"Yasaklananlar voleybolcu olsaydı, ben onları oynatırdım"

Futbolda şike iddialarıyla ilgili süreçte dün yaşanan gelişmelerle açıklamalar yapan Türkiye Voleybol Federasyonu (TVF) Başkanı Erol Ünal Karabıyık, ''Futbolda müsabakalardan yasaklanan sporcular voleybolcu olsaydı, ben onları oynatırdım'' dedi.

NTV Spor 06.12.2011 - 11:22
"Yasaklananlar voleybolcu olsaydı, ben onları oynatırdım"

Türkiye Voleybol Federasyonu (TVF) Başkanı Erol Ünal Karabıyık, bazı futbolcuların statlara girişinin yasaklanmasını asla doğru bulmadığını belirterek, ''6222 sayılı kanunu dejenere etme yolundayız. Yasada suç ya da ceza olarak öngörülmeyen hükümler uygulanmaya başlıyor. Oysa yasada yapılması gerekenler çok açık yazılmış'' diye konuştu.

Sporcuların sportif faaliyetlere katılmalarının engellenmesi gibi bir uygulama başlatıldığını ifade eden Karabıyık, ''Yasada böyle bir ceza yok. 18'inci maddenin 1'inci fıkrasına bakalım; buradan seyirden yasaklanma ibaresinden, kişinin müsabakaları ve antrenmanları izlemek amacıyla spor alanlarına girişinin yasaklanması anlaşılır. Oysa sporcunun amacı izlemek değil ki. Sporcu antrenman yapmak ya da fiilen müsabakaya katılmak için salona, stada giriyor. Bir sporcuyu ancak seyir amacıyla gireceği zaman yasaklayabilirsin. Ben bu noktada, savcının, sporcuların sportif faaliyetlere katılmasını yasaklama gibi bir kararının olduğunu sanmıyorum. Kimler hangi niyetle, ne şekilde işgüzarlık yaparak, bunun boyutlarını büyüterek, yasanın ruhuna aykırı hareket ediyorlar, anlamış değilim'' diye konuştu.

''KANUNU KENDİNİZE GÖRE YORUMLAYIP, DEĞİŞTİRMEZSİNİZ''
Erol Ünal Karabıyık, Anayasa'ya, Türk Ceza Kanunu'na ve ceza ilkelerine aykırı hareket edildiğini savundu.

Anayasa'nın 13'üncü maddesinde temel hak ve hürriyetlerin sadece kanunla sınırlanabileceğinin yazıldığını anımsatan Karabıyık, 6222 sayılı kanunda bahsi geçen konunun ''seyirden yasaklama'' olduğunu kaydetti.

Karabıyık, ''Kanun böyle söylediğine göre, bunun dışında bir uygulama yapamazsınız. Aynı şekilde 38'inci maddede ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirlerinin ancak kanunla konduğu yazar. Keyfi bir uygulama söz konusu olamaz. O zaman kanunda (koruma tedbiri olarak sporcunun müsabakalara katılması engellenebilir) diye bir ifade olması lazım. Öyle olmadığına ve seyirden yasaklamanın sınırları çok net çizildiğine göre bunun dışına çıkamazsınız. Anayasa'nın 48 ve 49'uncu maddelerindeki çalışma hürriyetine müdahale edildiği gibi, Türk Ceza Kanunu'nun 2'nci maddesinde, kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemeyeceği ve güvenlik tedbiri uygulanamayacağı yazılıdır. 2'nci maddenin 3'üncü bendi, kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamayacağını, suç ve ceza içeren hükümlerin kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamayacağını yazıyor. İfade çok net. Kanunu kendinize göre yorumlayıp, değiştirmezsiniz. Kıyas, yorum yapamazsınız. Şu an aynı durumda bir voleybolcu olsaydı, ben o sporcuyu müsabakada oynatırdım'' dedi.

''GÜVENLİK TEDBİRİ İLE KORUMA TEDBİRİ BİRBİRİNDEN FARKLIDIR''
2004 yılında çıkan 5149 sayılı yasanın, yasada yer alan yaptırımların geciktirilmesi, en basit halleriyle uygulanması ve en çok da bu yaptırımların uygulanmaması nedeniyle ''yetersiz'' denerek dejenere edildiğini belirten Karabıyık, bugün 6222'ye de aynısının yapıldığını ifade etti.

Yasada suç ya da ceza olarak öngörülmeyen hükümlerin uygulanmaya başladığını dile getiren Erol Ünal Karabıyık, ''Olaylara karışanlara hak mahrumiyeti vermek veya tedbirli olarak ceza kuruluna sevk etmek gibi uygulamaları federasyonlar yapar'' dedi.

''10'uncu maddede, (bu kanun hükümlerine göre hakkında güvenlik tedbiri olarak spor müsabakalarını seyirden yasaklanma kararı verilen kişi, yasak süresince spor kulüplerinde, federasyonlarda ve taraftar derneklerinde yönetici olamaz, spor müsabakalarında hakem, temsilci veya gözlemci olarak görev yapamaz) deniyor. Buradan sporcunun da müsabakaya katılamayacağı anlamı çıkmaz mı?'' sorusuna ise Karabıyık, ''Hayır, çıkmaz. Burada güvenlik tedbiri deniyor. Güvenlik tedbiri ile koruma tedbiri birbirinden farklıdır. Güvenlik tedbiri mahkemenin verdiği bir karardır, hükümdür. Koruma tedbiri ise Cumhuriyet Savcısı veya mahkeme tarafından kaldırılabilir. Hatta kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi halinde otomatik olarak kalkar. Güvenlik tedbiri ise bir hükümdür. Şu an uygulanan koruma tedbiridir'' diye konuştu.

Erol Ünal Karabıyık, ayrıca 10'uncu maddenin 3'üncü bendinde soruşturmanın başlatılması halinde spor müsabakalarını seyirden yasaklama tedbirinin derhal uygulamaya konulmasının yazıldığını belirterek, ''Bu soruşturma 3 Temmuz'da başlatıldı. Ortada bir gecikme var. Soruşturma başladığında derhal uygulamaya konması gereken koruma tedbiri gecikti. Derhal konsaydı, bu karar tartışılacak ve lig başlayana kadar zaten bunun yanlış olduğu anlaşılacaktı. Bu gecikmeden doğan bir mağduriyet var. Fenerbahçe-Galatasaray maçında kim oynayacak, kim oynamayacak tartışılıyor. Bu durumu bir voleybolcu yaşasaydı, şu an oynuyor olurdu'' dedi.

Sayfa Yükleniyor...