Bu sezon karar verildiği üzere, Beko Basketbol Ligi takımlarının kadrolarında hepsi ilk 5'te sahada yer alabilecek şekilde hem 5+1 yabancı uygulaması başlayacak, hem de değişiklik olmadığı takdirde önceden devşirilmiş oyuncular için hayat kaldığı yerden aynen devam edecek.
Kimse kusura bakmasın ama 12 kişilik kadronun içinde 6 yabancı, 1 devşirme ve süre alamayan 5 Türk ile takımlar Beko Basketbol Ligi'nde değil ama istenirse başka bir Avrupa liginde oynayabilirler. Beko markasının çoğu lige ana sponsor olması sebebiyle arzu edilirse, sizin kulüp başka bir lige devşirilebilir. Bench'te oturacak 5 Türk'ün bile birkaçı Yugoslav veya Rus kökenli iken, has Türk oyuncuyu sahada görebilmek artık hayal olacak. Yine bir yeni kuralın daha canına okumaya çalışıyoruz ve yeni oluşum amacından uzaklaşmaya başlıyor.
Ben kesinlikle 5+1 kuralına karşı değilim ancak devşirme oyuncuya karşıyım. 70-75 milyondan oyuncu yetiştiremeyip diğer ülke oyuncularına "Sen Türk ol" diye sarkmak bana biraz saçma geliyor. Hatta ve hatta aciz olduğumuzu kabul edip bu oyuncuya Türk Milli Takımı'nda yer vermek de çaresizliğimizin tam anlamıyla ispatı oluyor. "Biz beceremedik gel sen bizi kurtar" felsefesi ile çöküyoruz, sürdürülebilir bir zemin asla oluşturamıyoruz.
Devşirme, ey arkadaşım! Hem devşir, hem yabancı adedi artsın diye talepte bulun, ne ala memleket! Türkiye'den oyuncu çıkmıyor, Avrupa'da oynayan oyuncumuz yok, NBA'de olanlar Milli Takım'a neden gelmiyorlar acaba? Bir durup düşünmek gerek.
Sadece yabancı videosu izlemek ile koçluk veya yöneticilik yapılmaz. Türkler basketbola yabancı kaldılar, biraz da onları izleyin. Bakın amacınıza ulaştınız, Türkler artık basketbola iyice yabancılaşıyorlar ve açıklarını kapatmak için bu yaz gerçekten çalışmaya başladılar. Artık yöneticiler derin uykudan uyanan Türk basketbolcuların farkına varabilirler. Ezber bozma vakti geldi geçiyor bile. Türk oyunculara dayalı olmasa da onların da işin içinde kendilerini hissedebilecekleri bir sistem oluşturmak ve elimizin altındaki Türk insan kaynağını değerlendirmek için çok geç kaldık, ancak zararın neresinden dönülse kardır.
Son sözüm de Türk oyunculara; yıllardır kabul edelim ki az çalıştınız, haksızlıklara uğradınız, pasaportunuz ile fayda gördünüz, vs... İyisi ve kötüsü ile bir dönem daha kapandı. Basketbolda devrim yapıldı ve yeni basketbol kuralları belirlendi. Herşey değişecek, adapte olmak ve anlamak zor olacak. Lütfen çalışın, çok çalışın ve bizi özellikle devşirme oyunculara ve ülkemize sürekli buyur ettiğimiz aslında sizlerden daha kötü olan oyunculara mahkum bırakmayın. Biliyoruz ki bazı kadro seçimlerinin kararını koçlar ve yöneticiler hep birlikte veriyorlar. Ancak bu zinciri kırmak ve gidişatı değiştirmek yine sizin elinizde. Ben ve benim gibi düşünenler, her Türk oyuncusunun bir cevher olduğunu ve mutlaka rotasyon içinde olması gerektiğini daima savunacağız. Devşirme oyuncu, Türk oyuncular için büyük bir haksızlık. Buna karşı durmak ve ileriki dönemlerde yabancı sayısını tekrar azaltmak için sizin göreviniz bu noktada çok önemli. Oyuncu için güven çok mühimdir, herkes önce kendisine güvenir, daha sonra kendisine güvenilmesini sağlar. Oyuncuya güven ise birkaç hata veya güzel oyunla hızlıca değişmez. Nitekim koç oyuncuya uzun bir dönem güvenir veya uzun bir dönem güvenmez. Verilen haklar veya verilmeyen haklar bir dönem kalıcıdır. Ancak söke söke formayı alana da kimse çıkıp bir şey söyleyemez, sadece saygı duyar.
Nitekim Dudley, Simmons, Emir ve Ruzic gibi oyuncuların devşirme olarak kadrolarda yer almalarını da açıkçası anlamak çok güç. Kendini ispat etmiş bu isimleri kadrolarında barındıran takımların, bu tür kurnazlıklara ihtiyaçları olduğunu ben şahsen düşünmüyorum. Eğer devşirme olmadan Türkiye'de basketbol oynayamıyorlarsa da, tüm dünyada basketbol oynanacak daha bir dolu lig var ve kendilerine oralarda rahatlıkla ortam bulabilirler. Bu konu da çok ısrarcı olmayıp, oyuncuların geleceklerine şekil vermelerine yardımcı olsalar hayırlı bir iş yapmış olacaklar.
