Aslında her şey olması gerektiği gibi

Sizce de bir tuhaflık yok mu? Ligi domine eden üç takımdan biri zirveden kopma tehlikesiyle

NTV Spor 23 Mar 2015
Aslında her şey olması gerektiği gibi

Sizce de bir tuhaflık yok mu?

Ligi domine eden üç takımdan biri zirveden kopma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığında, sanki “ilahi bir el” dokunuyor ve malum üçlü tespih taneleri gibi peşpeşe diziliveriyorlar, aralarında birer puan farkla…

Kimi iyimserler bunu ligimizin rekabet düzeyinin ne kadar üst düzey olduğuna bağlayabilir.

Doğrusu ben de böyle düşünmek isterdim. Ama nedense içimde giderek büyüyen bir kuşku var. Yarım yüzyılı aşkın bir süreyi bu ülkede yaşamış ve olup biteni iyi kötü takip etmeye çalışmış bir yetişkin olarak, çok şükür (!) hayatımızdan eksik olmayan komplo teorilerinin gölgesi düşüveriyor, karşımızdaki futbol manzarasına…

Emenike sırtındaki formayı savurup seyircilere bağıra çağıra sahayı terkediyor. Ardından itile kakıla sahaya geri gönderiliyor. Maçı yöneten hakem, olanları en az bizim kadar şaşkınlık içinde izlemekle yetiyor. Futbol sahası değil, dingonun ahırı! Aynı dakikalarda, futbol alemimizde bir nefret nesnesine dönüşmüş şahıs rakip takımın hocasına gayet aleni biçimde ve defalarca küfür ediyor, ortadaki yandaki, öndeki, arkadaki hakem ordusu süt dökmüş kediye dönüyor. Farkında bile değiller, aslında o küfürler kendilerine ediliyor, “ben sizi ipime bile takmam” kabilinden… O zaman daha iyi anlıyoruz, sahada hakem kılığında dolaşan adamın isminin üzerini FİFA'nın neden çizdiğini.

Bunları maçın hemen ardından özellikle yazmadım; merak ettim, ertesi gün spor basınımızda kim ne diyecek diye… Doğrusu, neredeyse bütün bunlar hiç yaşanmamış gibi bir serinkanlılık hakim yorumlara. Sanki her hafta yaşanan ve sıradanlaşmış olaylar… Pes doğrusu!

Mesele şu değil: Beşiktaş kazanmayı hakettiği bir maçı hakem marifetiyle kaybetti falan demiyorum. Her iki takımın da kazanma ihtimali vardı; daha büyük ihtimal beraberlik gibiydi. Fenerbahçe son dakikada bulduğu şansı iyi değerlendirdi ve kazanan taraf oldu. Eyvallah. Ama bunların hiçbiri, sahada sergilenen orta oyununu hayret verici bir basiretsizlikle seyreden, ya da şöyle diyelim, zaten böyle yapsın diye oraya gönderilmiş bir hakemin olduğu gerçeğini değiştirmez.

Neyse, biz yine ligimizin yüksek rekabet düzeyine bakıp iyimserliği elden bırakmayalım. Her şey olması gerektiği gibi. Değil mi?