"Türkiye'nin değişik şehirlerinde belediyelerle ortak çalışmaya giriyoruz. Bisiklet yolları yapacağız. Belli sayıda özel bisiklet üretmeyi planlıyoruz. Bu ülkede bisiklet sporunun gelişebilmesi için çalışacağız" diyordu Vestel Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdürü Ergün Güler. Genç, güleryüzlü üst düzey bir yöneticinin sözlerini biz de heyecanla dinliyoruz. O da o kadar heyecanla ve inanarak anlatıyor ki devrimci Bisiklet Federasyonu Başkanı Emin Müftüoğlu ile nasıl bir ortaklık kuracaklarını hayal etmeye çalışıyoruz.
Bisiklet ülkemizde çok büyük geçmişi olan bir spor. 30'lu, 40'lı yıllarda olimpiyat seviyesinde yapılıyordu. 70li yıllarda insanların sokaklara çıkarak geçen bisikletçilere destek verdiği günler 21.yüzyılın başlarına kadar rafa kalktı. Yollar kesildiği için yabancı bisikletçilere saldırılan karanlık günlerden geçti Türkiye. Sonrasında Eurosport ve tabii ki Anakin Skywalker günlerindeki Lance Armstrong sayesinde en azından bir grubun yeniden bisikleti hatırladığı bir dönem.
Emin Müftüoğlu'nun Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu'nu yeniden canlandırmasının ardından televizyonda izledikleri yıldızları canlı canlı görmeye başladı sporseverler. Yaratıcı bir grup Karşıyaka taraftarı, kendi sloganlarını hafif eğip bükerek, " Cav, Cav, Cav, sin, sin, sin, Cav sin Cav sin kaf" diye bağırıyor. Bisiklet dünyasının Usain Bolt'una bunu açıklasalar kimbilir ne kadar gülerdi.
Yarış direktörü Abdurrahman Açıkalın, "8 yılda hepimiz çok şey öğrendik. Yıllar önce Gökova Körfezi'nden iniş yapılırken emniyeti uyardık. Bisikletçilerin inişte 110-120 kilometreye ulaşabileceklerini söyledik. Ancak bize inanmadılar. Emniyet müdürü merak etmiş, radar kurdurmuş ölçtürmüş. 112 kilometreyi bulmuş. Bizden özür dilediler. Artık onlar da alıştı".
Açıkalın, Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu'nun başarısındaki temel isimlerden birisi ama ailesinde tek değil. 17 yaşındaki kızı Hanzade, tur gönüllüleri ve sporculara Bruno Mars'ın Uptown Funk şarkısını söyletip video hazırladı.
Vestel City'nin içinden geçen tur, dünya tarihinde bir ilke imza attı. Fabrika içinde 800 metreyi alkışlar içinde geçerken Türkiye Güzellikleri puanlarını aldılar. Bir gün o tesislerde üretilecek bir bisikleti kullanacaklar mı? Umarız.
Turkuaz mayoyu kapan Hırvat Kristijan Durasek de aslında bu yılın turunun ana temasına uygun isim. Tur'un içindeki herkes, bu yıl zıpkın gibi genç bisikletçilerden söz ediyor. Durasek de bunlardan birisi. 44 yaşındaki kurt İtalyan Rebellin'den mayoyu kapışı ve bunu soğukkanlı karşılayışı memnuniyet verici. Bir Hırvat bisikletçinin bunu başarması bizim için de örnek teşkil ediyor.
Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu her geçen gün daha iyiye gidiyor. Yabancı meslektaşlarımızdan övgüler duymak da güzel. Ama benim kafamda hep aynı soru var. Bir gün Emin Müftüoğlu gibi Abdurrahman Açıkalın gibi vizyon sahibi adamlar federasyondan gittiğinde bu tura sahip çıkılacak mı? Türk sporunun en büyük sorunlarından birisi istikrar. Gelen öncekinin yaptığını bozuyor. Umarız onlar bırakana kadar bu iş geri dönülemez bir noktaya gelir.
