Rusya maçı öncesi bizim oyunumuzda ilgili en büyük detaydı servisler...
Hatta oyunumuzun 'zincirden bir halka' olarak düşünülebileceğini, bu zincirin ilk halkasının da servisler olduğunun altını çizmiştik. Rusya karşısında aslında ilk setin başında etkili servis attığımızda nasıl bir takım olduğumuzun sinyallerini vermeye başlamıştık. Rakibin servis karşılama konusunda sıkıntı yaşaması, buna paralel olarak bizim de blokta daha rahat yerleşim sağlamamız, maç öncesinde kafamızdaki planların sahaya yansımasıydı adeta. Ancak ne zaman servis tempomuz düştü, Ruslar üzerlerine gelen topları rahat bir şekilde pasöre aktarmaya başladı, o zaman işler tersine döndü. Özellikle Rusya'da pasörün arkada olduğu üçlü hücum turlarında yüksek bloğa karşı çok zor anlar yaşadık. Tabii ki belimizi büken asıl sorun, Rusya'nın attığı etkili servisleri bir türlü sağlıklı bir şekilde karşılayamamamızdı.
Aslında ilk seti bir kenara bırakırsak Rusya'ya karşı maçı alabilecek düzeyde oynadığımızı söyleyebiliriz. Defansta özellikle ikinci sette çok fazla top çıkardık ve Rus hücumlarının direncini kırmayı başardık. Hücumlarımızda da plase ve smaç plaselerle onların defans ve blok dengesini, bozmaya çalıştık. Ancak özellikle 2. setin son bölümüne 3 sayılık avantajla girmişken yaptığımız basit hatalar, yarı final şansımızın avuçların içinden kayıp gitmesine neden oldu. 2. ve 3. setlerde önde olmamıza karşın ardı ardına yapılan hatalar ve iyi servis karşılamayıp hücumda Rus bloklarına haps olmamız morallerin bozulmasına neden oldu ve ritmimiz düştü.
Böyle yüksek bir rakibe karşı hücumu çeşitlendirmek bizim adımıza bir mecruburiyetti. Çünkü zaten fiziksel olarak büyük avantaja sahip olan rakip, hücumlarımızın köşelere yığılmasıyla, özellikle 4 numaradan yapılan ataklara karşı çok iyi blok yaptı. Filenin Sultanları adına Büşra'nın bloklardaki iyi performansı da yeterli olmadı.
Evet Rusya'da geçtiğimiz 10 yıla damga vuran Ekaterina Gamova ve Luba Sokolova gibi iki oyuncu yoktu. Ancak Obmochaeva, kendisine neden 'Yeni Gamova' gözüyle bakıldığını gösterdi. Hem çok yüksek bir oyuncu, hem de zaman zaman tüm önlemlere karşın bloğun üzerinden vurabiliyor. Onun yanında Kosheleva da gerçekten çok yetenekli bir smaçör. Önüne blok getirsek de durduramadık. Ve en önemlisi bu iki isimde setlerin son çeyreklerinde hatasız oynamayı başaran isimler oldu.
Sonuç olarak daha iyi bir noktada tamamlayabileceğimiz bir turnuvaya çeyrek finalde veda ettik. İnsan bu noktada ister istemez Almanya'ya yenilerek grup liderliğini kaçırdığımız maçı hatırlıyor... O maçı kazansak, nispeten daha kolay bir yoldan yarı final-finale yürüyebilirdik.
Yine de sonuna kadar mücadele eden, son topa kadar vazgeçmeyen, savaşan Filenin Sultanları'na teşekkürler...
