Sıradaki!..

Evet, futbolda yayın gelirlerinden sonra milli olabilecek oyuncuların toplandığı yere de havuz deniliyordu. Belki futbolu değil yüzmeyi daha çok seviyorduk bilinçaltımızda. Derya Büyükuncu’yu mu düşünseydik acaba Avcı’nın yerine? Kendisi Survivor bir insandı sonuçta, belki bu görevde de survive* edebilirdi?

NTV Spor 28 Mar 2013
Sıradaki!..
Bir milli macerada daha matematiksel olasılıklar Yiğit Özgür'ün bolca dolaşan o karikatüründekine kaldı:
 
“Bu maç Polonya'yla berabere kalabilirsek, Fransa Bosna'yı yenerse, Macaristan da kendi sahasında Hollanda'ya mağlup olursa, Tacikistan gülümserken Almanya osurursa, Nijerya naber diyip de Litvanya hadi be eşşek derse bir üst tura çıkıyoruz… - Allah kahretsin böyle futbolu”
 
Çok fazla para kazanan Hiddink bizi götüremediğinde özkaynaklarımıza döndük. Avcı alt yaş grubundan aşina olduğu gençlerin büyümüş hallerinin başına geçecekti. Atılım yapılacaktı, havuz genişleyecekti.
 
Evet, futbolda yayın gelirlerinden sonra milli olabilecek oyuncuların toplandığı yere de havuz deniliyordu. Belki futbolu değil yüzmeyi daha çok seviyorduk bilinçaltımızda. Derya Büyükuncu'yu mu düşünseydik acaba Avcı'nın yerine? Kendisi Survivor bir insandı sonuçta, belki bu görevde de survive* edebilirdi?
 
Ama o havuzun belli mevkileri epeyi sığdı. Oralarda kenara “Dalmak yasaktır” yazılmalıydı. Ama biz dalıp dalıp gittik Brezilya hayalleriyle. Kafayı da vurduk haliyle.
 
Hollanda'nın arkasından ikincilik kovalamak en gerçekçi senaryoydu. Onlara yenilerek bunun gerçekliğinin altını çizerek başladık işe. Sonra ikincilik için çekişeceğimiz iki rakibimize de yenildik. İkisini de yenerek durumu eşitleme şansımız olabilirdi. Biriyle oynadık ikinciyi. Olmadı. Havuz boyuna kısa, enine dar geldi.
 
Hiddink döneminde oyuncu seçimleri tartışıldı hep. Avcı döneminde tartışılmadı mı? Tartışıldı. Belki de seçecek oyuncu yoktur. Bunun çözümü konusunda dönüp dönüp yabancı sayısına takılanlar bir devre biraz oynayıp sonra kaybolan Alper Potuk'u Eskişehirspor'da hangi yabancının kestiğini söylese keşke. Kendi takımında, önündeki olası dandik yabancıların önüne geçip forma alamayan yerlilerin önünü yabancı sayısını azaltarak açmanın mantığını anlatsa veya. Yabancı sayısıyla ilgili planlanan uygulama değişmezse seneye takımların 18 kişilik maç kadrolarına yazacak 12 tane yerli oyuncuyu nereden bulacakları da sorulabilir. Her hafta 18 x 12 = 216 tane yerli oyuncu maç kadrolarında olacak önümüzdeki sezonda, yeni uygulamaya geçilirse.
 
Bayağı bir havuz yani? Yetmezse nasılsa Almanlar yetiştiriyor bizim yerimize.
 
Şimdi, yine, Avcı'nın teknik direktörlük becerilerinin azlığı, futbol vizyonunun “Yatmayın ulan” Büyükşehir Belediyespor'dan ibaret olması gibi şeyler üzerinden çözüm arıyoruz. “Petrol vardı da biz mi içtik?” diyen Süleyman Demirel geliyor aklıma, olasıdır ki Avcı'nın da aklında benzeri soru vardır: “Oyuncu vardı da biz mi yedik?”
 
Ha ama biz milli takım problemini bu problemin en tepesindeki teknik isimden çözmekte kararlıyız. Bunun aşağıdan yukarı çözülmesi gereken, disiplin, basiret, tutarlılık, kararlılık gerektiren topyekün bir politika işi olduğunu yine görmezden gelip A milli takım hocasını değiştirerek çözmeye çalışacak gibi gözüküyoruz.
 
Adayım Yılmaz Vural. Ne yazık ki sağlam bir CV'yi geride bıraktığı 21 takımla karikatürleştiren Vural, artık iyice karikatürleşen bu pozisyon için en ideal aday değildir de nedir… Kazanamasak da güleriz en azından.
 
*Survive: Hayatta kalmak