Wimbledon Dünya Kupası

Spor dünyasında bazı organizasyonlar vardır, ait olduğu spordan, yapıldığı ülkeden ve takvimden bağımsız olarak birer gelenek, birer külttürler.

NTV Spor 07 Tem 2014
Wimbledon Dünya Kupası

Spor dünyasında bazı organizasyonlar vardır, ait olduğu spordan, yapıldığı ülkeden ve takvimden bağımsız olarak birer gelenek, birer külttürler. Bu sene bu kült olaylardan 3'ü aynı zamana denk geldi, hatta ikisi aynı coğrafya'yı kısa sürede olsa paylaştı. Brezilya diğer yarı kürede dünya kupasına evsahipliği yaparken Birleşik Krallık bir yandan Wimbledon'a veda etti, diğer yandan da Fransa Bisiklet Turuna start verdi. Wimbledon son 10 yılın en iyi iki erkek tenisçisi ile kadınlar tenisinin belki de geleceğine evsahipliği yaptı.

Wimbledon kadınlar finali son dönemde adını farklı telaffuzlarla da olsa daha fazla duymaya başladığımız Eugenie Bouchard ile daha önce 2011'de bu zafere ulaşan Petra Kvitova'nın mücadelesine sahne oldu. Turnuva öncesi Kvitova 6 numaralı seri başıyken Bouchard 13. Sırada yer alıyordu. İlk iki seribaşı ve favoriler Serena Williams ve Li Na dördüncü turu göremezken 4 ve 5 numaralı seribaşlar Agniezska Radwanska ve Maria Sharapova'nın dördüncü turu görmeleri çok işlerine yaramadı ve orada elendiler. İlk 5 seribaşından sadece Simona Halep yarı final gördü ama o da Bouchard engeline takıldı.

2011'de finalde Maria Sharapova'yı yenerek kariyerinin ilk grand slam zaferine ulaşan Petra Kvitova, kariyerinde sadece 6. kez grand slamde mücadele eden 20 yaşındaki Eugenie Bouchard karşısında favori gösteriliyordu ama maçın sonucu yine de tahminlerden uzak gerçekleşti. Kvitova rakibine sadece 3 oyun verip 55 dakikada maçı 6-3 ve 6-0 ile kazandı. Petra Kvitova önümüzdeki yıllarda da istyikrarle ve güçlü olarak kadınlar tenisinde bir güç olmaya devam edeceğini bu turnuva ile gösterdi. Diğer yandan bu sezon Avustralya'da yarı final, Fransa'da yarı final ve son olarak Wimbledon'da final oynayan Eugenie Bouchard bu grafiği devam ettirirse, güzelliği ile birlikte bir spor yıldızı olacağını hissettirdi.

Roger Federer, Rafael Nadal ve Novak Djokovic tenisseverlerin bu dönemi yaşadığına şükretmesini sağlayan 3 büyük raket. Bu üçlünün arasına zaman zaman Andy Murray ve David Ferrer de katılsa da üç büyüğün arasında yaptığı maçlar her zaman seyredeğer ve “tarihi” oluyor. Bu sene 2014 Wimbledon finali de kimseyi hayal kırıklığına uğratmadı. Bir yanda her ne kadar adını 3 büyük arasında saysak da kazandığı grand slam sayısıyla bu isimlerin hayli gerisinde kalan Novak Djokovic (Federer 17, Nadal 14, Djokovic 7) diğer yandaysa her finaline acaba son finali mi, her şampiyonluğuna acaba son şampiyonluğu mu soruları sorulan, son 3 yıldır tenis otoritelerinin emekli mi oluyor falı açtığı Roger Federer.

Roger Federer tüm zamanların en iyisi etiketini en çok hak eden tenisçi belki de, sadece kazandığı için değil, kaybetse de geri dönebildiği için. 2012 Wimbledon şampiyonluğu öncesi üst üste 9 grand slamde şampiyonluğa ulaşamamıştı, dünya 1 numarası koltuğunu kaybetmiş hatta 3. Sıraya kadar gerilemişti. O final öncesi 2011'de Wimbledon'dan çeyrek finalde de elenince artık herkes yolun sonunun geldiğinden emindi. Ama Federer 2012'de malum soruya verebileceği en güzel “Hayır” cevabını vermişti şimdi 2014'te finale çıkıp, finalde inanılmaz bir savaş vererek de bu soruyu bir kez daha cevapladı. Federer ilk seti aldı ve bu gerçekçi gözler için onun maçı dengeye getirmesi anlamına geliyordu. Zaten Djokovic diğer 2 seti alıp 2-1 öne geçerek ilk seti anlamsız hale getirdi. Esas hikaye maçın 4. setinde yaşandı. Novak Djokovic 5-2 öndeydi ve Federer maçta kalmak için servis atıyordu. Bir türlü istediği servisleri atamadı ve bir anda Djokovic'in adının yanında “Şampiyonluk Puanı” yazısı belirdi. Ama Federer buradan dönmeyi başardı servis oyununa tutundu. Wimbledon merkez kortta alkışlar Federer'in bu son kahramanca duruşu içindi ve artık Novak Djokovic'in maçı bitirmesi bekleniyordu. Federer ise aynı fikirde değildi, önce Djokovic'in servisini kırdı daha sonra da kendi servis oyununu kazanıp durumu 5-5'e getirdi. Orada da durmadı Federer, setin sonunda 7-5'lik Federer üstünlüğü vardı. Roger Federer bir kez daha herkes bitti derken “hayır” demiş ve maçı final setine taşımıştı. Final setinde iki tenisçi de elinden geleni yapsa da sonunda zafer Novak Djokovic'in oldu. Novak Djokovic kariyerinin 7. grand slam zaferine ulaşırken kortta alkışların büyük çoğunluğu Federer'e gitti. Belki de ona duyulan saygıyı en güzel Novak Djokovic yaptığı espriyle gösterdi; “Roger'a benim kazanmama izin verdiği için teşekkürler”