Beşiktaş ilk yarı boyunca kötü bir görüntü çizdi. Kayserispor rakibine göre çok daha etkiliydi. Çok sayıda pozisyon buldu ama tek golle yetindi. Beşiktaş açısından bu tablonun sebebi üzerine düşünmek lazım.
Sosa, Olcay, Gökhan üçlüsü oyunun iki yönünü gözetmeyen dirençsiz bir futbol sergilediler. Hadi diyelim Sosa hücumda üzerine düşeni yaptı; ama Gökhan ve Olcay o bölgede de çok etkisiz kaldılar. Kayseri'nin Beşiktaş yarı sahasında etkili olmasında orta saha oyuncularının gösterdiği zaafiyetin yanısıra ilk yarı boyunca Necip'in ilk müdahalelerde yetersiz kalmasının da payı vardı. Defans hattının önünde büyük bir boşluk oluştu. Kayserispor rahat pas yaptı, sık sık şut imkanı buldu. Neyse ki ikinci yarı toparladı, savunmanın direnci arttı.
Beşiktaş'ın golleri kişisel becerilerden geldi. İlk golde en büyük katkı kaleci Tolga'nındı. Orta sahadaki boşluğu çok iyi gördü. Sosa'nın pas zamanlaması ve Gomez'in soğukkanlılığı sonucu getirdi. Yediği golde ise İsmail'in bariz hatası vardı. Kornerden gelen top ceza sahasının dışına çıktığında, savunmayla birlikte çıkmayıp ofsaytı bozdu. Korner atışlarında direk dibini tutan oyuncuların sık yaptığı hatalardan biri… İsmail'in tecrübesine yakışmadı. Beşiktaş'ın ikinci golü için söylenecek fazla bir şey yok. Sosa'nın vuruş kalitesi kadar kaleci Kayacan'ın hatası da rol oynadı.
Beşiktaş, rakip sahada istediği pas trafiğini gerçekleştiremedi. Hem Kayserispor topun arkasına çok adamla çabuk geçti hem de Oğuzhan'ın yokluğu kendisini hissettirdi.
İkinci yarı –tahmin edildiği üzere- maç enteresan bir görünüm kazandı. Kayserispor'un beraberlik için yükleneceği belliydi; tabii Beşiktaş'ın da geniş alanlar bulacağı… Tam da öyle oldu. Beşiktaş 45-55 arasında en az 3 gol bulabilirdi. Ama peynir-ekmek gibi harcadılar. İlerleyen dakikalarda Beşiktaş'ın gol arayışı yerini maçı bu sonuçla bitirme çabasına bıraktı. Skoru muhafaza etmesi kolay olmadı. Sonuçta zor da olsa 3 puanı aldı. Ama sadece şu istatistik bile iki takımın oyun içindeki ağırlığına işaret ediyor olsa gerek: Kayserispor'un tam 21 şut girişimi var; bunların 7'si kaleyi bulmuş. Beşiktaş'ın ise 3'ü kaleyi bulan sadece 5 şutu… Ciddi bir fark. Üstelik Beşiktaş'ın ortalama istatistiklerine göre çok zayıf bir yüzde.
Beşiktaş'ta düşüş olduğu bir gerçek. Ligin başındaki enerjiyi göremiyoruz. Dahası bir özgüven zaafı da seziliyor. Sanki gol yemek kaderiymiş gibi… Futbolcular da bu baskı altında olmalı ki rakip ataklarda gözle görülür bir telaşa kapılıyorlar. Önünde iki önemli maç var: Sporting ve Galatasaray. Ersan'ın, Quaresma'nın ve Oğuzhan'ın dönecek olması iyi haber. Lakin iki maç da rakipleri açısından “kader maçı”. Hasılı Beşiktaş çok keskin bir virajın eşiğinde. Bu sezon daha olgun bir takım olup olmadığının ölçüsü bu viraj olacak.
