Altılı ganyan tahmincilerine açık mektup

Epeydir aklımda, bir fırsat bulup yazmayı düşünüyordum. Konu bu ara fazlasıyla dikkat çekici hale geldiği için, artık vakti geldi dedim.

NTV Spor 03 Mar 2015
Altılı ganyan tahmincilerine açık mektup
Epeydir aklımda, bir fırsat bulup yazmayı düşünüyordum. Konu bu ara fazlasıyla dikkat çekici hale geldiği için, artık vakti geldi dedim.
 
Malum, özellikle spor gazetelerinin, tabii ki yarış bültenlerinin ve yanısıra günlük gazetelerin bir çoğunun altılı ganyan tahmin yazarları var. Televizyon kanallarını da atlamayalım. Bu işi “profesyonelce” yapan insanlar… Gündelik hayatlarının önemli bir bölümünde belli ki at yarışlarına kafa yoruyorlar. Çoğu, konunun tarihine de ziyadesiyle hakim. Sadece hali hazırda koşan atları değil, onların pedigrilerini falan yakinen tanıyor, geçmiş yıllardaki koşularını hatırlıyorlar. Bazıları bizzat camianın içinde… Antrenör, seyis, at sahibi, menajer vb.
 
Uzatmayayım. Bu arkadaşlar yaptıkları tahminlerde genellikle çuvallıyorlar. Üstelik –tahmin yaparken para ödenmediği için- rahat rahat kalın kuponlar yaptıkları halde… Maaşallah, 100 TL'nin altında kupon yapan tahminci yok. İşlerin biraz karışık göründüğü ayaklarda basıyorlar “HEPSİ”! Oh ne güzel. Haydi bakalım, iki ayak sonra sürprize açık bir yarış daha var; yine “HEPSİ”! Hasılı, vatandaşa “bunu oynayın” dediği kuponun bedeli 150 TL. Yahu, vatandaş kendi 8-10 liralık kuponunu zaten 150 TL kazanmak için oynuyor! Haa, daha fazla bulursa ne âlâ.
 
Tekrar az önce de sözünü ettiğimiz, bu kalın kuponlu tahminci arkadaşların genellikle altılıyı bulamamaları meselesine gelirsek… Konunun ilgileri farkındadır; son zamanlarda kış sezonunun sonuna gelindiğinden –yani her şehirde formda atlar vb öne çıktığı ve ganyancılar da bunun farkında olduğu için- altılı fazla para vermiyor. Halk arasında “simitçi altılısı” denilen ikramiyelere sık sık rastlıyoruz. Fakat, özellikle takip ediyorum, bu arkadaşlar çoğunlukla onları bile bulamıyorlar. Bulduklarında da zaten gazete manşet yapıyor. “Bilmem kaç bin liralık altılı bulduk” diye… Siz tabii, “Allah Allah, son zamanda altılı o kadar bin lira ikramiye vermedi” diyorsunuz; manşetin devamına baktığınızda ortada küçük bir “cambazlık” olduğunu farkediyorsunuz. Altılı o gün 70 TL vermiş; olaki o gazetenin/bültenin 10 tahmincisi tutturmuş, manşet, “700 TL bulduk!” Yapmayın arkadaşlar, vatandaş sizin her tahmincinizin altılı önerisini ayrı ayrı kuponlara yazıp oynamıyor. 10 değil 100 tahminciniz de bulsa, bulduğunuz şey sadece 70 TL'dir.
 
Şimdi gelelim önerimize…
 
Kendine güvenen tahminci varsa, bundan sonra oynadığı/önerdiği kuponların miktarını bir kenara yazıp ister haftalık, ister aylık periyodlarla açıklasın. Yani, “arkadaşlar” desin, “ben bu hafta (bu ay) şu kadarlık kupon oynadım/önerdim, kazandığım (ya da sizlere kazandırdığım) miktar da bu kadar.” Evet, biz de bu işi hakikaten kim daha iyi biliyor, kim “HEPSİ”lerle şov yapıyor, görelim. Değil mi?
 
Böylece, tahminci arkadaşlar her ayağa bol keseden at yazarken, oynadığı kuponun sonradan hesabını da vereceği için, belki biraz daha dikkatli ve hassas olur. Yarış oynayan sıradan vatandaşın bütçesine biraz olsun empati duyar. At yarışı oynayan herkes müteahhit değil, bilginize…
 
Evet özetle tekrarlayalım: Cesur bir tahminci aranıyor. Her hafta ya da ay önerdiği kuponların toplam parasal miktarını ve buna mukabil bulduğu altılıların toplam kazancını açıklayacak. Yani bir nevi şeffaflık. Bakalım, “ben varım” diyen çıkacak mı?
 
Not: Altılı ganyan oynayanlara küçük bir tüyo: Tahmincilere bakarken kendinize şu soruyu sorun: “Bunlar acaba bugün nerede yatarlar?” (Çünkü yüzde 90-95 yatıyorlar.) O ayağı/ayakları bulursanız, zaten altılıyı da bulursunuz.