilke ve prensiplerimizdir. Gidene gelene bakmak yerine elimizdekine sahip çıkalım. Değerini bilelim. Kimse mükemmel değil. Bugün Gomez iyi deniliyor, alınırken kimse Gomez mükemmel denmiyordu. Bugünkü gibi Gomez'e övgü dolu sözler yoktu. O zaman Demba ba mükemmeldi. İdmana çıkmayan hiçbir oyuncu benim oyuncum değildir, benim için önemli değildir. Önemli olan elimdeki oyuncudur. Ondan faydalanmak zorundayız.

Futbol ayakla oynansa da yürek ve akla ihtiyaç vardır. Takımım da bunu yaptı. Hem aklını hem de yüreğini koydu. Son maçta bir çok oyuncumun tempo artırmasını hayranlıkla izledim. Oyuncu tam düşecekken cansiparene oynaması hem kendini hem arkadaşlarını hem de taraftarı coşturuyor.

"RAKİBİ DÜŞMAN GÖRMEK DOĞRU DEĞİL"
Futbolda rakibi düşman olarak görmek doğru değil. Saygıyı hakediyorlar. Oyunun güzelliğinde onlar bir ortaktır. Ortada güzel bir maç geçiyorsa bu rakipten kaynaklanıyordur. Tek başınıza sizden kaynaklanmıyordur. Kin ve nefreti kaldırmak, sevgiyi ve saygıyı artırmalıyız. Bu zamana kadar çok çalıştık. Arkamızda kimse olmalı. Önemli olan içinizdekilerdir. İçiniz de samiyiyet, iyi niyet varsa arkanızda ordu da olsa daha ondan daha güçlüsünüzdür.
 

Sayfa Yükleniyor...